Kuzey Kafkasya sülale adları ve damgaları-VII

2
6762

Yazı dizisinin başından bugüne kadar çok sayıda yorum, istek aldık. Bölümün sonunda birkaç tanesine dilimiz döndükçe cevap vereceğiz.

Sülale adları, çoğunlukla sülaleye adını veren ve isim olarak kullanılan adlardan oluşurken; bayan ismiyle anılan sülale adı yok denecek kadar azdır. Bunun sebebi, Adıgelerde Bayan ve Bay isimleri ortaktır. Antik dönemde Adıgeler, anaerkil olmasına rağmen soyun babadan gelmesi yaygındır. Bayan ismiyle türetilen soyadları en çok Gürcülerde görülür. Gürcüler sülale adına “Gvari” adını vermektedir.

Adıgelerde, aynı zamanda şahıs adı olarak kullanılabilen sülale isimlerine rastlanmaktadır. Daha öncede belirttiğimiz üzere sülaleye adını veren bir ata bulunmaktadır.

Sülale ve şahıs ismi olarak kullanılan isimlerin listesi aşağıdadır:
Abas, Abat, Abey, Abıde, Andırhuey, Anzor, Aslan, Bıde, daur, Çetaw (Bölgesel olarak Cetao, Kataw, Jataw, Gatawe ) Hatko, Bıj, Mışe, Cançate, Karoh, Makhside, Şoloh, Şora, Tabış (e), Wozırmes, Pedıs, Yinal, Yeseney, Zul v.d.

Konuyla ilgili gelen en yoğun istek anavatandaki diğer soyların yerleşim yerleridir. Bazılarını
bilginize sunmaya devam ediyoruz:

Adıgey’deki bazı aileler

Carım, Cıme, Dzıbe, L’up, Meşıko, Nawurze, Tıuw, Teter, Huaj, Hunağu, Hurım (Hurme), Huşt, Hamıku, Çetıjj, Şowmız, Şınaho, Hımuş, Hağur, Hamırze, Hapay, Hapaç’, Hahurate (Oset sülalesi değildir. Adıge-Şapsığ soyudur), Çurmıt, Çubıt’, Wordan, Pşıjj, Soht, Kaleşaw, Kobl, Zefes, Batman , v.d.

Kıyı boyu Şapsığ, Aguy Köyü

Nepsow, Şhalaho, Neğuç, Natho, Mefeğatl, ser’uşe, Açoh, Kuace, Alel, Açumıjj, Lhepşoko, Yeguaş, Hokon, Hağur.

Kıyı boyu Şapsığ, Şehap Köyü (Golovinka)

Huşt, Kobl, Hahu, Lıf, Nepsow, Mıyekuape, Teş’u, Şhalaho, Baste.
Türkiye Tokat-Tekneli Köyü

Şık, Sits’e, Gedğox, Mortogo, Jurt, Neğuko, Werginoko, Dışek’ (Köyde sülaleden kimse kalmadı)

Türkiye Samsun- Beylerce Köyü

Harox, Çetaw, Duve, Memet-ipa, Yemzağ, Şaguj, Şajeug, Ğıts’uaj, Habjıno, Dağıstanlı bir hane…

Karaçay-Çerkes, Pervomaysk köyü (Abukhabl)

Abisal, Abroko, Abıku, Abıt’e (Abıde değil), Akbaş, Aslen, Ahomğot, Bersıko, Bjenıç’, Bors, Dığuj, Dışek’, Cetaw, Ç’etsubey, Kankul, Karden, Kumıuk, Mambet, Mıd, Neğaplaj, Neğoy, Remazan, Tram, Şurdım…

Karaçay-Çerkes, Psewuç’-daxe

Abdoko, Abıt’e, Ajiy, Ak’ejj, Aqbaş, Ançoko, Aşeboko, Bağ, Beçıjj, Derbe, Dzığo, Jandar, Jıleşxı, Koşiy, Qarden, Qımza, Meker, Nehuş, P’ap’şu, Satuşı, Tram, Şermet v.d.

DAMGALAR
“geçmişin gizemli aydınlatıcısı”

Kökleri çok eskilere dayanan Kafkas medeniyetinde, damgaların Kafkas toplumunda önemli sosyal rolleri vardır. Ancak ne yazık ki yetersiz kaynaklar nedeniyle tarihi süreç içinde Kafkas halklarının geçirmiş olduğu değişim ve bu değişimden damgaların nasıl etkilendiği gizli kalmıştır. Özellikle büyük sürgün öncesi yaşanan savaş ve sürgünün yıkıcı etkisi, sosyo-ekonomik gelişmeyi adeta durma noktasına getirmişti. Damga Kültürü, geçmişe ışık tutabilen son derece önemli maddi bir delil niteliğindedir. Adeta gizemli bir aydınlatıcıdır.

Damgaların çok sayıda fonksiyonları vardır: Üretim, imza ve amblem . Aynı zamanda birbiriyle akraba olan geniş ailelerin veya herhangi bir nedenle ailesiyle bağı kopmuş birinin ailesiyle temasını sağlayan sosyolojik görevi de üstlenmiştir. Eskiden atlara vurulan damgaya çok önem verirler ve üzerinde damga olan ata, köpeklerin yaklaşmadığına inanılır; atın dayanıklılığı, üzerindeki damga ile ölçülürdü. Eğer bir at yerinden kımıldamadan üzerine damga vurulmasına katlanamıyor ve huysuzlaşıp kaçmağa çalışıyorsa onun cins at olmadığına inanırlardı.

Atların damgalanması da belirli kuralla bağlı idi. Adıgeler bu konuyu çok önemser, adeta bir merasim havasında yaparlardı. Pşı’ların (prens) atlarında damga atın sol sağrısının üstüne, Werk’ların (soylu) atlarında ise atın sağ terkisine vurulurdu. (Kaynak: Gukıemıh’u İbrahim… Adıge atı ile Adıge erkeği-Oşhamahue dergisi no:4-1995)

Damgalar ilk ortaya çıktığı dönemden günümüze pek çok değişim göstererek gelmiştir. İlk ortaya çıkan damgalar daha kaba işçilikli ve daha zor işaretler olmasına rağmen zamanla gelişerek günümüze ulaşmış nerede ise bir sanat haline gelmiştir. Adıge kilimlerinde, kadın giysilerinde, çeşitli mutfak eşyalarının üzerlerinde, atların koşumlarında, gemlerinde, üzengilerinde ve kadınların altın gümüş gibi süs eşyaları üzerinde çok güzel damgalar ve bunlara ait motifler görülebilir.

Çerkes Aile Damgaları içerisinde çok güzel ve çok mükemmel motifler olduğu gibi ilk bakışta kavranamayan karmaşık motifler de mevcuttur.

Kayıtlara ilk geçen damga, D.Kantemir’e ait olan hediye atlar üzerindeki damgalardır ve 1774 tarihlidir. Ancak Kabardey Prensi SENJELEY Şalah’ın damgası Rus kroniklerine 1630 yılında geçmiştir.

Nedir peki Damga? Hangi dilden geçmiştir? Genel kabul gören kanı, kelimenin Türkçe olmasıdır. Ancak kelime orjin olarak Türkçe değildir; Türk-Moğol ortak kelimesidir. Bu savı savunan araştırmacılar dışında TÜRKÇE’NİN ETİMOLOJI SÖZLÜĞÜ’nde, “Tam” sözcüğü ile başlayan kök bir kelimenin olmadığını belirtmektedir.

Şüphesiz Kafkasyalılar, Türk ve Moğollardan önce Dzarna, Çıpkhe, Kipkhe, Tırko (T dudaksıl bir sestir) kullanagelmiştir. Ancak 12 – 16 yüzyıl içinde bu kelimeler yerini nispeten kolay olan TAMIĞE, DAMIĞE’ye bırakmıştır.

Özellikle Moğollar, Kafkasyayı istila ettiğinde Damga vergisini getirmişlerdir. Bu vergi, ürün ve hayvanların belli bir kısmını vergi olarak vermeye dayalıydı. Bir teze göre damga vurulu hayvanlardan alınıyordu.

Damga kültürünün ve kelimesinin Türkçe’ye nereden girdiği kesin değildir. Oysa Dame (Omuz) Ğasen (Yakmak) kelimelerinden türetilme olasılığı son derece mantıklıdır. (Dame-Ğasen / Dam (ı) ğase / Damığa (Дамэ, гъэсэн)

I – Çetaw Nart, çalışmanı ilgiyle takip ediyoruz. 2. bölümde Çeçen sülalerinin bir kısmının etnik olarak Çeçen olmadığını iddia etmişsin. Dayanağın nedir, bu sülale adları belli midir? Belli ise isim zikreder misin, bilelim bunları. Sevgiler

II – Nart Kardeşim, kolay gelsin zor ve meşakkatli bir yolda yürüyorsun. Bazı sülale adları Türkçeye çok yakın. Neden?

III – Sayın Nart bey, kolay gelsin. Kendi Kabilemin neden armasını bulamıyorum. Arma sahibi olmak bir zorunluluk mudur?

IV – Nart Bey merhaba, Aile damgası ve at damgası arasındaki fark nedir?

V – Nart siqueş, Damga sadece soylu ve asil ailelere mi özeldir?

VI – Çalışmanızda başarılar dilerken özellikle merak ettiğim; damgalar Pşılarda olabildiğine sadeyken daha alt sınıf ailelerde daha gösterişli olmasının sizce nedenleri nelerdir?

Sevgili okurlar, öncelikle takip ettiğiniz ve yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Yapıcı olmak kaydıyla hertürlü yorum, öneri çalışmayı yapanlar için bir ödül ve motivasyon kaynağıdır. Tek tek yanıtlamaktansa bir seferde sırayla yanıtlamayı uygun görüyorum. Bir sülale veya boyun etnik yapısını belirlemek veya paylaşmak benim değil, konuyla ilgili sosyolog ve/veya araştırmacıların görevidir. Bu da sadece aile tarihi, toplum önderlerinin bilgisi dahilinde olması gerektiğine inanıyorum. Bazı sülalerin etnik olarak Çeçen olmadığı bilgisi wikipedia’da ilgili başlık altında paylaşılmıştır. Ancak bu sülaleler belirtilmemiştir. Çeçen –İçkerya arşivlerinden de araştırılabilir. Ayrıca Çeçen halkı bu soyları herkesten iyi bilir.

Bazı sülale adlarının Türkçe’ye yakın olması Latinize edilmesinden kaynaklıdır. Telaffuzların basitte olsa Adıgeceye has vurgulara sahip olduğunu belirtmekte fayda vardır.

Yanlış bir kanıyı burada cevaplayabileceğimi ümit ediyorum. Damga, yalnızca bir statü aracı değildir. Mülkiyeti simgeler, bireysel imza olarak kullanılır. Ekonomik olarak belli bir noktaya gelmiş, toplumda tanınan ailelerin köle soylu olmaması halinde Meclislerce onaylanan damgaları vardır. Damga ilk başlarda yönetici sınıfa ait bir hakken, zamanla prenslerden güçlü ve bağımsız halk tabakalarının ortaya çıkması; en az prensler kadar köklü ve temiz ailelerin kullanageldiği damgalara eklenti olmasına sebebiyet vermiş ve 16.-20. yüzyıl arasında toplumsal olarak yaygınlık kazanmıştır. Bu damgaların sadece yönetici sınıfa dahil olanların, batı etkisiyle kullanılan Armaları olmuştur. Yani her ailenin damgası olabilir ama hepsi arma değildir. Kabardey ve Abazalarda Çar tarafından onaylanmış armalar olmuştur. Yani doğru kelime damga olmalıdır.

Kabile derken sülale demek istediğinizi düşünmek istiyorum. Ç’emguy, Abzeh, Kabardey v.d. Adıge kabilesi veya boyudur. Ama Değıjıko, Hatko, Anzor gibi isimler sülale veya soydur. Çok sayıda travma geçiren Kafkas Halklarının, yazılı kaynakları olmadığından dolayı, mevcut kaynak ve araştırmaların temeli dönemin araştırmacılarının aktardıklarıdır. Savaşlar neticesinde parçalanan sülalelerin tek kimliği sülale adları ve damgaları olmuştur. Buna rağmen çok sayıda sülale ve damga yok olmuştur. (Wubıhlarda 60 sülale adının yok olması gibi.) Damgaların Pşı soylarında sade olmasının sebebi; Pşı ve Werk’lerin tabi oldukları Werk Xabze’nin getirdiği tevazu ve sadelik anlayışı olarak açıklanabilir. Tamamen kültüreldir. Ayıca ilk zamanlarda üst sınıflara ait olan damga kullanım hakkı, zaman içinde alt sınıflara sirayet etmiş ancak kullanılan ilk damgaların asillere ait olduğundan damgaların temelini gene bölge veya köyün beyinin damgası olmasından dolayı eklemelerle ve daha zor motiflerle zenginleştirilmesidir. Aile damgası, WUNAĞO DAMIĞE yani soyun alt kollarına mensup bir ailenin kullandığı işarettir. Soy damgasından farklılık arz edebilir. SOY DAMGASI ise atlara ve beraberinde küçükbaş olmayan hayvanlara, taşınmaz mallara vurulan tüm herkesin bildiği bir işarettir. Ayrıca ŞI DAMIĞE tamamen farklı da olabilir. İlerleyen bölümlerde buna kısaca değineceğiz.

© Her hakkı mahfuzdur. İzinsiz tümü veya bir kısmı , alıntı dahilinde de kullanılamaz.
Wunağo damığe: aile damgası
Lhepq damığe: soy/sülale damgası
Şı damığe: At Damgası
nart.jineps@gmail.com

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz