1989’daki Perestroyka Çerkesler için bir milattır

0
846

1 Eylül Dünya Barış Gününün önemini dünyada en çok anlayanlar Çerkes topluluklarıdır. 1864’ten sonrası geçen yıllarda hep başkaları için savaşmış, Balkanlar’dan Asya’ya, Kafkaslar’dan Afrika’ya kadar kurulan devletlerin sınırları Çerkes kanlarıyla çizilmiştir. Çerkeslerin eğitimsiz cahilliğinden ve politik bilinçyoksunluğundan, az gelişmişliğinden, ulusal bilinçlerinin azlığından istifade eden egemen devletler hep Çerkesleri kullandılar.

Uzun süren Dünya Barışında Çerkesler Anavatan ve diasporada hızla bilinçlenerek, örgütlenerek (Dernekler Federasyonlaşarak) ulusal bilinçlerini yükselttiler.
1989’daki Perestroyka Çerkesler için bir milattır. Çerkesler 125 yıl sonra Anavatanla ilişki kurdular. Bu Çerkeslerin zorlamasıyla olmadı. Dünyanın barış sürecinde yumuşamasıyla oldu. Bu zaman içerisinde Çerkes Dernekleri mevcut durumdan istifade ederek Dünya Çerkes Kongresini, 1989 yılında Ankara’da topladı ve bazı or tak kararlar alarak, uygulamaya geçildi. Çerkesler daha hızlı bilinçlenirken yeni gelişmeler meydana geldi ve bu durumda Çerkesler daha çok örgütlenerek daha bilinçli hareket ettiler.

Örneğin; Abhazya, Çeçenya, Osetya olayları gibi. Yugoslavya (Yugoslavya Çerkesleri önceden İstanbul/ Küçükköy’e geliyorlardı. 1989’dan sonra Kafkasya’ya gidişler başlayabildi) ve Suriye olayları.

1967 Golan Tepeleri Savaşında ise Sovyetler Birliği, Anavatana dönüş için Suriye Çerkeslerini kabul etmedi.
Önceden bu olaylar olmasaydı –ulusal bilinç gelişmeseydine olurdu, önceleri olduğu gibi iki gruba ayrılır, birbirlerini geçmişte olduğu gibi öldürürlerdi.(Günümüz Suriye’sinde olduğu gibi ne Esat’tan ne de özgürlük ordusundan yana olmadıkları için doğru bir karardır. 2011- 2012).

Çerkesler bugünlerde Barışı savunarak savaşlara karşı çıkmalıdır.

Çünkü Çerkesler barış zamanlarında çoğaldılar. Barış zamanında en geniş şekilde örgütlendiler (dernekleştiler). Barış zamanında parçalanmış aileler birbirlerini buldular. Barış zamanında Anavatanla ilişki kuruldu. En önemlisi barış zamanında ulusal bilinç ar ttı.

Barış zamanında Anavatana dönüşler başladı. Derneklerimiz Federasyonlaştı. İyi günlerde güzel ilişkiler kuruldu. Barış sürecinde ilişkiler devam ediyor.

21 Mayıs Çerkes sürgünü binlerce kişi ile anılıyor.

Gazete, dergi ve bilgisayar, internet vasıtasıyla haberleşiliyor.

Anavatana öğrencilerin gitmesi, Diasporanın demokrasi yönünden gelişmesi, bu gelişmeler hep barış zamanında olmuştur.

Diasporadaki Çerkes aydınları boş durmuyor, durmayacakta. Bu gelişmelerin devamının, teknoloji ve barış içinde yaşamaktan geçtiğine inanıyorum.

Siyasi gelişmeler Çerkes halkının geleceğini müjdeler yöndedir.

Örneğin;

Adıgey Özerk Bölgesi, Cumhuriyet statüsüne yükseldi.

Adıge bayrağı, 130 yıl sonra tekrar Kafkasya’da dalgalandı, kullanılmaya başlandı.

Abhazya ve Osetya’nın bağımsızlığı.

Bu gelişmeler Çerkes gururunu okşuyor ve Derneklerdeki uğraşıların boşa gitmediğini gösteriyor. Her gelişme, her başarı gücümüze güç

katıyor… Bundan sonraki gelişmelerde Çerkes bayraklarının Birleşmiş Milletler önünde asılmasını diliyorum, hayalim bu.
Ortadoğu ve Kafkas coğrafyasında son 30 yıldaki hareketlenme, bir 30-40 yıl daha devam edeceğe benziyor. İşte bu olaylardan en az zayiat ve ençok karla çıkmanın yollarını aramalı, yeni politikalar geliştirmeliyiz.

Not: Çerkesler yılan gibidir, yılanı her gören öldürür ama neslini yok edemez.

Tarihi düşündüğüm zaman kimler öldürmedi ki, ama neslimizi yok edemediler, edemeyecekler, sonsuza kadar yaşamak, yaşatmak, andımız budur.

Özellikle Ürdün Çerkesleri açısından kaygılıyım. Filistinlilerin ümidi, hayali Ürdün krallığını yıkarak Büyük Filistin’i kurmak. Eğer böyle bir şey gerçekleşirse ilk zararı Çerkesler görecektir. Çünkü köşe başlarında ve tampon bölgelerde onlar var.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz