KBC Başkanı Kanokov

0
504

“Kimsenin oyun sahası haline gelmeyeceğiz”

Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde (KBC) şu anda olan bitenler, Kuzey Kafkasya’yı yeniden canlandırmaya çalışanlar için pek çok dersler içeriyor.
Cumhuriyette terörizmin tırmanması, sadece ekonomiyi geliştirmekle sorunların çözülemeyeceği gerçeğini cumhuriyetin başındaki kişiye de kavratmış görünüyor.
2010 yılında, cumhuriyette durum güvenlik açısından kötüye gidiyor. Kavkaz Uzel haber ajansının verilerine göre, geçen yıl içinde güvenlik görevlilerinden 23 kişi öldürüldü, 35 kişi saldırılarda yaralandı. Nalçik hipodromu ve Baksan hidroelektrik santralinin bombalanması gibi olayları bir kenara koysanız dahi, güvenlik ve eldeki verilerin vahameti açısından bölgede kıyaslanabileceği tek cumhuriyet Dağıstan Cumhuriyetidir.
Yılın sonlarında cumhuriyette çok tanınan birkaç insan öldürüldü. Cinayetlerin tümünün işleniş biçimi birbirinin aynı idi.
Kasım ayının sonlarında “Elbruz teleferik” yatırım firmasının finans müdürü Yusuf Tawuçenov, 15 aralıkta KBC müftüsü Anas Pşihaçev ve yeni yıla üç gün kala da tanınmış etnograf ve biliminsanı Aslan Tsipinov öldürüldü. Aynı günlerde Stavropol’dan avlanmaya gelen 7 avcı öldürüldü.
  • Terörizmin Başlangıcı
Bir yıl önce sizinle röportaj yaptığımızda, terörizm konusunda konuşmamak üzere anlaşmıştık. Çünkü o dönemde bunun için bir neden yoktu ve en önemli sorun cumhuriyetin ekonomisini yeniden ayağa kaldırabilmekti.
Fakat bu gün, bir yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz bir noktadayız.
Şu anda cumhuriyetteki gerçek durum nedir?
1 Mayıs tarihinden başlamak üzere, cumhuriyette meydana gelen bombalama
olaylarının ve cinayetlerin planlanmış özel bir amacı olmadığına inanmıyorum. Cumhuriyetteki durumu birileri özellikle bozmaya çalışıyordu, aynı tarihler benim de ikinci başkanlık dönemimin yaklaştığı zamana denk geldi.
Bir yıl önce kim bize söyleyebilirdi Moskova’da Manej meydanında yaşananların
olabileceğini, veya kim söyleyebilirdi bir yıl içerisinde RF halkları arasındaki ilişkilerin bu kadar hızlı bozulabileceğini. Demek ki birileri RF’de durumu de-stabilize etmek için özellikle çalışıyorlar.
Ben bu olaylarda RF’de ve cumhuriyetimizde istikrarı bozmak isteyen yabancı güçlerin parmağı olduğunu düşünüyorum. Bütün bunlardan benim çıkarttığım sonuç, tüm ülkedeki durumu ve halkların arasındaki ilişkileri bozmak için birilerinin özel çaba gösterdikleri yönündedir. Şimdiye kadar barış içerisinde yaşayan KBC, bu amaç için seçilmiş görünüyor ve yapılan her şey cumhuriyette huzuru bozmak için yapılıyor.
Yıl içerisinde Cumhuriyetin İçişleri Bakanı değiştirildi. Bununla ilgili olarak ne söylemek istersiniz?
Bunu talep edenlerden birisi de benim, .. nisan ayından bu yana olaylarda gözle görülür bir tırmanış varsa, stratejik önemi olan yerler korunamamışsa demek ki görevini tam olarak yapmamış.
Biz, yeni İçişleri Bakanının bu tür terör olayları ile daha aktif mücadele edecek birisi olmasını talep ettik ve onun üzerine bize operasyonel deneyimi olan ve aynı zamanda Afganistan savaşı gazisi olan şimdiki İçişleri Bakanı gönderildi.
  • Ekonomik Durum
Ekonomik açıdan stratejik adımların atılmasını, görev döneminizin tümünü kapsayacak şekilde mi planlıyorsunuz, yoksa yıllık planlama mı düşünüyorsunuz?
Bizim büyük planlarımız var…
Yeniden ekonomik canlanmayı sağlayacağız, işletmelerin faaliyetlerini büyütmelerine ve inovasyon konusuna özel önem vereceğiz. Bölge valisi Hloponin’in bu konudaki desteği ve çabası, başarılı olacağımız konusundaki ümidimizi daha da artırıyor.
En önemli sorunumuz kredi kaynaklarının teminidir. İnovasyon projelerine kaynak bulmakta zorlanıyoruz, çünkü Rus firmalarını cumhuriyette yatırıma ikna etmek oldukça zorlaştı.
Ekonomik kaynaklarımız bu projeleri hayata geçirmek için yeterli değil. Yeni yatırım projelerinin Kuzey Kafkasya federal bölge merkezinden desteklenmesi için çalışmalar yapıldı ve bu amaçla federal bütçeden 50 milyar rublelik bir kaynak ayrıldı.
Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi stratejik kalkınma planının üretim yatırımları içerisinde KBC niçin sadece tek bir proje ile yer alıyor? Diğer alanlarda da cumhuriyetin proje sayısı oldukça az görünüyor.
Biz bu plana aklımıza esen her projeyi “mutlaka uygulanması gereken projeler” olarak ekletmedik. Strateji stratejidir, gelişmenin temel çizgisini belirleyen budur, dolayısıyla her alanda proje ekleyebilirsiniz eğer istiyorsanız. Hemen şimdi size çimento ve otomobil fabrikası ve benzer kaç tane istiyorsanız proje sıralayabilirim, fakat bunu kim gerçekleştirecek?
Ekonomi ve Kalkınma Bakanlığının gösterdiği uzun vadeli projeler bu kalkınma planına girecek projeler değil. Bunun yerine, gerçekten uygulanabilirliği olan projeler hazırlamak gerektiğini düşünüyorum. Şu anda kimya sektöründe bir projemiz var, 12 milyar ruble değerinde, RF yatırım bankasından kredi almak üzere. 5 milyar ruble maliyetli modern kümes hayvanı üretim ve kesim tesisi projemiz var. En son açtığımız alçı panelleri, kartonpiyer, zemin döşeme taşları üreten 4 milyar ruble değerindeki tesis var.
Rosneft’in üretim tesislerini KBC yerine Çeçenya’da kurmaya karar vermesine nasıl bakıyorsunuz, Cumhuriyetiniz için bir kayıp olduğunu düşünüyor musunuz?
Daha önce de söylemiştim, petrol çıkartıldığı yerde işlenir, ekolojimizi bozmasından başka ne bekliyoruz biz bu fabrikadan.
Hammaddesi Dzelique ve Baksan bölgelerinde mevcut olmasına rağmen çimento fabrikası kurulmasına izin vermedim. Çimento fabrikalarının bulundukları yerlerde neden oldukları ekolojik felaketleri gördüm çünkü. Öylesi bir üretimi burada yapmaktansa çimentoyu satın almayı tercih ederim.
Nalçik şehrini kirleten bir metalürji tesisine sahibiz ve bunu da şehir dışına taşımak gerektiğini düşünüyorum. KBC’de cumhuriyetin ekolojik dengesini bozacak, etkileyecek nitelikte tek bir tesis bulamazsınız.
Size ait olan Sindika Holding KBC ekonomisinin canlandırılması konusunda ne gibi faaliyetler gösteriyor?
Makamımı kullanarak kazanç sağladığımı iddia etmemeleri için, şirketin faaliyetlerinin sosyal projelerde yer almak, hayır işleri yapmak ve cumhuriyetin ihtiyaç duyduğu fakat geri dönüşü uzun zaman alan projeleri üstlenmekten öteye taşınmasını istemiyorum. Hayır işlerine her yıl 300 ila 500 milyon ruble civarında para harcıyorum. Buna Nalçikspor kulübünün finanse edilmesi de dahildir.
Başka yatırımcılara cazip gelmeyen ve yatırımcı bulamadığımız bazı projeleri biz üstleniyoruz. Nalçik’te geçen yıl faaliyete geçen alışveriş merkezi gibi. Bir Aquapark ve buz pateni pisti ihtiyacı var Nalçik’te, sanırım bunu da bizim holdingin üstlenmesini isteyeceğim.
  • Halklar Arası İlişkiler
Köyler arası toprak sorununa nasıl bakıyorsunuz, bu konu Cumhuriyette halklar arasındaki ilişkileri bozan önemli bir etken.
Bu mesele çok dikkatli ele alınması gereken bir mesele. En başından beri şunu söylüyorum; 131 numaralı federal yasayı merkezde hazırlandığı şekli ile aynen KBC’de uygulamaya kalkışırsanız, bu halklar arasındaki ilişkileri bozar, geçmişten bu güne devam eden ve köyler arası arazilerin kullanılmasında mevcut olan geleneksel uygulamaya ters düşer.
Cumhuriyetimizde üç farklı etnik grup yaşıyor, çoğunluk nüfus olarak. Ruslar iki, Adıgeler beş ve Balkarlar üç bölgede yaşıyorlar yoğun olarak. Dağlık bölgelerle ovalarda yaşayan insan sayısı aynı değil. Örneğin Elbrus bölgesinin tüm nüfusu 30 bin kişiden oluşuyor ve üstelik bunların da bir kısmı hala ovalardaki yerleşim alanlarına göç ediyorlar.
Oysa aşağılara inildiğinde nüfus yoğun ve toprak yetersiz durumda. Bu bölgelerde çoğunlukla Balkarlar ve Adıgeler yaşıyorlar. Cumhuriyetimiz toprakları yetersiz bir bölge zaten, 900 bin civarında nüfusu olan cumhuriyetin tüm toprakları 12.500 kmÇ. Anlaşılacağı üzere, dağlarda tarım yapılmıyor, topraklar sürülmüyor.
Sovyet döneminde bu durum göz önüne alınarak, otlaklar cumhuriyetteki kolhoz ve sovhozların eşit kullanabileceği şekilde paylaştırılmıştı, uzun yıllar da bu uygulama böyle devam etti.
Şimdi biz 131. federal yasaya göre toprakları paylaştırırsak, 1000 kişi yaşayan bir köye 30 bin hektar arazi düşüyor. Böylesi bir paylaşım ovalarda yaşayanların ayaklanması demektir. Görülen o ki dağlarda yaşayanlar yasadan istifade ile bu arazileri ele geçirip onu cumhuriyetin diğer insanlarına kiralayacaklar. Böylesi bir paylaşım adil midir, sorarım size?

Sizce bunun çözüm yolu nedir?

Cumhuriyetin otlakları devletin arazileri olarak kalmalıdır.
Bu topraklar, ihtiyaçları oranında bölgelere adil bir şekilde devlet tarafından verilmeli ve kullandırılmalıdır. Eğer verimli bir biçimde amaca uygun kullanılıyorsa, bu arazilerden biz kira falan da almayız.
Devletin görevi adil karar almaktır. Moskova’ya, yasa bu şekilde uygulanmak istenirse imzalamayacağımı bildirdim. Anayasa Mahkemesi bu konuda bize destek vererek, uzlaştırma komisyonları vasıtasıyla soruna daha önce olduğu gibi adil bir çözüm bulmamız yönünde karar aldı.
RF Başkanlık Danışmanı Vladislav Surkov ile irtibat halinde adil bir yasa çıkartmaya ve soruna çözüm bulmaya çalışıyoruz.
Bu federal bir yasa mı olacak?
Hayır, yerel bir yasa.
Şu anda cumhuriyetteki üç halktan eşit sayıda temsilcilerin ve eşit eş başkanların olduğu bir uzlaştırma komitesi kurduk ve soruna çözüm bulmaya çalışıyorlar, fakat biraz da uzadı açıkçası bu mesele.
Nalçik şehrinde miting düzenleyecek olsalar bunu yapabilirler mi?
Federal yasalar vardır, miting veya toplantı yapacak olan gider ilgili birimlere başvuruda bulunur. Yakın zaman önce Balkarlar Nalçik’te miting yaptılar zaten ve hiç kimse onlara engel olmadı.
Benimle görüşmek, ilişki kurmak istemiyorlar, sorunu çözmek de istemiyorlar aslında. Ama Moskova’ya gidip sağa sola dilekçeler vermek, kendilerini bir yerlerde pazarlamak istiyorlar.
Asıl amaçları bu.
Ama böylesi insanların boynumuza ipi takıp bizi ortalıklarda dolaştırmalarına izin vermeyeceğiz.
Adıgeler ve Çerkeslerin, Karaçaylar ve Balkarların ayrı cumhuriyetlerde parçalanmış halde yaşamaları, halklar arasındaki ilişkilerin de bozulmasına neden oluyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ruslarla Çerkeslerin arasını bozmaya çalışanlar bunu başaramayacaklar.
“Çerkes sorunu” diye gürültü kopartanlar da aklı normal olmayan birkaç kişiden ibaret. Evet, Kafkas-Rus savaşları oldu ve bundan etkilenmeyen hiç kimse kalmadı. Fakat bu gün insanlar geleceğe bakıyorlar. Çıkın sokağa insanlara sorun bakalım, geçmişte olanlar kendilerini söylendiği kadar huzursuz ediyor mu gerçekten?
Peki neden merkezi basın ve bir kısım analistler meseleyi bu kadar gündemde tutmaya çalışıyorlar? Bunu ben anlayabiliyorum, kullandıkları yöntemleri de anlıyorum. Bu özellikle düşünülmüş bir gündem, amacı da huzuru bozmak ve halkları birbirine düşürmektir.
Sözgelimi Gürcüler Rusya’yı sıkıştırmak için gündeme taşıdılar Çerkes meselesini. Biz Gürcülerin de, Büyük Çerkesya’yı kurup Rusya’dan ayrılacağımızı iddia eden analistlerin de oyun alanı değiliz ve olmayacağız.
Nikolay Protsenko – Rus Expert yayın kuruluşu
Çeviri: Ergün Yıldız – Nalçik

 

Sayı : 2011 02