Hasan Bayev, yüksek karlı tepeler, akarsular, ormanlar ve göllerle çevirili, sert patika yolları olan Makhazhoy adlı Alhan Kala’ya bağlı bir köyde dünyaya gelmiş, Çeçen asıllı bir tıp doktoru.
Çeçen tarihinde uzun, yüzyıllar süren savaşlar karşısında cesareti ve tavırları halka mal olmuş yüzlerce ünlü kişi çıkmıştı. Daha küçük yaşlardan itibarendinlemişti bu ünlü kişilerin öykülerini: “Toprağınızın sizin dostunuz olduğunu ve neler öğretebileceğini anlamanızı istiyorum” diyen aile büyüklerinin anlattıklarından öğrenmişti, Çeçen halkının tarihinin zorlu geçmiş yıllarını. 19. yüzyıl Kafkas-Rus savaşları sırasında özellikle Şeyh Şamil dönemine ait Çeçen halkının mücadelesini anlamaya, kavramaya çalışmış, aile büyüklerinin ve köydeki yaşlıların konuşmalarıyla: “Yaşlı bir adamın beni evine davet ettiğini asla unutamam. Köydeki en yaşlı adamdı, muhtemelen bir asırlıktı, uzun beyaz bir sakalı vardı ve yüzü kırış kırıştı. Şeyh Şamil tarafından atalarından birine verilen kılıcı bana göstermek istediğini söylemişti. ‘Şamil ve yandaşları savaşlara şu köylerden birinin kulesinde hazırlanırlardı’ dedi. Yaşlı adam silahı evinde, duvarlarında halılar asılı olan özel bir odada saklıyordu.”
1859’da Şeyh Şamil Kafkas-Rus savaşları sırasında Gunip tepesinde teslim olmuştu. Onun yanında savaşçılardan biri olan Baysungur teslim olmamıştı. Uzun yıllar dağlarda savaşmış bir savaşçı olan Baysungur’la ilgili Çeçenler arasında pek çok değişik öyküler dillendirilmişti. Değişik zenginliklerden oluşmuş her bir öykü tamamlamıştı Çeçen tarihinin bölümlerini. Baysungur’un yakalanmasıve idam sehpasına giderken gösterdiği cesareti, tavrı, kahramanlığı üzerine öyküler dilden dile anlatılmıştı. Sonunda:“Ruslar onu yakalamışlar ve asmaya çalışmışlar. Altındaki iskemleye tekme atana ödül var demişler, ancak Baysungur kimsenin ödüle talip olmasına fırsat vermeden tek bacağıyla iskemleyi devirmeyi başarmış”. Çeçenler arasındaBaysungurla ilgili olduğu gibi başkalarıylailgili öyküleride dillenmiş, öğrenmişti çocukluğunda. Hasan Bayev ülkesinden uzakta tıp eğitimini tamamladıktan sonra 1990’larda ülkesiÇeçenya’ya dönmüş; Çeçen-Rus savaşlarının sürdüğü bir dönemde cerrah olarak çalışmaya başlamış,pek çok tanıklığı olmuş savaş yıllarına dair. Yaşadıklarını Yemin adında kitaplaştırmış.
Çeçenler 1989 sonrası cumhuriyet ilan etmiş, pek çok kararlar almışlardı. Rusya hükümeti bu kararları tanımamış, Çeçenya’ya savaş açmıştı. Savaş devam ederken on dört bin yaralı ve sakat Çeçeni; dağlarda, köylerde, sığınaklarda tedavi etmiş Hasan Bayev, dönemin Çeçen kadrolarından Şamil Basiyev’in yaralanmasını ve onun bir bacağının kendisi tarafından kesildiğini şöyle anlatmaktadır: “Böylelikle yola koyuldular. Liderlerini korumak için, korumalarından ikisi kendilerini feda ederek öne atıldı ve güvenli bir yol açtı. Birkaç metre ileride başka bir mayın patladı ve Basiyev’in sağ ayağını ve bileğini parçaladı. Bunun paniğiyle insanlar sağa sola koşuşturarak daha fazla mayının patlamasına neden oldular. (…) hastaneye üç yüzden fazla yaralı geldi. Basiyev’in yaralılar arasında olduğu haberi yayılmıştı. Birkaç Batılı gazeteci, Rusya’nın azılı düşmanının görüntülerini alabilmek için kameralarıyla ameliyathaneye gelmişlerdi. Onların dışarı çıkmalarını söyledim. Bütün ameliyatı baştan sona kameraya alan kişi yeğenim Adem’di. Daha sonra Reuters bu çekimleri dünyanın dört bir yanına dağıttı. Rumani, Basiyev’in kana ve kara bulaşmış sağ bacağını, bileğine kadar yardı ve tam olarak sağ bileğin üzerindeki ameliyat edilecek bölgeye tentürdiyot sürdü. Ardından oraya lokalanesteziuyguladım ve bacağı kaval kemiği boyunca boydan boya neşterle kestim. Daha sonrada kasları dokuların arasında birbirine bağlayan lifleri teker teker kesmeye başladım; bir yandan da kesilen kaslardaki gevşek parçaları adım adım sıklaştırarak dikiyor, eşzamanlı olarak yaranın olduğu yerdeki damar ve arterlerle bağlıyordum. Ben bileğin üç dört santim üzerindeki et ve kasları kemikten titizlikle ayırırken, yeğenim Ali de Basiyev’in bacağının sabit durmasını sağlayarak bana yardım ediyordu. Ardından testeremi aldım ve bacağını ayak bileğinin yaklaşık yirmi santim üzerinden kestim. Son olarak bir parça deriyi bacağın kalan kısımdaki sağlam dokuya cerrahi dikiş yardımıyla ekledim ve yaranın olduğu bölgeye, ameliyat eldivenlerinin parmaklarından yapılma drenaj tüpleri yerleştirdim.” (*)
1994’te savaş başladığında, Rus bombardıman uçakları, köyleri, kasabaları, kentleri yerle biretmişti. On binlerce insan öldürülmüş, hastanelerde sağlık hizmetleri felç olmuş; okullar, resmi binalar, evler yerle bir edilmişti. Yaşlılar, kadınlar ve çocuklar sayısız acılar çekmiş, komşu cumhuriyetlerin topraklarına sığınmış, Çerkeslerin yardımlarıyla ayakta durabilmişlerdi. Kamplarda büyük zorluklar yaşamışlardı. Rus fiili işgaliyle başlayan Çeçen – Rus savaşı Çeçenya’nın sahip olduğu tüm değerleri alıp götürmüştü. Rusya, bu fiili işgal ve haksız bir savaşla her koşulda Çeçenya’da insan haklarını ihlal etmiş, sivilleri katletmiş, halka baskılar, işkenceler uygulamış, kadınlara tecavüz edilmişti. Gözyaşı, ölüm, koparılan kol ve bacaklar, parçalanmış cesetler, sakat kalmış yaralı binler… Vurulan, öldürülen, ölüme giden genç Çeçen nüfus, ülkenin ekonomisi, yok edilen geçmişi, geleceği, tahrip edilmişti.
Yemin – Hasan Bayev
Çev: Burçe Kaya
Literatür Yay., İst.
Sayı: 2012 06