Hatti Ülkesi ve Amazonlar Söylencesi

0
1016
Hatti ülkesi olan Anadolu, aynı zamanda Amazonların da ülkesidir. Amazonlar, Hitit coğrafyasından daha geniş bir alanda görülmekle birlikte, bütün Hitit topraklarında ama özellikle Anadolu’da görülürler.

Amazonlar ve Hititler

Amazonlar, Hititler dönemindeki adı Hapat/Hapa olan Anadolu ana tanrıçası Kybele ile de ilişkili gösterilirler. Amazonlar’daki Ana Tanrıça kültü o kadar yoğundur ki bazı uzmanlar “Hitit kadın rahipleri” olduklarını iddia etmişlerdir. George Thomson da Hattuşaş’taki tanrıça ve savaşçı kadın resimlerini “Amazonların prototipi” olarak nitelemektedir.
Aslında, Hitit tabletlerinde çokça söz edilen“Hitit ülkesinin bin tanrısı”nın çoğu Hatti kökenlidir. Hitite bağlı her vasal krallıkta değişik lakap taşıyan bu tanrılar, birkaç tanrı tipinin yerel çeşitlemeleri gibidir. Akurgal Hocanın da belirttiği gibi Hititler bütün vasal devletlerdeki dinsel inançları ve tanrıları büyük bir hoşgörüyle bünyelerine alarak yaşatmışlardır. C.W.Ceram’da Hititlerin din konusundaki temel ilkelerinin “hoşgörü” olduğunu belirterek aynı görüşe katılır.
Bu iki uzmanın saptamalarından da anlaşabileceği gibi Anadolu’da devlet kuran Hititler, Anadolu’yu tek inanç altında toplayamaya güçleri yetmemiş, onlar da koşulların gerektirdiği gibi davranarak Synkretik bir anlayışla varolan inançlara saygı duyup yaşatmışlardır. Başka deyişle, Hitit federal düzeni içerisinde, Hatti kökenli anaerkil ve Hint-Avrupa kökenli ataerkil yapı ve bu yapıların inanç sistemleri birlikte varolabilmiş; federatif yapıya, anaerkillikten ataerkilliğe geçiş sürecine uygun şekilde, Hitit panteonunda, anaerkil tanrılarla ataerkil tanrılar evlendirilmiştir.
Hattili ve yerli anaerkil tanrılarla Hint-Avrupalı ataerkil tanrılar arasındaki zıtlık ve mücadele Hitit pantheonunun temel özelliğidir. Hitit pantheonunda erkek tanrı egemense de onun karısı olarak Ana Ttanrıça da güçlüdür. Ana Tanrıçanın, M.Şemsettin Günaltay’ın deyimiyle “halk arasında ülkenin birinci tanrısı olmak mevkiini muhafaza ettiğini” söyleyebiliriz. Hitit vasal krallıklarıyla yapılan anlaşmalarda, tanrı ve tanrıçalara anlaşmalarla mevki verilmesi de yukarıdaki saptamalarımızı doğrulamakta, bu dönemdeki tanrıça-tanrı, dolayısıyla anaerkillik-ataerkillik çelişkisini göstermektedir.
Bu saptamalardan sonra rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Hititlerdeki dinsel anlayış, Hitit pantheonu, Amazonlara yabancı değildir. Hatta ona denk düşmekte, onu yansıtmaktadır. Bu yüzdendir ki Thomson “ bu söylence Yunanlılardaki biçimiyle, Ephesos’ta Anadolu anatanrıçasına atanmış dinerkici bir Hitit yerleşim merkezinin anaerkil kurumlarının bir simgesi olarak yaratılmıştır.” saptamasını yapmakta, Amazonları “Hattuşaş’taki savaş tanrısının hizmetkarları” olarak nitelemektedir. O zaman Hattuşaş’taki kabartmalarda gördüğümüz anatanrıça Amazonlar anatanrıçasını -bunun İştar olduğu kabul edilir- kadın savaşçılar da Amazonları temsil edeceklerdir.
George Thomson Hattuşaş’la Ephesos’u, tarihsel süreçte, karşılıklı etkileşim içerisinde birbirleriyle ilişkili olarak değerlendirmektedir. Hattuşaş’taki kabartmalarda görülen tanrıçanın Kybele, İştar ya da Artemis olması da Thomson için o kadar önemli değildir. Çünkü Thomson Amazonlar söylencesinin “diğer anaerkil figürleri tek bir söylencesel kavramda birbiri ardı sıra özümlediği” görüşündedir.

Amazonlar ve Artemis

Çeşitli anatanrıçalar arasında Amazonlarla en çok özdeşleşen, adeta Amazon anatanrıçası ünvanını alan, anatanrıça Artemis’tir. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan Ephesos Artemis tapınağını bu tanrıça için Amazonların kurduğu bütün uzmanlar tarafından kabul edilmektedir.
Kybele’nin değişik şekli olarak kabul edilen Artemis’in ilk tapınağının Anadolu’da kurulmuş olmasına rağmen asıl yurdunun Kafkasya olduğunu düşünen uzmanlar çoktur. George Thomson, “Yunanlılar Amazonları Kafkasya’ya doğru izlerken Artemis’in Kafkasya kökenli olduğunu benimseyen bir geleneği izlemiş olabilirler.” demek suretiyle, hem Amazonların hem de Artemis’in Kafkasya ile ilişkili olabileceğini söyleyen uzmanlara katılır. Aynı şekilde Reşit Ergener de Khios adasında Kaukasa adlı bir köy ve bu köyde bir “Artemis Kaukasis” yani “Kafkasyalı Artemis” tapımı olduğu saptamasını yapar.
Sonuç 
Yukarıda aktardığımız uzman görüşlerine, Hatti dilinin Vubıh diliyle akraba olduğunu iddia eden Messaros’un görüşünü, yine aynı dilin Adige –Abhaz diliyle akraba olduğunu iddia eden Diakonoff’un görüşünü ve “Amazon” adını Adige dilinde “ay” anlamına gelen “maze” sözcüğüyle açıklamaya çalışan uzman görüşlerini ekleyecek olursak,
Amazonları Hatti-Kafkas halkıyla ilişkilendirmemiz kaçınılmaz olur.
Gelecek yazımızda, Amazon adını, Adige-Abhaz dilindeki “maze” sözcüğüyle ilişkilendirerek açıklamaya çalışacağız.

 

Sayı : 2011 02