Usta oyun yazarı Mamıy Yerecıb yaşasaydı, mart ayında 85 yaşında olacaktı. Bu bir yaş kutlaması ya da bir doğum günü yazısı değildir, akrabalarından derlediklerime dayanarak yazdığım bir yazıdır. Bu yazıyı, Tahtamukay rayonunda yayınlanan “Soglasie” (Uyum) gazetesinde yer almış bir değerlendirme yazısı nedeniyle kaleme aldım. 17 Mart 2004 tarihinde ‘O Moliere gibi biriydi’ başlığıyla yayınlanan makale güzel, ancak Yerecıb’ın ablasının adı Aminet yerine Maryet olarak yazılmış. Buna içerleyen akrabası Bayan Hune Svetlan bu makaleyi elinde dolaştırıp duruyor, kızıyor. Svetlan, Hatlekuay köyünden Ts’eoğoşşu ailesinin kızı ve Peneh’es köyüne gelin gitmiş.
Yerecıb üzerine yazı yazmamı isteyense Yerecıb’ın dayıkızı Kat (Ts’eoğuşşu) Muliet’tir. Muliet, Penejukaye köyüne gelin gitmiş, birkaç yıl önce de emekli olmuş. Akrabalarının anımsadıklarını derleyen ve bunları kendi anıları ile birleştiren de o. Anlatılanları eksiksiz, olduğu gibi yazdım. Yazarların biyografilerinin yer aldığı referans yayınlarda Mamıy Yerecıb üzerine verilen bilgiler çok az, sözgelişi Yerıcıb’ın doğduğu ay bile belirtilmemiş. (Bkz. ‘Adığe Cumhuriyeti Yazarları’, Maykop-2009).Daha da ötesi, oyun yazarının haklarına saygı gösterilmemiş: Dramaturg -oyun yazarı- 16 yıldır aramızda değil, yazarın varisi olan tek oğluna tiyatroda oynanan oyunlardan payına düşmesi gereken ücret bile ödenmemiş. Büyük bir para değil bu, sorun da değil. Sorun, yazara verilmesi gereken değerin verilmemesidir. Bunu bana anımsatan kişi Yerecıb’ın torunu Jeje Daryet’tir (L’ıxase’lerin kızı). Yerecıb’ın oğlu Ruslan (Moskova’da) ile Adıge Ulusal Tiyatrosu Müdürü Zıhe Melaiçet’i telefonla görüştürdüm. Melaiçet,durumu düzelteceğine dair söz verdi.
Adışes oğlu Mamıy Yerecıb, 6 Mart 1926’da Tahtamukay rayonunun (ilçe) Şıncıye köyünde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak dünyaya gelir. Yerecıb altı yaşındayken babasını yitirir, üç kız kardeşi ile birlikte yetim kalır. Yetimler çok geçmeden annelerini de yitirir. Anneleri, Venevbate Irmağına düşen manda ineğini kurtarmak için suya girmesinin ardından hastalanarak ölür.
‘Adığe Edebiyatı Tarihi’nde (2’nci cilt) Yerecıb’ın tek kız kardeşi bulunduğu yazılı ancak doğru değil, üç kız kardeşi var. Aynı anadan doğma Aminet, ardından Yerecıb, Muliet ve Melaiçet. İçlerinden şu an sadece Muliet sağ. L’ıxase ailesinin gelini Melaiçet ise Pçıhal’ıkuaye köyünde Savsırıko ailesinin geliniydi.
Anasız ve babasız kalan çocuklar Şıncıye’deki öksüzler yurduna verilir. Yerecıb ilkokulu orada bitirir, ardından traktör kursuna katılarak traktör sürücüsü olur.
Alman birlikleri Adığe yöresine doğru gelmeye başlayınca kolhozun teknik donanımlarının Novorossiysk’e taşınması emri gelir, ancak taşımaya fırsat kalmadığından –düşman yaklaştığından- teknik gereçlerin parçalarını söküp gizli yerlere saklanır. Akrabalarının anlattığına göre Yerecıb köyden ayrılan araçlarla birlikte Novorossiysk’e gider. Ancak bir süre sonra işgali hesaba katmadan köye döner. Köydeki işbirlikçiler Yerecıb’ı “teknik donanımın nerede saklandığını biliyor” diyerek faşistlere/Almanlara ihbar eder. Çocuk konuşmayınca masa üzerine bağlayıp dövmeye başlarlar, tam bu sırada bir Alman subay “Çocuğu bana bırakın, ben onu konuşturmasını bilirim!” diyerek Yerecıb’ı alır. Onu köle gibi dört döndürmeye başlar, Yerecıb bir fırsatını bulup kaçar. Bir Rus kadın Yerecıb’ı gizler ve o sayede kurtulur.
Bu haberi Yerecıb’ın kızkardeşi L’ıxese (Mamıy) Muliet anlattı. Muliet yaşlanmış, ancak yetimhane müdürü olan Jenel’ Ğumer’in, (1937 yılındaki müdür) saymanın ve çocukların adlarını bir bir anımsıyor.
Alman işgali başladığında Yerecıb yetimhaneden ayrılmıştır, ancak kız kardeşleri hala oradadır. Şıncıye yetimhanesindeki çocukların tahliyesi sırasında, Yerecıb’ın Hatlekuay köyündeki dayısı Ts’eoğoşşu İndrıs (İdris) “Kızkardeşimin çocuklarını Almanlara katlettiremem” diyerek kızları yetimhaneden alır, kızların en büyüğü Aminet’i evine götürür, diğer ikisini akrabalarına gönderir. Aminet büyüyüp evleninceye değin dayısının evinde yaşar.
Şıncıye yetimhanesindeki çocukları tahliye sırasında trenin Almanlar tarafından bombalandığı, çocukların öldüğü söylenir. Muliet’in anlattıkları bu anlatıyla uyuşmamaktadır. Muliet’in anlattığına göre, yetimhanedeki üç çocuk (kardeşi ve kız kardeşleri) işgalin sona ermesinin ardından Şıncıye’ye geri dönerek bir süre Şıncıye’de barınırlar. Muliet çocukların adlarını ve aile adlarını bir bir sayıyor.
Yerecıb savaştan sonra kolhozdan ayrılır, FZU’yu (Sanayi ve Ticaret Okulu) bitirir. Novorossiysk ve Krasnodar’da çalışır. Almanların döşemiş olduğu mayınları temizleme çalışmalarına katılmak üzere kendi isteğiyle Donbass’a (Ukrayna tarafında) gider. 1952’de Maykop’a döner, birkaç yıl Adığe Halk Dansları Topluluğu’nda çalışır. Bir yandan çalışırken bir yandan da liseyi bitirir. İkinci Adığe stüdyosunda okuyacak öğrenciler arasına katılmak ister ama kabul edilmez. 1958’de Moskova’daki M.Gorki Edebiyat Enstitüsü’ne girerek 1963’te mezun olur.
‘Adığe Edebiyatı Tarihi’ adlı kitapta, Mamıy Yerecıb’ın Edebiyat Enstitüsü’nü bitirdikten sonra piyesler yazmaya başladığı belirtiliyor, ancak bu doğru değildir. Daha önce yazmış olduğu şiir ve küçük piyeslerini göstererek enstitüye kabul edilmesini sağlamıştı. Enstitü’yü bitirdikten sonra Maykop’a döndü. Adığe Radyosu ile Halk Eserleri Evi’nde çalıştı, son yıllarını Moskova’da geçirdi ve orada öldü.
Mamıy Yerecıb çocukluğundan itibaren birçok güçlükle karşılaştı, iyilik de gördü, türlü zorlukları aşmasını da bildi, yaşamın değişik yönleriyle tanıştı. Yazıları bu durumu kanıtlıyor.
Yerecıb üç kez evlendi. İlkin Neh’ay ailesinin damadı oldu, ikinci karısı dans topluluğundandı. Üçüncü karısı Rus’tu. Bu kadın Yerecıb’ın Moskova’da çalışan oğlu Ruslan’ın da annesidir. Ruslan babasının akrabalarını unutmayan, ziyaret eden biri.
Mamıy Yerecıb’ın doğduğu ay da kaynaklarda farklı yansıtılmaktadır. Biri 27 Ocak, diğeri 6 Mart olduğunu belirtmektedir. Oğlu Ruslan’ın söylediğine göre Yerecıb’ın kimlik kartında 6 Mart doğumlu olduğu yazılı. Kimlik kartındaki doğum tarihi daha tutarlı olmalı.
Ben Yerecıb ile Penejıkuay köyünde, Kat Aslanbeç’in eşi Muliet’e (Ts’eğoşşu) konuk olduğumda tanışmıştım. Ardından Maykop’ta birkaç kez karşılaştık, piyeslerinin yer aldığı ‘Deh’ebarin’in Konukevi’ adlı kitabını redakte ettim. Maykop’a her gelişinde üzerinde çalışacağı konu ve görüntüleri araştırıyordu, en çok da gençlerin yaşamı ve davranışlarıyla özlemlerine ilgi duyuyordu. Mamıy Yerecıb iyi bir insandı, gönül dostuydu ve zekiydi, insanın içini ferahlatan biriydi. Yerecıb’ın anlattığına göre kendisinden Sovyet izcileri için, zor duruma düşen izcilerin ne yapmaları gerektiği konusunda senaryolar yazması istenmişti.
Mamıy Yerecıb için ‘Adıge Moliere’i deyimini kullanan kişi, sanırım bunu yerinde söylemiş olmalı. (Adıge maq)
Hut Kazbek
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız
Sayı : 2011 05
Yayınlanma Tarihi: 2011-05-01 00:00:00