Yeni Osmaniye (Tepeağlı) Köyü-Manisa

0
1155
1864’de başlayan sürgün sürecinin ardından 1877 Şapsığ-Wubıh sürgününde Şapsığya Bölgesi’nin (bugünkü Krasnodar) Şapsığlarından olan köy halkı ilk olarak Köstence limanına (Romanya) oradan İstanbul Çerkezköy’e, akabinde İzmir Bornova’ya ve nihayetinde 1890’larda bugünkü mevkiine yerleştirilmiştir. Osmanlı Devleti bu bölgede yerleşmeleri için üç ayrı yer göstermiş; Yakalı, Kemerliova ve Tepeağlı. Bu tercihler arasından köy Thamateleri kendi fıtratlarına ve daha önceki yerleşim yerlerine uygunluk gösteren, önü ova, arkası tepelik, fundalık olan Tepeağlı’yı seçmişlerdir. Padişah fermanı ile köy halkına dörder – beşer dönüm arazi verilmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında Tepeağlı yakınlarındaki bir başka Çerkes köyü olan Dedeli’nin Yunan askerleri tarafından yakılması ile oradaki köylüler de Tepeağlı’ya yerleşmişlerdir.
Köyün kurucuları kayıtlarda; Tlıf İbrahim ve oğlu Haşim, Nohuç Zekeri ve oğlu Hasan, Hudıj Ali ve oğlu İlyas, Yekuaş İbrahim ve oğlu Hüseyin, Çuntış Bişmak ve oğlu Murat, Lehekoureko İsmail, Teşu Ömer, Ğuney İsmail ve oğlu Şakir, Boren Burhan, Tlıf Osman ve oğlu Hakkı, Şelaho Mustafa ve oğlu Mahmut olarak geçmektedir.
Şapsığ köyü olarak bilinmesine rağmen Bjeduğ ve Abzekh aileleri de mevcuttur. Duve, Ğuney, Habbaj, Hatram, Hudıj, Nohuç, Nu-ik, Sahkta, Şelaho, Teşu, T’lıf, Turkaw, Yekkuaj aileleri yaşamaktadır. 1960 ihtilalinden sonra köyün ismi Çerkez Osmaniye olmuş, 1980 İhtilalinden sonra ise köyün adı Yeni Osmaniye olarak değiştirilmiştir.
Zamanımızın en önemli olgularından biri olan kentleşme süreci ile köyün demografik yapısı değişmiş; iş, okul gibi nedenlerle köyden kentlere yoğun bir göç akımı başlamıştır. 110 haneli köyün yerleşik nüfusu 350 civarındadır. Ancak köyle ilişkisini kesmeyen, hem köyde hem başka yerleşim yerlerinde evi bulunanlar ile birlikte köyün toplam nüfusu 650’yi bulmaktadır. Köy dışında yaşayanlar tatil, düğün, bayram ve cenazelerde bir araya gelmektedir. Ayrıca emekliye ayrılanlar köylerine geri dönme eğilimi göstermekte.
Kentleşme olgusu ve Adığe geleneklerinin yaşandığı en yakın köyün 2 saatlik bir mesafede oluşu şüphesiz ki adetlerin yitirilmesi sürecini hızlandırmaktadır. Gençlerde dil bilen sayısı çok az olmasına karşın diğer adetler, köyde kurulan dernek ve gençlerin bu noktadaki ortak tutum ve istekleri ile yaşatılmaya çalışılmaktadır. Son yıllarda göze çarpan dış evliliklerin nihai sonucu önümüzdeki yıllarda kendisini gösterecektir.
Gençlerde okuma oranının yüksek olduğu (üniversite okuyan, bitiren veya üniversiteye hazırlan gençler ağırlıkta) ve gençlerin kültürel değişimin farkında olarak buna karşı ortak bir tavır biçimlendirme eğiliminde olduğundan söz edilmektedir. Aynı araştırmaya göre köylüler gençlerden oldukça umutlu ve köylerinin onlar sayesinde yaşayabileceğine inanmaktadırlar. Köyde zeytin, pamuk, üzüm, tütün, buğday ve mısır yetiştirilmektedir.
2000 yılında yöresel çapta bir festival düzenlenmiş, Kaf-Der Manisa şubesi ile birlikte köy gençlerinin özverili çalışmaları neticesinde 2001 yılında Türkiye’nin dört bir yanından gelen konuklar ağırlanarak Ege Kafkas Şöleni yapılmıştır. Bu tarz etkinlikler gelenekselleşerek her yıl yapılmaktadır.

Sayı : 2011 06