Kafkas Savaşı Tarihinden Bir Sayfa – 1. Bölüm

0
547

I. Bölüm

18 ve 19.yüzyıllarda süren Kafkas Savaşı, ulusumuzu yıkımın, ulusal varlığımızı da yok olmanın eşiğine getirmiştir. Kafkas Savaşı süresince yüzlerce köyümüz ateşe verildi, binlerce insanımız katledildi. Adıge nüfusunun büyük bir çoğunluğu ülkesinden ayrılmak zorunda bırakıldı.
Tarihçilerin belirlemelerine göre, Kafkas Savaşı 1763-1864 yılları boyunca sürdü. Biz bu yazımızda, Kafkas Savaşı Tarihi içinde yer almış olan iki ayrı önemli olaya değinmek istiyoruz. Bu iki olaydan ilki Kuban ırmağı güneyinde, ikincisi de Karadeniz kıyısında yaşanmıştır.
Çerkesya’da Bağımsızlık Savaşı ateşi, 1829 yılı sonrasında, özellikle Kuban yöresinde
yakılmıştır. Savaş, Rusya ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan 1829 tarihli Edirne Antlaşması sonucu şiddetlenmişti. Edirne Antlaşması’nın 4.maddesine göre, Adıge toprağı/Çerkesya Rusya’ya verilmiş sayılıyordu. Aslında bunun hiçbir hukuksal dayanağı yoktu. Çünkü Adıgeler Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı değildi, Rusya’ya da bağlanmak istemiyorlardı. Ancak acımasız/zalim Rus İmparatoru Nikolay I (1796-1855), kan dökme pahasına Adıge toprağını ele geçirmeyi kafasına koymuştu.
1830 yılında Çar’ın orduları ülkemize girdiler ve sel gibi Adıge kanı akıtmaya başladılar.
Ulus acımasız düşmana/saldırganlara karşı hemen direnişe geçti. Adıge kahramanlar, bu çapulcu sürülere okkalı tokatlar indirmekten geri kalmıyorlardı. Bu mücadeleler dizisi içinde, ilkin Satruk’ta verilmiş olan çarpışmalara değinmek istiyorum.

Satruk Zaferi

İlk önemli Adıge başarısı Satruk’ta kazanıldı. Adıgelerin Satruk dedikleri yer Şapsığ yöresinde, Şapsığ sınırına yakın, Şebj Suyunun Afıps ırmağına (Rusça-Afips) katıldığı bir yerdeydi. Burası şimdiki Krasnodar Kray’a bağlı Severski rayonu sınırları içindedir. Stratejik önemi büyük bir yerdi. Ayrıca tarım açısından verimli, ot biçilen ve hayvan otlatılan gür çayırlarla kaplı bir alandı. Ruslar bu yerde bir kale kurmaya karar verdiler.
Temmuz 1830’da Kazak Atamanı General Beskovnıy komutasındaki bir Rus birliği Kuban ırmağını geçip güneye, Satruk’a geldi. Rusları Tığujıko Kızbek/Kızbeç komutasındaki Şapsığ birlikleri karşıladı. 3 Temmuz sabahı saat 10.00’da başlayan çarpışmalar öğleden sonra 17.30’a değin sürdü. Adıgeler geri çekilmek zorunda kaldılar. Satruk Rusların eline geçti, kale yapımı başlatıldı. Ertesi gün, 4 Temmuz günü 700 Adıge savaşçısı Rus kampına saldırdı ve beş saat süren bir savaş yapıldı (1).
Tığujıko Kızbeç, Satruk’un Rusların eline geçmesini istemiyordu. Şapsığlar yardıma gelen Abzahlar ile birlikte 7 Temmuz’da Satruk’taki Ruslara yeniden saldırdılar. Çarpışmalar sabah saat 7.00’de başladı, gece saat 23.00’e değin sürdü. Ruslar topları sayesinde üstünlüğü ele geçirmişlerdi, bu sayede kale inşaatını ilerlettiler. Kızbeç ise umutsuzluğa kapılmadı, yılmadı. Türkiye’den üç top getirtti ve 6 bin kişilik bir ordu toplayarak 24 Temmuz günü Satruk’un üzerine yürüdü. Savaş gün boyu sürdü. Ruslar ağır kayıplar verdiler. Bu nedenle General Beskovnıy, üstü General Grigoriy Emanuel’den yardım istedi (2). Adıgelere de Vıbıhlardan yardım geldi.
Çok zor koşullar altında da olsa, Ruslar sonunda Satruk Kalesi’ni kurmayı başardılar ve ona İvano-Şebski Kalesi adını verdiler. Severski rayonunda yaşamış yerel tarihçi (краевод) Aleksey Kisterev’in yazdığına göre, kaleye 1830’da/o sırada Kafkasya’daki Rus Orduları Komutanı olan Feldmareşal İvan Paskeviç’in (**) adı verilmişti (3).
Tığujıko Kızbeç’in buyruğu gereği, gece gündüz demeden Adıgeler İvano-Şebski Kalesi’ni top ateşine tabi tutuyorlardı. Bu arada Ruslarca satın alınan ve casusluk yapan hainlere de sert yaptırımlar uygulanıyordu. Casus Abate Beslnıye Rus subayı Georgiy Novitski hesabına Adıge ülkesini gizlice dolaşmış ve keşif yapmıştı. Şapsığlar durumu anlayıp casusun peşine düştüler, ama Abate Beslnıye her şeyini bırakıp Rusya’ya kaçtı. Pis hainlerden biri de Mıgukor Pşıkuy idi. Pşıkuy Kazak Ordusu’nda görevli bir subaydı, Adıgelere karşı savaşıyordu. 1830’da General Beskovnıy, Deh’aç’e ırmağı boyunda kuşatılmıştı, ancak Mıgukor’un yardımıyla kaçmayı başarmıştı (4). Aynı gün Şapsığ kahramanı Tsakomıko Mıhamkerıye yitirilmişti.
1831 yılı başlarında At’ek’um ırmağı) kıyısında Şapsığ ve Natuhayların Büyük Kurultayı toplandı, Kurultay Ruslara boyun eğmeme kararı aldı. Aynı yıl 16 Şubat’da Adıgeler yeniden Satruk’taki İvano-Şebski Kalesi’ne saldırdılar. Kaleyi alamadılar ama düşmana ağır kayıplar verdirdiler. Adıgeler daha sonra 28 Mart ve 2 Nisan günlerinde de kaleye yönelik saldırılarını sürdürdüler.
20 Mayıs 1831’de de Satruk’ta sert bir çarpışma yapıldı. İçimizden çıkmış hainler Adıgelerin planlarını Ruslara bildirmişlerdi. Verklerden/soylulardan Yedıg Şıhançerıye gizlice kale komutanı Albay Plotkin’in yanına gidip Adıgelerin kaleye saldıracaklarını bildirmişti. Yukarıda değindiğimiz gibi 20 Mayıs gecesi Şapsığlar kaleye sessizce sokulmaya başladılar.
En kritik anda bir tüfek sesi duyuldu. “Şıhançerıye-hain!” diye bağırdı. Tığujıko Kızbeç, bir kırbaç şaklatıp atını hızla kaleye doğru sürdü. Adıge askerler de çekilmiş kılıçlarıyla onu izlediler. Derin bir sessizlik içinde olan kale, birden bire ayaklandı ve Adıgelerin üzerine top ve tüfek mermileri yağdırmaya başladı. Çarpışma şiddetlendi. Adıge kayıpları durmadan artıyordu, bunun üzerine Kızbeç geri çekilme emrini verdi.
Satruk için verilen çarpışmalar bu geri çekilişle sona ermedi. Adıgeler 13 ve 22 Ağustos günlerinde yeniden İvano-Şebski Kalesi’ne saldırdılar. Ayrıca Tığujıko Kızbeç’in emriyle düşman topraklarına yönelik misilleme Adıge saldırıları başlatıldı. 1831 yılı sonbaharında Şapsığlar Elizavetinski ve Petrovski stanitsalarını bastılar; 1 Aralık günü de Kızbeç komutasında Marinski stanitsası (***) üzerine yürüdüler. Burada sert bir çarpışma verildi. General Zavodski’nin birlikleri kaleyi savundular.
Rus generalleri Satruk’u elde tutamayacaklarını sonunda anladılar. 1832 yılı Şubat ayında İvano-Şebski Kalesi Rus komutanlığının emriyle Rus askerlerinin kendileri tarafından yıkıldı (5),ardından Satruk boşaltıldı. Düşman ordusu Kuban ırmağının kuzeyine çekilmek zorunda kaldı. Satruk’ta zafer Adıgelerin olmuştu. Bu zafer, Komutan Tığujıko Kızbeç’in önemli başarılarından sadece biriydi. İngiliz James Bell, yiğitliğine yaraşır bir biçimde ona “Çerkeslerin Aslanı” sanının verildiğini yazıyor (6). (Psatl -5, 2008)
(*) Adıge tarihçi, Adıge Devlet Üniversitesi Adıge Filoloji ve Kültür Fakültesi Dekanı, Maykop
1. Щербина Ф.А.История Кубанского казачьего войска.Екатеринодар,1913.Е.2.(Репинтноевоспроизведение.Краснодар,1992).С.260.
2.Age, s.261.
3. Xарченко Валерий и Александр,Кистерев Алексей.Между Илем и Шебжем.Краснодар,1993.С.14.
4.Щербина Ф.А’nın adı geçen kitabı, s.257-258.
5.Aynı kitap, s.266.
6. Черкессия в XIX веке (материалы I Кошехабльского форума История – достояние народа).Майкоп,1991, С.257.
(**) General Paskeviç, 1830’da Çerkesya’yı hatlarla çevirip dış dünyadan soyutlama ve boyun eğdirme planını hazırlayan Rus generalidir. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Türkleri yenip Erzurum’u ele geçiren, Kabardey bey ailesinden General Bekoviç Çerkaski’yi Erzurum Valisi olarak atayan kişidir. 1830 ayaklanması üzerine, Kafkasya’dan Polonya’ya gönderilmiştir.-HCY
(***) Elizavetinski, Petrovski ve Marinski stanitsaları Kuban ırmağı kuzey yakasında, Rus tarafında ve şimdiki Krasnodar kentinin batısında bulunan müstahkem Rus/Kazak kaleleri idiler.-HCY.
Psatl -5, 2008
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız.

Sayı : 2011 04