KAFFED anayasa raporunu sundu

0
436

Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) tarafından hazırlanarak, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve tüm siyasi partilere sunulan raporda, Türkiye’de konuşulan tüm dillerin koruma altına alınması, kreş ve anaokullarından itibaren anadil eğitiminin devlet eliyle yapılması, yerleşim yerlerinin orijinal isimlerinin iade edilmesi istendi.

 

Türkiye genelinde 60 farklı derneğin çatı örgütü olan KAFFED’in Genel Başkanı Vacit Kadıoğlu, TBMM Başkanı Çiçek’in yanı sıra tüm siyasi partilerin Anayasa Komisyonu temsilcilerini ziyaret ederek taleplerini iletti. “Çerkesler Nasıl Bir Anayasa İstiyor?” başlıklı raporda, “Türkiye’deki mevcut anayasanın, daha öncekiler gibi farklı olanı inkar, ırkçılık, asimilasyon ve tek tipleştirme politikalarına zemin hazırladığı” ifade edildi. KAFFED’in raporunda, yeni anayasadan beklentiler şöyle sıralandı:
“Anayasa bir fikir ve ideoloji üzerine inşa edilmemeli, devletin insanlar için var olduğu ilkesi üzerine kurgulanmalı, sistem üzerinde askeri veya bürokratik baskıya zemin hazırlayacak hükümler içermemelidir.
Dil, ırk, etnik köken, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din, siyasal düşünce, felsefi inanç, mezhep, medeni hal, yaş, engellilik gibi hiç bir nedenle ayırımcılık yapılmamalıdır.  Laiklik net ve açık tanımlanmalı, din ve vicdan özgürlüğü esas olmalı, devlet tüm inançlara ve tüm dini kurumlara eşit mesafede durmalıdır.
Anayasal vatandaşlık temel alınmalı, vatandaşlığın hukuki tanımında, hiç bir ırk ya da etnisiteye atıf yapılmadan, ‘Türkiyelilik veya Türkiye (Cumhuriyeti) Vatandaşlığı’ kavramlarına vurgu yapılmalıdır.
Anayasada muğlak, soyut ve keyfiliğe açık ifadeler yer almamalı, ‘kamu yararı’, ‘kamu hizmeti’ ‘genel ahlak’, ‘milli güvenlik’ ve ‘kamu düzeni’ benzeri kavramlar açık ve net bir biçimde tanımlanmalıdır, temel insan hakları bu gerekçelerle hiçbir şekilde kısıtlanmamalıdır. Bireyin ve ailenin mahremiyeti güvence altına alınmalı, keyfi ve izinsiz takip, izleme ve dinlemelerin engellenmesi için caydırıcı ve önleyici tedbirler alınmalıdır.”
Yeni anayasanın, memurlar, işçiler, öğrenciler ve bu kitleleri temsil eden sivil toplum örgütleri, dernekler, sendikalar başta olmak üzere toplumun her kesiminin siyaset ile ilişki kurabilmesinin önünü açması ve ülkenin tüm vatandaşlarının kısıtlama olmaksızın siyaset yapabilmesini garanti altına alması gerektiğine vurgu yapılan raporda, “Hukuk devleti olmanın koşulları teminat altına alınmalı, yargının mutlak bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile yargı birliği (eşit şartlarda, aynı usulde, aynı yargı yerinde) sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı esas alınmalı, yargı denetimi dışında hiçbir alan bırakılmamalıdır” denildi.
“Yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında denge, karşılıklı ve sivil denetim koşulları oluşturulmalı, yasama dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalı, tüm kamu kurumları ve görevlileri için şeffaflık ve hesap verebilirlilik ilkeleri, bilgi edinme ve düzeltme hakları teminat altına alınmalıdır.” denilen raporda, şunlar kaydedildi:
İnsanlık tarihinin ortak mirası, ülkemizde konuşulan tüm diller koruma altına alınmalı, kreş ve anaokullarından başlayarak anadil eğitimi devlet eliyle yapılmalı, üniversitelerde anadillerin korunmasına ve eğitimine ilişkin bölümlerin açılması sağlanmalıdır.
Çifte vatandaşlık konusunda kolaylıklar sağlanmalı, yeni anayasada, yurt dışında çalışmak için başka ülkelere yerleşenlerin, akrabalık bağları nedeniyle başka ülkelerle bağı bulunan vatandaşların çifte vatandaşlık alabilmesini sağlayıcı kolaylıklar yer almalıdır.
İnsanlara atalarından miras kalan özgün aile adları, isim, lakap vb. değerlerini soyadı olarak kullanmalarının önü açılmalıdır.
Yeni anayasa, tarihimizle yüzleşilmesinin önünü açmalı, ırkçı, taraflı, tarihsel ve bilimsel gerçeklere aykırı resmi tarihin tarafsız bir gözle yeniden yazılmasını sağlamalıdır. Tek bir olay ya da şahsiyetten hareketle etnik veya kültürel olarak farklı kesimleri rencide edici ifadeler ayıklanmalı, haksızlığa uğrayan tarihi şahsiyetler üzerinden farklı etnik kimliklerin itibarları iade edilmelidir.  Yerleşim yerleri adlarını Türkçe ile sınırlayan ve bu sebeple yüzlerce yerleşim yerinin orijinal adlarının değiştirilmesine yol açan yasalar kaldırılmalı ve bu isimlerin korunması teminat altına alınmalıdır.”  (kafkasfederasyonu)

Sayı : 2012 01