Hiksosların kökeni (1)

0
1300

Bu yazımızda M.Ö. 1700 dolaylarında Mısır’ı ele geçirip yüz yıl kadar yöneten ve kimlikleri hakkında çok az şey bilinen Hiksosların üzerinde duracağız.

Hiksoslar Hakkında Bilinenler ve Bilinmeyenler

Hiksosların Kenan-Filistin üzerinden Mısır’a girdikleri kesindir. Başkentleri şimdiki Tel ed Dabaa’nın yerinde bulunan Avaris kentiydi. Hiksoslar, Mısır’da XV. ve XV1. Hanedanları kurmuşlardır.  Saltis, Şeşi, Yakobher, Hian, Apepi ve Hamudi adlı altı kralın egemenlik yaptığı bilinmektedir.

Hiksoslarla birlikte tüm Ortadoğu’ya ve Mısır’a at koşulan iki tekerlekli savaş arabaları ve kılıç da gelmiş, bunlar kısa sürede Ege’ye de yayılmıştır.

Hiksosların Mısır’a geldikten hemen sonra Ege’yi istila ettiği, Girit’in Hiksoslarca fethedildiği ve 18. yüzyılın sonunda daha da kuzeyde koloniler kurulduğu varsayımlarıyla uyuşan arkeolojik kanıtlar bulunmaktadır. (Bernal, s.99-100)

Aslında, Hiksos istilasının zamanı ve süresi konusunda da yüz yıllık sapma vardır. M.Ö 1730-1530 yıllarına yerleştirenler bulunduğu gibi, M.Ö 1630-1522 yıllarına yerleştirenler de vardır. (Desplancques: s.120, Hornung: s.189) Bernal’e göre ise, M.Ö. 1720’den 1575’e kadar Mısır’ı yönetmişlerdir.

Hiksoslar Dönemindeki Ortadoğu Halkları

Bu dönemde Ortadoğu’da Sami ve Kafkas asıllı halklar vardır. Asurlular, Akadlar, Amurular ve Kenanlılar Sami halkların başlıcalarıdır. Hattiler, Huriler ve Subarular Kafkas asıllı yerli halklardır. Yine bu dönemlerde Kassu/Kassitler, Hamedan bölgesinden; Mittanilerin öncü klanları güney Kafkasya üzerinden gelerek Kuzey Mezopotamya ve Suriye’ye yerleşmeye başlamışlardır. Anton Jirku, Maykop insanlarının M.Ö. 2000-1800 yıllarında Kafkasya’dan Suriye’ye gelerek Biblos’u kurduklarını, benzer bir göçün yine Kafkasya’dan Filistin’e M.Ö. 2400 yıllarında gerçekleştirildiğini belirtmektedir. (Turçanınov: s.45) Turçaninov’un Biblos yazılarını Aşuva dilinde okumasıyla bu görüş kanıtlanmıştır.

Kuzey Mezopotamya, Suriye ve Kenan’daki pek çok kent Abaza dilinden isimler taşır: Halep, Ebla, Hamat, Kadeş, Ugarit, Gebal (Biblos), Akka, Makıtta (Megiddo), Gazze, Sidon (Sayda), Tyr (Sur), Samara, Symira, Emasa, Marathos ve Kadeş.

Halep, Aşuvaların La/Lo klanını; Sidon, Sadsuvaların (Sasuva/Sazuva)   Sid klanını;  Hamat,   Adige-Abaza Med/Mıd klanını; Gazze,  Kas/Kasa klanını ve Emasa, Masa/Maza klanını açıkça gösterir. Kadeş, Hitit metinlerinde açıkça “Apsuva” olarak anılır.

Bu dönemde Fenike’de (Kenan’da) görülen büyük klanlardan ülkeye adını veren “Kan’a” klanı, “Khan/Kan” adıyla Adige ve Apsuvaların arasında yaşar. Aynı klan Hattilerin arasında da görülür. Kartaca’da “Magon”,  İbranilerde   “Amon”  olarak anılan, sonraki dönem Arapları tarafından   “Maan” olarak adlandırılan klanla aynı adı taşıyan Mağan (Maan, Ağan, ğan, An, Yağan) klanı da   Adige ve Abazaların arasında yaşar.

Sidon kentinin koruyucu tanrısı “Sit”, Sadsuva/Sasuva kabilesinin Sid klanıyla aynı adı paylaşır.  Hiksoslar da, kimi araştırmacılar tarafından Poseidon’la ilişkilendirilen “Set” adlı bir tanrıya taparlar. Bu nedenle, Sidon kenti, Sid klanı ve tanrı Set/Sit konumuz açısından çok önemlidir. (Bernal: s.124)

Bu dönemde Suriye-Filistin bölgesinde yukarıda adları sayılan halklar dışında büyük bir kabilenin yaşamadığı kesin olarak bilinmektedir. Aynı şekilde Hiksosların kuzeyden kara yoluyla Mısır’a girdikleri de kesindir. Bu durumda Hiksoslar yukarıdaki halklardan biri ya da birkaçıdır.

Ortadoğu’da Hiksoslar dönemindeki siyasi ve askeri  durum

Bu dönemde de (M.Ö 1700-1600 yılları)  Mısır bölgenin en büyük siyasi ve askeri gücüdür. Mezopotamya’da ise merkezi bir güç yoktur. Kenan-Filistin bölgesindeki kent devletleri Mısır’a bağımlı durumdadır, aralarında birlik yoktur, sürekli olarak birbirleriyle yarışmaktadırlar.

Kuzey Mezopotamya ve kuzey Suriye’de yaşayan Hurri, Subaru ve Hatti klanlarının arasında da birlik yoktur. Her biri başka bir kralın yönetiminde olan küçük kentlerde ve bu kentlere bağlı olan köylerde soylar ve kabileler biçiminde yaşamaktadırlar.  Her soyun (klanın) başında bir başkan vardır. Tehlike anında geçici birlikler oluştursalar da kentler, kabileler ve soylar birbirleriyle çekişmektedir. Daha büyük  siyasi ve askeri birlik oluşturacak bilinçten ve gelenekten yoksundurlar.

Bir zamanlar Sümer’in egemeni olan Akadlar, Amurulara yenildikten sonra dağılmışlar, siyasi ve askeri olarak bitmişlerdir. Asurlular ise, yerli Hurri ve Subarular ile, kuzeyden ve doğudan gelen Mittani öncü klanlarının,  bölgeye birkaç yüzyıl önce yerleşmiş olan Kassit kabilelerinin baskısı altındadır.

Babil’in yöneticisi olan Amurular, halen Babil yöresinde bulunuyor ve iktidarlarını sürdürüyor da olsalar, Kassi/Kassitler’e yenilmişler ve Babil yağmalanmıştır. Belki de Hammurabi Hanedanlığı sonlanmıştır. Kısaca Amurular da siyasi ve askeri olarak zayıf durumdadır.

Diğer yandan, bölgenin en güçlü krallığı olan Mısır’ı fethetmek siyasi ve askeri olarak büyük bir organizasyonu ve gücü gerektirir. Yukarıdaki saptamalardan anlaşılacağı üzere bölgedeki Kafkas ya da Sami asıllı yerli Ortadoğu halklarından hiçbirinin, Hiksosların gerçekleştirdiğini bildiğimiz dinamik politikayı gerçekleştirecek siyasi öngörüleri bulunmadığı gibi, Hiksoslarda görülen yeni ve üstün silahları geliştirebilecek durumda da değillerdir.

Bu durumda geriye tek güç kalıyor: Kassitler ve Mitanni’nin öncü klanları

Bölgedeki yeni halklar: Kassitler ve Mitanniler

Daha önceki bir yazımızda belirttiğimiz gibi, E. Herzfeld ve A. Zeki Velidi Togan gibi bazı uzmanlara göre, Mahenjo-Daro ve Elam uygarlıklarının yaratıcısı Kafkas halkı Kaspilerdir. (Togan: s. 23) Kaspi halkının torunları sayılan Buruşak halkının dilinin de, Abaza diliyle yakın ilişkili olduğu saptanmıştır. MÖ. 2200 yıllarından itibaren Zagros üzerinden  Mezopotamya’ya girerek daha çok Babil çevresindeki köylere yerleşip kabileler halinde yaşamaya başlayan Kassi/Kassit halkı da Kaspilerin bir koludur. Anton Jirku’nun Kafkasya’dan M.Ö. 2000-1800 yıllarında geldiğini belirttiği halk  Mitanniler olmalıdır. Ancak öyle anlaşılıyor ki Mitannilerin arasına Hint-Avrupa asıllı bazı klanlar da karışmıştır.

Temel olarak Babil çevresinde yaşayan Kassi/Kassitlerden bazı klanlar, Kuzey Mezopotamya’da Mitannilere katıldılar. Bölgeye at koşulu iki tekerlekli savaş arabası, kılıç gibi yeni ve üstün savaş teknikleriyle donanmış olarak gelen Mittaniler, manevra yetenekleri ve hızlarıyla bölge halklarını şaşkına çevirdiler, Kuzey Mezopotamya halkları ve özellikle nüfusun çoğunluğunu oluşturan Hurriler üzerinde egemenlik kurduktan sonra Kuzey Suriye üzerinden Kenan-Filistin’e doğru akınlarını sürdürdüler. Yukarıda adlarını saydığımız kentlerin birçoğu bu dönemde kuruldu ya da Hurri-Mitannili yöneticilerin eline geçti. (Stone: s.94).

Çok geçmeden, Mısır’da da Hiksoslar yönetimi ele geçirdiler.

Hiksoslar hakkındaki görüşler

Hiksosların Asya kökenli oldukları Suriye, Kenan-Filistin üzerinden gelerek Mısır’ı fethettikleri, yani temel olarak Sami asıllı oldukları kabul edilmektedir (Desplancques, s.69). Bernal’e göre, esas olarak Sami bir dil konuşuyorlardı, ama bu dilin içine muhtemelen Hurri öğeler de karışmıştı (Bernal, s.72). A. Moret’e göre ise, Hiksoslar, Mitannilerdir (Özer, s.176). “Hiksos” sözcüğünün sonundaki “sos” sözcüğünün “Sas/Sasu” adlı bir kabileyle ilişkilendirilmesi gerektiğini düşünenler de vardır. (Özer: s.177)

Görüldüğü gibi Hiksosların gerçek kimlikleri bilinmemekte pek çok yorum yapılmaktadır. Bu görüşleri anlatıp karşılaştırmaya yerimiz kalmadı. Ancak konuya devam edeceğiz. Şimdilik hoşça kalın.

KAYNAKÇA

  1. A. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul, 1981
  2. Erik Hornung, Mısır Tarihi, İstanbul, 2004
  3. Martin Bernal, Kara Atena, İstanbul, 1998
  4. Merlin Stone, Tanrılar Kadınken, İstanbul, 2000
  5. Sophie Desplancques, Antik Mısır, Ankara, 2006

6.Turçaninov, G.F., Kafkasya’da bulunan Antik Eserlerin Keşfi ve Yazılarının Çözümlenmesi, Kafdav Yayıncılık, Ankara, 2009

  1. Yusuf Ziya Özer, Mısır Tarihi, Ankara, 1987

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz