Wikileaks bu kez Çerkesleri yayınladı

0
1097

Nüfusları var, nüfuzları yok

Dünyayı sarsan Wikileaks, bu kez Türkiyeli Çerkesler ve Türkiye, Gürcistan ve Rusya arasındaki ilişkilere dair belgeler yayınladı. İlk bölümünde yer verdiğimiz bu sayıdaki belgelerde Wikileaks’in Türkiyeli Çerkeslere ilişkin aktardığı yorumlar, oldukça düşündürücü ve önemli. 9 Ocak 2009 tarihli belgelerin bu bölümünde şu çağrıcı yorum dikkati çekiyor:
‘‘Bu sıralar çatlamaya başlamışsa da on yıllardır Türk ulusal kimliğini, dil ve kültürünü yaymak amacıyla sürdürülen politikalar sonucunda nüfusunun büyüklüğüne rağmen Türkiye’de Çerkes kimliği sınırlı kalmakta.   500.000’i Abhaz olmak üzere Türkiye’deki  6 milyon Çerkesin  Türkiye hükümetinin Kafkaslarda Gürcistan’ın istikrarı ve bütünlüğü gibi hassas bir konuda  fikrini değiştirmeye yetecek şekilde seçimlerde bir blok olarak hareket edebileceğine dair bir görüntü yok. Açıkçası daha geniş kültürel ve dilsel hakların ötesinde  yurtsever,  genel olarak seküler ve gelir düzeyi  yüksek bir toplum olarak tanınan Çerkesler iktidardaki AKP hükümetini desteklemiyorlar. Ancak yine de Türkiye’nin Abhazya’nın de facto liderlerine seyahat sınırlaması getirmesi türü  uygulamalarını sınırlandıracak şekilde  Çerkeslerin sesi gittikçe daha cok duyulmaya başlandı.’’
Wikileaks şimdi de Çerkesleri sarsıyor
‘Baskı unsuru olamıyorlar’
Wikileask’in 2009 tarihli belglerinde Türkiye Çerkeslere ve temsil eden kurumlara ilişkin çağrıcı bilgi ve yorumlar yeraldı: ‘‘Türkiye’deki 6 milyon Çerkesin Türkiye hükümetin fikrini değiştirmeye yetecek şekilde seçimlerde bir blok olarak hareket edebileceğine dair bir görüntü yok.’’
Wikileaks’in Kuzey Kafkasya’ya ilişkin son yayınladığı belgeyi tam metin olarak yayımlıyoruz:
1. Yaklaşık 6 milyon civarında bir nüfusa sahip olduğu  tahmin edilen Türkiye Çerkesleri  Abhazya’ya direk seyahat edebilmeyi talep ediyor.  Bu talep Türkiye’nin direk seyahati sınırlandırma ve Abhazya’nın de facto yöneticilerini isole etmeye dayalı çabalarını zora sokabilir. (Referans A ve B) Çerkes toplumunun temsilcileri, eğer bu seyahat ambargosu kaldırılmazsa yaklaşan yerel seçimlerde bu konudaki tavırlarını gösterecekleri yönünde hükümeti uyarıyorlar. Bu seyahat kısitlamaları nedeniyle Türkiye’nin etki ve prestij kaybına uğradığını iddia eden temsilciler bu tavrın Abhazya’yı  Rusya’nın kollarına ittiğini de belirtiyorlar. Kontaklarımız,  Sohum’dan Trabzon’a  feribot,  İstanbul’a ise uçak seferlerinin başlamasının büyük etki yaratacağını ve Abhazya’yı batıya yönelme konusunda cesaretlendireceğini bildiriyorlar.
2. (C) Geçtiğimiz günlerde KAFFED Genel Koordinatörü Cumhur Bal ile görüştük. KAFFED,  Türkiye’deki 80 Çerkes derneğini temsil  eden bir çatı kuruluşu. Bal, Türkiye’de 6 Milyon Çerkes olduğunu söylüyor.(Bknz ref C) Devlet Televizyonu TRT’de Çerkesce yayın yapılması da dahil olmak üzere dilsel ve kültürel haklarını korumak üzere faaliyetlerde bulunmanın yanı sıra, Bal’a göre Çerkeslerin en önemli önceliği Türkiye’den Abhazya’ya direk ulaşım üzerinde uygulanan ambargonun kaldırılması. Abhaz  “Devlet  Başkanı” Bagapş’ın Türkiye’ye seyahatinin engellenmemesi ise bir diğer öncelik.
3. (C) Bal’a göre, eğer Abhazya’ya direk seyahati engelleyen “ambargo” kaldırılmazsa Çerkes toplumunun temsilcileri yaklaşan yerel seçimlerde Çerkes vatandaşların bu konudaki tavırlarını gösterecekleri yönünde hükümeti uyarıyorlar. Bal, hükümetin kendi vatandaşlarının en temel seyahat özgürlüğünü kısıtladığını söylöylüyor. Şu andaki uygulamaya göre Türkiye vatandaşları Abhazya’ya gidebilmek için Rusya’dan transit vize almak zorundalar ( Daha önceleri Rusya’ya turist vizesi ile girerek Abhazya’ya geçiyorlardı). Bal, Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT) üyesi olmayan Türkiye’nin BDT tarafından 1995’de konulan ambargoyu neden uyguladığını anlamadığını sorguluyor. Bu uygulama sonucunda  Türkiye, Abhazya’ya direk seyahat edebilme özgürlüğü anlamına gelen Trabzon-Sohum arasında daha önce yapılan feribot seferlerini durduruken, bir BDT üyesi olarak hukuken ambargoyu uygulamakla mükellef olan Rusya’nın Türklere vize vererek Abhazya’ya gitmelerini sağladıklarını söyledi. Bu ambargonun küçük düşürücü olduğunu ve Türkiye’nin Abhazya’daki etki ve prestijini düşürdüğünü söyleyen Bal,  eğer Sohum’dan Trabzon’a  feribot seferleri yeniden başlarsa ve/veya  Sohum-İstanbul  uçak seferleri başlarsa bunun büyük etki yaratacağını ve Abhazya’yı batıya yönelme konusunda cesaretlendireceğini de ekledi.
4. (C) Bal, bu aşamada Türkiye hükümetinden Abhazya’nın bağımsızlığını tanıması beklemenin gerçekçi olmayacağını bildiğini ancak Türkiye Çerkeslerinin uzun vadede bu konuda kararlı olduğunu söyledi. Ona göre,  tanımlanmış toplum yapısıy, tarihsel sınırları, çalışan kurumları ve temsil yeteneğine haiz hükümetiyle Abhazya devlet olma kriterlerine sahip.  Savaş yoluyla kazanılmış olan Abhazya’nın bağımsızlık talebine dair trajik tarihsel süreci bize anlatan Bal, Gürcistan ile birlik ihtimalinin ‘öldürülmesinden’ Saakaşvili ve onun iki selefini sorumlu tutuyor.  Fakat  Gürcistan ile bir tür  “Modus Vivendi” nin bulunmasına fikrine de karşı değil. Abhazların Gürcistan ile partnerlik yapabilmelerine dair bir karar ancak bağımsızlık üzerinden gerçekleşebilir ve bunun için de Gürcistan’ın güvenilir bir ülke haline gelmesi gerekiyor. Ancak Saakaşvili iktidarında bunun gerçekleşmesinin imkansız olduğunu söylüyor.
5. (C) Türkiyeli  Çerkeslerin  Rusya’nın Abhazya üzerindeki hegemonyasını  azaltmak için Türkiye’nin Abhazya’ya olan ilgisini arttırmasını önerirken aynı zamanda Rusya’nın da bölgedeki siyasetini de desteklemek gibi iki farklı pozisyonu nasıl birarada kurgulayabildikleri sorusuna Bal, “Rusya’nın amaçları konusunda bir ilüzyonu olmadığını” ve Rusya’nın Abhazya’da “oyunu kurallarına göre oynayacağını” bildiğini ancak Abhaz halkının seçeneksiz bırakıldığını da ekledi. Güney Osetya ile karşılastırılınca Abhazya’nın bağımsızlığının sürdürülebilir olduğunu, Güney Osetya’nın Rusya’ya katılacağını tahmin ettiğini ve buna da karşı olmadığını söyleyen Bal,  Abhazya’nın Gürcistan’a bağlanma kararında olduğu gibi Osetya’nın Kuzey ve Güney olarak Stalinist politikalar sonucunda ikiye bölündüğünü  de ekledi.
YORUM:
6. (C) Bu sıralar çatlamaya başlamışsa da on yıllardır Türk ulusal kimliğini, dil ve kültürünü yaymak amacıyla sürdürülen politikalar sonucunda nüfusunun büyüklüğüne rağmen Türkiye’de Çerkes kimliği sınırlı kalmakta.   500.000’i Abhaz olmak üzere Türkiye’deki  6 milyon Çerkesin  Türkiye hükümetinin Kafkaslarda Gürcistan’ın istikrarı ve bütünlüğü gibi hassas bir konuda  fikrini değiştirmeye yetecek şekilde seçimlerde bir blok olarak hareket edebileceğine dair bir görüntü yok. Açıkçası daha geniş kültürel ve dilsel hakların ötesinde  yurtsever,  genel olarak seküler ve gelir düzeyi  yüksek bir toplum olarak tanınan Çerkesler iktidardaki AKP hükümetini desteklemiyorlar. Ancak yine de Türkiye’nin Abhazya’nın de facto liderlerine seyahat sınırlaması getirmesi türü  uygulamalarını sınırlandıracak şekilde  Çerkeslerin sesi gittikçe daha cok duyulmaya başlandı.
(cerkesarastırmalari.org)

Sayı : 2011 09