Takke, Tespih ve Türbanla Kelini Kapatamazsın Putin

0
826
İhsan Berkhan

Büyük bir heyecan duydum! “Umut ve Dans” dedim bu yüzden.
Waynakh Halk Dansları Topluluğu’ nu yeniden İstanbul’ da izleyebilmek güzeldi gerçekten.
Grozni Havalimanının uluslar arası havalimanı statüsüne kavuşmasına ve İstanbul-Grozni seferlerinin başlamasına sevindim. Yıllar sonra yeniden Grozni’yi, Archoy Martan’ı, Slipsowskaya’yı görebilmek; Çeçen kulelerini (bawları), dağları gezebilmek için en uygun zamanda Çeçenya’ya gitmeyi planladım.
Grozni Tv’yi izleyebilmek için çanağın yönünü değiştirttim. Çeçen şarkıcıları, tiyatrocuları, sporcuları, sanatçıları izleyebilmek; Çeçenya daki gelişmeleri yakından takip edebilmek düşüncesiyle.
Yıllarca süren savaş nedeniyle dünyanın pek çok ülkesine sığınmak zorunda kalan ve zor şartlarda yaşayan Çeçenlerin yeniden anavatanlarına dönüşü için yapılan girişimlerden, farklı siyasi yapılar arasındaki diyalog arayışlarından, kongrelerden umutlandım. Gururlandım da… Sultanahmet Camisi’nin bir benzerinin Grozni’de yapılmasından, şehirlerin, köylerin yeniden inşasından. Bağımsızlık konusunda dışarıdan yönlendirmelerden ziyade halkın düşüncesine saygı duydum hep; İnguşya’nın Çeçenya’dan ayrılmasına üzüldüm ama İnguş halkının iradesi o yönde olduğu için Rusya Federasyonu’na özerklik statüsünde bağlanmasına saygı duydum, savaş istemeyen Çeçen halkının vermek zorunda kaldığı savaşa da. Savaş sonrası yaraların sarılmasına yönelik her türlü girişime de. Kadirov ya da başkası bu geçiş sürecinde olacaktır, yadırganmamalı, devlet başkanı olarak saygı duyulmalı dedim. Çeçenya’nın Rusya, Türkiye ve diğer tüm komşularıyla iyi ilişkiler kurmasını, ticarette, sanayide, üretimde, kültür sanatta, turizmde hep ilerde olmasını; bağımsız, laik, demokratik, çağdaş bir yönetime kavuşmasını hayal ettim ve bu hayalin gerçekleşmesi umuduyla her olumlu gelişmeyi sevinçle karşıladım.
1864 ve sonrası dönemlerde sürgün ya da göç yoluyla anavatanını terk etmek zorunda kalmış olan Kafkasyalıların anadillerini ve kültürlerini unutmamaları, geliştirebilmeleri için -devletlerin, hükümetlerin statüsüne bakmadan- mutlaka anavatanla diyalogunun kurulması ve geliştirilmesinin hayati öneme sahip olduğunu düşündüm.
Ekim ayı içerisinde -seçilir gibi yapılarak atanmış- Çeçenya Devlet Başkanı Kadirov’un davetiyle Grozni’de “Çeçen Halkı Kongresi” yapılacağını bu kongreye Türkiye’den Kafkas Çeçen Kültür Derneği’nin de davet edildiğini bir arkadaşımızın yazdığı makaleden öğrendim ben de. Kafkas Çeçen Kültür Derneği eski Başkanı olarak diyorum ki:
– Öldürülen İnsan hakları savunucularını, gazetecileri, Anna Politovkskaya’yı, Natalya Estemirova’yı hatırlayacaklar mı? Örneğin: “Katilleri tespit edebildiniz mi? Yakalayabildiniz mi? Soruşturma hangi aşamada?” diye soracaklar mı merak ediyorum ve soruyorum Kafkas Çeçen Kültür Derneği adına Grozni’de yapılacak olan kongreye davetli olarak katılacak olan hemşehrilerimize: İçkerya temsilcileri başta olmak üzere tüm muhalif kişi ve grupların temsilcileri de çağrıldı mı kongreye? Çağrılmadı ise bu kongrenin Çeçen halkının birliğine ne gibi bir katkısı olacaktır?
– Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Çeçen vatandaşlarının açmış oldukları dava sayısı, kaç dosyanın karara çıktığı, Rusya’nın ne kadar para cezasına mahkum edildiği, şu an Çeçenya ve Rusya cezaevlerinde Çeçen asıllı kaç tutuklu ve mahkumun yatmakta olduğu sorulmalıdır. Kuran-ı Kerim’i ezberleme şartı ile en ağır mahkumiyetle yargılanan tutukluların dahi tahliye edildiğine ilişkin basında çıkan haberlerin doğru olup olmadığı, bu durumun Putin’in ve Rusya Parlamentosu’nun bilgisi ve onayı dahilinde olup olmadığı da sorulmalıdır.
– Başta Fenerbahçe, Beykoz, Ümraniye kamplarında yaşayanlar olmak üzere Türkiye’deki -ve dünyadaki- Çeçen sığınmacıların güvenliklerinin ve asgari geçim şartlarının sağlanması şartıyla anavatanlarına dönüşleri gündeme getirilecek mi bu kongrede? Gündeme getirilmelidir.
-Anadilde eğitim, halk dansları, tiyatro, karşılıklı öğrenci ziyaretleri, turistik ziyaretler, çifte vatandaşlık, Kafkas Çeçen Kültür Merkezi vb konularda görüşler, talepler dile getirilecek mi bu ziyaret sırasında? Dile getirilmelidir.
Düşünmediklerime, söylemediklerime, inanmadıklarıma gelince:
-Hiçbir zaman Kadirov’u beğendiğimi söylemedim, Çeçenya’nın başına yakıştığını düşünmedim, Çeçen halkını birleştirebileceğine inanmadım, ama küfretmedim de! Folklorik kıyafetleri beğendim ama Çeçen erkeklerini, kadınlarını ve çocuklarını hep çağdaş kıyafetlerle düşündüm. Kravatlı takım üstü kalpağı simgesel buldum, yadırgamadım hiç. Sovyetler döneminde Çeçen kızlarının kendilerini Ruslardan ayırmak için başlarına taktıkları bandı da. İsteyen istediğini giyer, karışamayız. Ama düşüncemi ifade etmem gerekirse: Çeçen erkeklerine yakıştıramıyorum başlarındaki hacı takkesini, kızlarına da türbanı! Beğenmedim ve beğenmeyeceğim. Kadiri tarikatının zikrini bile kültürel-dinsel bir renk olarak değerlendirebilirdim belki de her Grozni Tv’yi açtığımda karşımda görmeseydim eğer. Pembe gömlek üstü mor takke, boyunda tespih, lütfen söyleyin bir devlet başkanı bu kadar mı çirkin giyinir? Kulelerin, iş merkezlerinin yapılması ne kadar güzelse, kadınlar için düzenlenen bir etkinliğe başı açık kadınların alınmaması bir o kadar çirkin.
Her geçen gün daha güzel gelişmeleri görmeyi umut ederken, Çeçen kültürünün, ekonomisinin, sanatının, uygarlığının gelişimini; Çeçen halkının birliğini, dirliğini ve bağımsızlığını görmeyi hayal ederken… Daha bir net görünüyor manzara artık, sömürge bir Arap ülkesinden farksız görüntüler. İstediğin kadar kuleler dik, minarelerle süsle şehri, başına takke geçir boynuna tespih, rujlu farlı yüzde görünmeyecek kadar türbanla örtsen de saç telini. Saklanmana gerek yok artık Kadirov’ un arkasına PUTİN, gördük kelini!
Grozni Tv’yi de kapatacağım artık, yemeyeceğim, izlemeyeceğim temcit pilavını…
Kapatıyorum bu konuyu ve makaleyi, çünkü artık heyecan duymuyorum!
Ya bağımsız, demokratik, laik, çağdaş Çeçenya’ya dair umudumu?
Herşeye rağmen ve hâlâ koruyorum. (10.10.2010-İst.)

Sayı : 2010 10

Yayınlanma Tarihi: 2010-10-01 00:00:00