Türkiye Diyasporası Yayınlarından Seçmeler – Ekim 2010

0
889

Adığey Yazın Dili Ekim Devrimiyle Doğmuştur

Şawkue Jorj*

1.Bölüm

Yazın dili, ulusun kültürünün görünümü, onun manevi zenginliğinin ölçüsüdür. Halkın en değerli varlığı olarak da her zaman kalacaktır. Yazın dilinin önemli özelliklerinden biri de halkın konuştuğu dile sıkıca bağlı olmasıdır. Bununla birlikte halkın konuştuğu her diyalekt yazın dili olamaz. Yazın dili, halkın konuştuğu diyalektlerin en yetkini olup, herkesçe en kolay anlaşılabilenidir. Kısaca yazın dili, dilcilerin en uygun buldukları ‘diyalekt’tir. Yazın dilinin oluşup gelişmesinde ozanların, yazarların önemli rolleri vardır. Yazın dilleri bunların yapıtlarında sağlamlaşır, yetkinleşir ve geniş halk yığınlarının malı olur. Yazın dilinin geliştirilip güzelleştirilmesinde dilbilimcilere, basına ve bütün kültür görevlilerine önemli görevler düşmektedir.
Yazın dilinin oluşumu, yazı diline bağlıdır. Yazı dili olmadan yazın dili olamaz. Ancak yazı dili ile yazın dili aynı zamanda başlamazlar. Yazın dilleri, yazı dilinden çok sonraları başlar. Tarihin derinliklerinden gelen kimi yazın dillerinde durum böyledir. Örneğin; Rus, İngiliz, Fransız ve benzeri yazın dillerinin başlangıcı, yazı dillerinin başlangıcından çok sonraları olmuştur. Bunun nedeni, bu dilleri konuşan halkların sosyo-ekonomik yaşantılarının gelişmemiş olması sonucu, yazı dillerinin toplumsal görevlerinin az oluşu idi. Bu dillerin, yazın dillerini yaratabilmeleri için toplumun sosyo-ekonomik yükselmesini sağlayacak koşulların oluşması gerekiyordu.
Adığey yazın dilinin durumu değişiktir. Adığey yazı ve yazın dilleri aynı zamanda başlamıştır. Bu nedenle Adığey yazı ve yazın dilleri aynı anlamda kullanılmaktadır. Ekim devrimine kadar -Adığey yazın dilini etkileyebilecek ölçüde- bir yazı dili olmayan Adığeler, bu devrimden sonra yazın dillerini yaratabilme olanaklarını elde etmişlerdir. Bu olanaklardan birincisi; dilin toplumsal görevlerinin geliştirilmesi, halkın kendi dili ile okuyup-yazabilir, öğrenim görebilir duruma gelmesidir. Böylece Adığey dilinin toplumdaki işlevi büyük ölçüde artmıştır. İkincisi; dilin gelişiminin bilimsel yöntemlere dayandırılmış olması, anadille eğitim yapan okulların arttırılması, sanatsal ve politik nitelikteki gazete, dergi ve kitapların çoğaltılması ve çeşitli sözlüklerin hazırlanmış olmasıdır. Üçüncüsü; bu işleri yürütecek ulusal kadroların yetişmiş olmasıdır.
Adığey dilbilimcisi Aşhamafe Davut, Adığey düz yazısının kurucusu yazar Ç’eraş Tembot, Adığey nazmının kurucusu Hatko Ahmet, Doç. Namitoko Yusuf ve benzerlerinin Adığey yazınının yaratılmasındaki katkıları büyüktür. Ayrıca Hatane Abdul, Hatana Ayişet ve Huwaj Mahmud da bu işlerin başarılmasında canla-başla çalışmışlardır.
Adığe halkı yazı dilinin ve kültürünün geliştirilmesi gereksinimini öteden beri duyuyordu. Bu uğurda Adığe aydınlarından Net’awko Hacem, Bersey Wumar ve Negumo Şore gibileri çok gayret göstermişlerse de çarlık devrinde olanak bulamamışlardı. Sosyalist Ekim Devrimi’nden sonra halkımız kendi diliyle okuyup-yazma olanaklarını elde etmiştir. Adığe yazın dili Ç’eraş Tembot’un ilk yazıları ve Hatko Ahmed’in ilk şiirleriyle doğmuş olmasına karşın çabuk ilerlemiş ve büyük gelişmeler kaydetmiştir. Bu gelişmede, yazın dilimizle yazılan yapıtların yalnız ülkemizde değil, başka ülkelerde de okunmasının, Adığey Tiyatrosunun çalışmalarını bu dille sürdürmesinin, Adığey Radyosunun ve Sosyalist Adığey Gazetesi ile Zekoşnığ dergisinin de yayınlarını yine bu dille yapmasının büyük etkisi bulunduğunu söyleyebiliriz.
Yazın dilinin doğru temellere oturtulması ve sağlam ölçülere dayandırılması bu dile temel olacak olan diyalektin doğru olarak saptanmasıyla mümkündür. Yazın diline temel olacak olan diyalektler iki şekilde ortaya çıkmıştır. Bunlar, politik, ekonomik veya kültürel merkez durumunda bulunan bölgenin diyalekti veya o toplumdaki büyük yazarların, yapıtlarını vermiş oldukları diyalektlerdir. Örneğin; Rus Yazın Diline Moskova diyalektinin, Fransız yazın diline Paris Diyalektinin temel olmasının nedeni, Moskova ve Paris’in bu ülkelerin politik, ekonomik ve kültürel merkezi durumunda bulunmalarıdır. İtalyan yazın diline Toskonya (1) diyalektinin temel olmasının nedeni ise büyük İtalyan yazarlarından Dante Bokaccio ve Petrark’ın yapıtlarını bu diyalekt ile vermiş olmalarıdır. Adığe dillerinin oluşması ise bu kurallara uymamaktadır. Burada politik, ekonomik, kültürel merkezin veya yetişecek ünlü yazarların yazın diline temel olacak diyalekti oluşturmalarını beklemek için zaman kalmamıştır. Adığey dilinin yeni kazandığı büyük toplumsal görevlerini yerine getirebilmesi için acele olarak yazın dilinin oluşturulması gerekiyordu. Bu nedenledir ki, Adığey yazın diline temel olacak olan diyalekti dilbilimcilerin kendi çalışmaları ile bulmaları gerekiyordu. Dilbilimcilerin kendi konuştukları ve alıştıkları diyalekti temel almaları uygun düşmezdi. Dilbilimcilerin Adığey yazın diline temel alacakları diyalektin Adığey dilini konuşanların tümü tarafından anlaşılabilmesi gerekiyordu. İşte bu durumlar göz önüne alınarak Ç’emguy diyalekti Adığey yazın diline temel alınmıştır. (Devam edecek)
*Filoloji Bilimleri Kandidatı
(1) Floransa
YAMÇI – (Sayı 7-16) – Temmuz 1977
Çev: Çetav İ.

Sayı : 2010 10

Yayınlanma Tarihi: 2010-10-01 00:00:00