Ev Sahibinin Açgözlüsü Horoz Yerine Çarık Yer*

0
539
Köyün birinde yaşlı bir karı koca yaşarmış. Bir gün, “Şu bizim kart horozu keselim de kendimize bir ziyafet çekelim.” demişler. Kadın kümesten horozu yakalayıp çıkarmış, kocası kesmiş, kadın tüylerini yolup temizlemiş, etleri parçalayıp şıwana** koymuş, pişirmek için ocaktaki çengele asmışlar. Altına da ateş yakmışlar. Akşamüstü su tam kaynamaya başlamışken evlerine genç bir misafir gelmiş. Karı koca horozun etine ortak olacağı düşüncesiyle misafir gelmesine pek memnun olmamışlar. Çerkeslerin en yoksulu dahi konuk ağırlamaktan hoşnut olduğuna göre bunların kim olduğunu anlamak kolay değil elbette, ama her nasılsa açgözlü birileri olmalı. Akşamüstü konuğa süt, yumurta, peynir vb. hazırda ne varsa çıkarmışlar. Erken yatması için yatağını da sermişler. Böylelikle pişmiş horozun etini karı koca kendi başlarına yemek niyetindelermiş. Ancak konuk da bunu sezinlemiş, gelip ocağın başına oturmuş. Onlarla sohbete başlamış. İçinden de “Bu açgözlü karı kocaya bir güzel ders vermeli.” diye geçiriyormuş. Kafasından bir plan kurmuş. Sohbet sırasında kadın kocasına: “Ocağın ateşi sönmek üzere, git de biraz odun getir!” demiş. Adam odun kırıp getirmek için dışarı çıkmış. Biraz gecikince “Nerede kaldı bu adam?” diyerek karısı da arkasından çıkmış. Misafir bunu fırsat bilerek, şıwandaki pişmiş horozu aceleyle çıkarmış ve serilmiş yatağın yorganının altına saklamış. Onun yerine odanın bir köşesinde bir leğen içinde suya bastırılmış duran bir çift çarığı getirip şıwanın içine atmış ve gelip yerine oturmuş.
Çok geçmeden karı koca kucaklarında odunla odaya girmişler. Ocağa odun atarak ateşi arttırmışlar. Evin erkeği, misafirin pek yatmaya niyetli olmadığını görünce konuşup vakit geçirmeye başlamış. Sohbet sırasında adam misafire sormuş: “Sen kaç yaşındasın oğul?”
Misafir: “Horoz kukuriku diye ötmeyi kesip, çarık fokur fokur ses çıkararak kaynamaya başladığında ben tam yirmi beş yaşına girmiş oluyorum.” demiş. Karı koca: “Ne garip şey bu senin söylediğin söz yahu? Böyle bir bilmece ile yaş söylendiğini ilk kez duyuyoruz.
Hiçbir anlam veremedik.” diye gülüşmüşler. Misafir: “Çok geçmeden anlarsınız.” demiş ve izin alıp yatmak istemiş. Yatağa girerek yorganı başına çekmiş, önceden yorganın içine sakladığı pişmiş horozu ses çıkarmadan yemeye başlamış. Bir taraftan da tam uyumuş gibi yaparak horlama numaraları yapmış. Karı koca biraz vakit geçtikten sonra, “Misafir artık iyice uyudu.” diyerek sessizce şıwanı ocaktan indirmiş. Bakmışlar ki şıwandaki su kapkara.
Adam: “Horozu kaynata kaynata kararttık galiba.” demiş. Kaşığını şıwana daldırıp bir parça koparıp ağzına atmış. Çiğnemiş ama bir türlü dişleri eti kesmiyormuş. Karısına: “Yahu bu et çarık gibi olmuş, dişlerim bir türlü kesmiyor.” demiş. Kadın kocasının ağzına baktığında şaşırmış, gidip evin bir köşesinde duran leğene bakmış ki kocasının ıslatmak için koyduğu çarıklar yerinde değil. Hızlı adımlarla kocasına yaklaşmış: “At o çiğnediğin şeyi, o senin eski çarığının bir parçası.” demiş. Adam ağzından çarık parçalarını çıkarmış, çok fena olmuş. Karı koca ne yapacaklarını şaşırmış. Ama misafir gencin bilmece şeklindeki yaş bildirmesinin nedenini anlamışlar. Yaptıklarından utanarak gidip yatmışlar. Ertesi gün de hiçbir şey olmamış gibi konuklarını yolcu etmişler.
**Şıwan: Çerkes tenceresi
Anlatan: Hamtexhu Ayub, Pçıhal’ıkhuay Köyü.
Derleyen: Tsey İbrahim
*(Çerkes Masalları, Türkçesi: M.Yasin Çelikkıran-TEŞÜ, Kafkas Derneği Yayınları, 2001)

 

Sayı : 2011 01