‘Soykırım’ tanıtımı Gürcistan’a kaldı!

0
517
Gürcistan’ın Anaklia şehrinde yapılması planlanan Çerkes soykırım anıtı, diyasporada önemli bir tartışmanın fitilini ateşledi. Gürcistan’ın Soykırım belgelerini Dünya kamuoyunun gündemine getireceğini açıklaması, bir kesim tarafından memnuniyetle karşılanırken, bir kesim ise Gürcistan’ın bu hamlesinin sorgulanması gerektiği görüşünde.
Gürcistan Diaspora Bakanı Mirza Davitaia, 11 Kasım 2011 tarihinde İstanbul-Ataköy Sheraton otelde Türkiye Çerkes diasoorası bazı temsilcileri ile görüştü. Toplantıya Çerkes diasporasından eski Bursa milletvekili Şerif Birinç, Dr. Nusret Baş, Sanayici Abdullah Teber, ÇHI sözcüsü Habracu Murat Özden ve yaklaşık yirmi kişilik bir grup katıldı.
Toplantıya ayrıca Çerkesya yurtseverlerini temsilen Khuade Adnan, Semih Akgün, Eşref Baş, Kube Nurhan Fidan ve Can Baş katıldılar.
Diaspora bakanı Mirza Davitaia, Gürcistan’ın Anaklia şehrinde yapılması planlanan Çerkes soykırım anıtı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Davitaia ayrıca, Tifliste açılan Çerkes Kültür Merkezi’nin Çerkeslerin de evi olduğunu belirtti. Soykırım belgelerinin tüm dünya devletlerine ve parlamentolarına ulaştırılarak dünya kamuoyunun gündemine alınması gerektiği ifade etti. Yaklaşık bir buçuk saat süren toplantıda, katılımcıların tamamı bakan nezdinde, Gürcistan’a Çerkes soykırımını tanımasından dolayı memnuniyetlerini ifade ettiler. Ayrıca, Çerkes halkı ve Gürcü halı arasında gelişen pozitif ilişkilerin bölgesel barışa katkıda bulunacağı da belirtildi. Toplantıya Gürcistan İstanbul Başkonsolosu ve bazı konsolosluk görevlileri de katıldı.
Anaklia kentine dikilecek Çerkes sürgün anıtının yapılabilmesi için düzenlenen yarışmaya Gürcistan’da bulunan Kafkas Vakfı tarafından Kafkasyalı ressam ve heykeltıraşlara çağrı yapıldı. Yarışmanın 25 Ekim 2011’de yapılması planlandı. Türkiye’den heykeltıraş Tsey Eşref Baş dahil 18 heykeltraşın başvuruda bulunduğu öğrenildi. Ancak yarışma Gürcü yönetimi tarafından 1 ay ertelenerek, yeni tarih 25 Kasım olarak belirlendi. Model anıtlar Gürcistan’a gönderilmeye başlandı.
Anıt tartışma yarattı
Soykırım ve sürgünü Gürcistan’ın gündeme getirmesi ise çok yönlü bir tartışmanın fitilini de ateşledi. Gürcistan’ın desteğini siyaseten doğru ve tutarlı bulanlarla, karşı çıkanlar arasında özellikle sanal ortamda süren tartışmanın dili giderek keskinleşirken, yazılarıyla tartışmaya katılanların sayısı da hızla artıyor.
Örneğin, ÇHİ sözcüsü Murat Özden, Gürcistan Diasporası Bakanıyla yapılan görüşmeye de çağrılan isimlerden bir olarak, şunları söylüyor: ‘’Çerkes soykırımı ilk defa Birleşmiş Milletler üyesi bir ülke olan Gürcistan Parlamentosu tarafından 20 Mayıs 2011 tarihinde kabul edildi. Bu Çerkeslere adeta altın bir tepside sunulmuş olan bir siyasi kazanımdır.’’ Özden hemen ardından, ortalıkta uçuşan sorulara da peşinen yanıt veriyor: ‘’Gürcistan’ın böyle bir kararı niçin aldığının bir önemi yok. Önemli olan bu karardan Çerkeslerin ne kazandığı ve kazanacağıdır.’’
Nitekim Hapi Cevdet Yıldız da, Özden’le benzer görüşleri savunarak ‘’Ulusların daimi dostları ya da düşmanları değil, çıkarları olur. Bu arada söyleyeyim, tarihte bir Gürcü-Adige düşmanlığı hiç olmamıştır. Gürcüler, Sovyetler döneminde Adıge bilim kadrolarının yetişmesinde ciddi yardımlarda bulunmuşlardır. Dilci ve sanatçılarımız Tiflis’te eğitim almışlardır. Çağdaş kültürel kalkınmamızdaki Gürcü katkısı küçümsenemez. Gürcüler kadim yazısı ve Sovyet öncesi yazılı edebiyatı bulunan tek yerli Kafkas halkıdır’’ dedi.
Cherkessia.net sitesinde tepkilere verdiği yanıtta ‘’Abhazya, 1931’de Sovyetler tarafından Gürcistan’a bağlanmıştır. Abhazya’nın bağımsızlık statüsünün kaldırılması politik bir olaydır. Sorumluluğu Gürcü ulusuna, Gürcülere değil, Sovyetlere ve onların şefi Stalin’e aittir’’ diyen Yıldız, şu görüşleri de savunarak, tartışmayı bir bakıma daha da boyutlandırdı: ‘’Abhazya bir ‘Çerkes’ devleti ise, öyle diyenler var, kapılarını ne diye Adige-Çerkeslere kapatıyor? Niye sadece Ubıhlara açarak Adıgeleri bölmeye çalışıyor? Niçin Çerkes Soykırımı olayı karşısında duyarsız? Adıgeler Abhazlara ellerinden gelen her türlü yardımı yaptılar, ama geçmişte ve günümüzde karşılığını alamadılar. Sürekli Ruslarla birlikte hareket ettiler. Karşılık beklemek artık Adıgelerin hakkı olmalı. BM üyesi bir devlet olarak Gürcistan, Adıgelere karşı işlenmiş olan bir insanlık suçunu, Çerkes Soykırımını resmen kabul etti: Rusya tarafından yadsınan ve gizlenmeye çalışılan bir insanlık trajedisini uluslar arası platforma taşıdı ve teşhir etti. Bu denli politik bir yardımı bugüne değin kim sağladı bize? Bunun gerisinde şu ya da bu gibi nedenler, öküz altında buzağılar aranmamalıdır.’’
Soykırım ve sürgünün tanınmasında Gürcistan’ın bu denli hevesli olması ve uluslar arası platformlara taşıma isteği bir kesimde ise şüphe ve soru işaretleri yarattı. Bu kesimden kimileri, Gürcistan’ın Abhazya ve G.Osetya’ya saldırmasını hatırlatarak, olayı ‘ihanet’e kadar vardırdı. İnternet sitelerine yağan tepkilerden birinde şu cümleler yer aldı: ‘’Bugün Abhazya’yı, Osetya’yı kan gölüne çeviren başarabilselerdi oralarda en büyük soykırımlardan birini yapacak olan faşist Gürcü yönetimi hangi yüzle Çerkes soykırımı anıtı yapacak?
Sevgili halkım siz bakmayın bunların yurtsever görünmeye çalıştıklarına, siz bakmayın bunların Çerkes inisiyatifiyiz dediklerine. İnisiyatiflerin Gürcü yönetimine sattılar bile. Siz bakmayın bunları ‘Çerkes netiz’ dediklerine. Net olan, Çerkes kardeş halklarını faşist Gürcü yönetimine sattıklarıdır.’’

Sayı : 2011 11