Dünyada 6000 kadar dil olmasına karşın bu dillerin tümü 200 ülkede konuşulmaktadır. Bu da, dünyanın tekdilli değil, çokdilli olduğunu gösterir. Bazı ülkelerde yüzlerce dil konuşulmaktadır. Örneğin Papua Yeni Gine’de 850, Nijerya’da 427, Kamerun’da 270, Zaire’de 210, Solomon Adalarında 66, Avustralya’da 250, Hindistan’da 380, Endonezya’da 670 farklı dil konuşulmaktadır. Bütün dillerin %70’den fazlası 20 ulus-devlette konuşulmaktadır… İkidillilik mümkündür.
Birleşmiş Milletler; Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), 21 Şubat’ı Uluslararası Anadil Günü olarak 1999 yılında ilan etti.
‘100 yıl içerisinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacaksa o dil tehlikededir’ kabulü ile UNESCO raporunda; ‘Dünya’da 2500, Türkiye’de ise 18 dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır’ sonucuna varılmış.
2010 yılında Eğitim-Sen’in hazırladığı broşürden bilgiler aktararak, anadile önem vermiş ve uygulamada önlemler almış ülkelerden örnekleri görelim. Anılan ülkelerin anadil yüzünden nasıl “bölündüğünü” de bir daha dikkate alır, ülkemiz yöneticilerinin “anadil bölücü umacısından” söz edip durmalarındaki “haklılıklarını” da anlamış oluruz.
*
Broşürden bölümler:
“Başta Doç. Dr. Kemal İnal olmak üzere broşürün hazırlanmasında emeği geçen Eğitim Sen Anadili Atölyesi katılımcılarından Prof. Dr. Fatma Gök, Yrd. Doç. Dr. Olgun Akbulut, Zeri İnanç, Ünal Üzmen, Dr. Elçin Aktoprak, Kadir Yalınkılıç, Doç. Dr. Hasan Hüseyin Aksoy, Cumhur Bal, Sami Tan ve atölye dışından görüş ve önerilerini bizlerle paylaşan Necmiye Alpay ‘a teşekkür ederiz…
Anadilinin Önemi ve Anadilinde Eğitim
Dil, bir iletişim aracı olmaktan çok daha fazla şeyi ifade eder. Her dil, o dili konuşan toplumun tarihinin ve kültürünün taşıyıcısıdır da… Anadili kişinin dünyayla ilk iletişim kurma sürecinde edinip öğrenmeye başladığı ve dolayısıyla kişiliğinin, kimliğinin, duygusal ve zihinsel gelişiminin ayrılmaz bir parçası niteliğini taşıyan dildir. İkinci dil öğrenmediğimizde bir eksiklik yaşayabiliriz ama anadilimizi yitirdiğimizde benliğimizin ve kimliğimizin, duygusal ve zihinsel bütünlüğümüzün çok önemli bir tamamlayıcısından mahrum kalırız…
Bir dili kullananlar bulunduğu müddetçe, o dilin yok olmayacağı açıktır. Ancak günümüzde pek çok dil yok olma/edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır… Artık kullanan kalmadığı için kendiliğinden yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan dillerin yanı sıra bir de konuşuldukları ülkelerin devletlerince yasaklandığı için gelişmesi engellenen, bu nedenle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan diller bulunmaktadır…
Özellikle ulus-devlet inşa süreçlerinde homojen bir topluluk yaratma politikalarının, kültürel ve dilsel çeşitlilik ve zenginlikler açısından ciddi tehdit ve tehlikelere yol açtığı bilinmektedir. Bilim çevreleri bu tehlikenin ortadan kaldırılmasının ve dilsel zenginliğin korunmasının ancak anadillerinin öğretimiyle ve anadilinde eğitimle mümkün olabileceğini dile getirmektedir. Bu bilimsel doğruyu dikkate alan pek çok ülkede çok dilli eğitim modelleri geliştirilerek hayata geçirilmiştir. Çok dilli bir gerçekliğe sahip olan ülkemizde ise bu süreç henüz tartışma aşamasındadır. Ancak ne yazık ki ülkemizdeki tartışmalar dilsel zenginliğin insanlığın ortak mirası olarak korunması gerekliliği, pedagojik ilkeler ya da eğitim hakkı yerine sadece Kürt sorunu bağlamında yürütülmektedir. Bu ise tartışmanın dar kalmasına ve kutuplaştırıcı bir hal almasına neden olmaktadır…
Dil sadece bir iletişim aracı değildir!
Dil, bir kültürün taşıyıcısı, hatta aynasıdır.
Dil, o dili konuşan halk için bir tür müzedir, taşıyıcısı olduğu her kültür için bir tür anıttır.
Tekdilliliğin karşısında çokdillilik
Dünyada 6000 kadar dil olmasına karşın bu dillerin tümü 200 ülkede konuşulmaktadır. Bu da, dünyanın tekdilli değil, çokdilli olduğunu gösterir. Bazı ülkelerde yüzlerce dil konuşulmaktadır. Örneğin Papua Yeni Gine’de 850, Nijerya’da 427, Kamerun’da 270, Zaire’de 210, Solomon Adalarında 66, Avustralya’da 250, Hindistan’da 380, Endonezya’da 670 farklı dil konuşulmaktadır. Bütün dillerin % 70’den fazlası 20 ulus-devlette konuşulmaktadır… İkidillilik mümkündür. İnsan, iki dilden birini kimlik dili, diğerini de ortak anlaşma dili olarak kullanabilir.
Bazı ülkelerde çok dilli eğitim modelleri
Almanya
Almanya’da bazı eyaletlerde ilkokuldan başlayarak haftada 3 ile 5 saat zorunlu anadili dersleri verilmektedir… Ülkede “Ulusal Uyum Planı” adı altında çiftdilli eğitimin gerekliliği yaklaşımı kabul edilmiştir.
Çin
Ülkede çok sayıda farklı etnik grup bulunmakta ve yaklaşık 140 farklı dil konuşulmaktadır. 1984 yılında “Ulusal Azınlıkların Bölgesel Özerkliği Yasası” çıkarılmıştır… Özerk bölgeler, o bölgedeki eğitim dili hakkında karar alma yetkisine sahiptir. Azınlık mensubu öğrenciler kendi anadillerinin yanı sıra Çinceyi de öğrenmek zorundadırlar.
Güney Afrika
Bu ülkede ırkayrımcılığına son veren yönetim değişikliklerinin ardından düzenlenen 1993 Anayasası ile dile temel bir insan hakkı olarak bakılmış ve çok-dillik ulusal bir zenginlik kaynağı olarak ele alınmıştır. Bu anayasayla birlikte İngilizce ve Afrikaans dilinin yanı sıra dokuz farklı Afrika (yerel/kabile) dili resmi dil olarak kabul edilmiştir…
İsviçre
23 Kantonlu federal bir cumhuriyettir. Ülkenin resmi ve ulusal dilleri; Almanca, Fransızca ve İtalyancadır. Romans dili de ulusal dil olarak kabul edilmiştir… İsviçre anayasasına göre, bölgeler dillere göre ayrılmakta, diller eşit statüde bulunmakta ve azınlık dilleri korunmaktadır.
İsveç
İsveç, 1976 yılında Ev Dili Reformu’nu yapmıştır. Bu reform, göçmen çocuklarının İsveç eğitim sistemine katılmalarını zorunlu kılmakla birlikte isterlerse kendi dillerini öğrenme hakkına sahip olduklarını yasal olarak kabul etmiştir… İsveç, kültür politikası ve çiftdilli eğitim açısından kıta Avrupa’sından farklı bir yapı göstermektedir.
İsveç eğitim sistemi, evde konuşulan dili eğitimde de geçerli dil olarak kabul etmekte ve en az 5 kişilik grup oluştuğunda anadili öğretimi vermeyi belediyelere bir yükümlülük olarak şart koşmaktadır. Anadili öğretimine ihtiyaç olup olmadığını saptamak üzere okullar her eğitim yılının başında ihtiyaç yoklaması yapmak zorundadır. İsveç’te 32 dil grubuna yönelik olarak anadili öğretimi organize edilmektedir…
Belçika
Federatif bir ülke olan Belçika’nın üç resmi dili vardır: Fransızca, Flamanca (Felemenkçe) ve Almanca… Belçika’da dil grupları özerktir. Bu nedenle üç topluluk (Flamanya, Valonya ve Brüksel), özellikle eğitim ve kültür konularında kararlarını tümüyle kendileri almaktadır…
İspanya
1978 İspanyol Anayasası’nın 3. maddesi Kastilya dilinin resmî İspanyolca olarak tanındığı karara bağlanmakta, fakat Kastilya dili dışında diğer İspanyol dillerinin kurulacak özerk bölgelerin statüleri uyarınca ikinci resmi dil olarak tanınması da kabul edilmektedir. 3. madde İspanya’nın bu dilsel çeşitliliğinin kültürel bir miras olduğunu belirterek bu mirasın korunmasına ve saygı gösterilmesine de yer vermektedir. Bu bağlamda bugün İspanyol Anayasası’nda tarihsel milliyet olarak adlandırılan ve diğer 14 bölgeden daha geniş özerkliklere sahip olan Katalonya, Bask Ülkesi ve Galiçya’da bölge halkının dili ikinci resmi dil statüsündedir. Eğitim de bu özerk bölgelerin yetki alanında olan bir konudur ve her üç bölgede de anadilinde eğitim-öğretim mevcuttur.
Sayı: 2012 02