Kuzey Kafkasya’da 4.yy.’dan beri Hunlar hâkimdi. 5. ve 6.yy.’da büyüyen ve gelişen Hunlar, Kuzey Kafkasya’yı talan etmişlerdi. 6.yy. sonlarında ise Kuzey Kafkasya’da veAbhazya’da Hazarlar ortaya çıktı. Hunlar Hazarlar’a dönüştü. Hazarlar büyük ticari limankentlerini ve kaleleri yakıp yıktı, insanları kılıçtan geçirdi. “Büyük ticaret kentini ele geçiren Hazarlar kenti soyup soğana çevirdiler. Hazar askerleri altın, gümüş, inci, yakut gibi değerli hazineleri Hakan’ın önüne götürüp tepeler gibi yığdılar.”
Abhazya bu yüzyıllarda Eğrisi Krallığıyla birleşmişti. Sonraki yıllarda ise, durum farklılaştı. 5. ve 6. yy.’larda Romalıların varsalı oldu. Kendi içinde iki ayrı Beyliğe bölündüler. Bir Beylik Abhazya’nın Doğu topraklarında, diğer Beylik Batı topraklarında varlık sürdürdü.
Roma Kralı Justinyen Abhazları Hıristiyan yapmak için Abhazya’nın en büyük ticaret merkezleri olan Pitsunda, Gagra ve Sohum kalelerini işgal etmiş, buralara ünlü komutanlarınıve din adamlarını yerleştirmişti. Abhazlar arasında Hıristiyanlık yaygınlaştırılıyordu. Onlar Hıristiyan dinini ilk bu sıralar benimsediler. Romalıların emeli Abhazya’yı topraklarına katmaktı. Bu amaçla pek çok defa zulüm uyguladı, halkı zorbalık ve güçle ezdiler. Abhaz halkı isyan etti.
O zamanki baskıları bir Roma tarihçisi şöyle yazıyordu: “Abhazlar giderek Romalıların kölesi olmaktan endişe duymaya başladılar. (…) Yerel halk özgürlüğünü korumak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadı. Abhazlar başlarına yeni yöneticiler seçtiler ve derhal İranlılarla yardım diyaloguna başladılar. Fakat Romalılar erken davranıp kalabalık ordularıyla Abhazya’yı denizden ve karadan kuşattılar. AbhazlarGagra Kalesi’nde savunma savaşına geçtiler. Romalılar kaleyi kuşattılar. Acımazsız savaş başladı. Abhazlar kale içinde ahşap evlere (girdiler TS.) Düşman onları teslim alamayacağını anlayınca ahşapları ateşe verdi. (…) Ya ateşte kül oldular ya da düşmanın eline düştüler. Romalılar Abhazya Beyini, çoluk- çocuğunu ve yakınlarını esir edip götürdüler. GagraKalesini yerle bir edip çöle çevirdiler.”
Abhazlar Romalılar karşısında özgürlüklerini korumak için kendilerine yeni yöneticiler seçtiler. O dönem bölgede İran güçlü bir devlet olarak varlık sürdürüyordu. Abhaz yeni yöneticileri Roma işgaline karşı İranlılarla dostluk diyaloğu başlattı, onları yardıma çağırdılar. Ancak Abhazya Romalılarca kuşatılmıştı. Başkaldırılar geliştiren Abhazlar Gagra kalesini Romalılardan geri alıp oraya sığındılar. Ardından Romalılar Gagra kalesini yeniden kuşattılar. Abhazları teslim alamayınca kaleyi ateşe verdiler. Halkı kaleyle birlikte yakıp kül ettiler. Romalılar Abhaz Beyini mahiyetiyle beraber esir edip götürdü. Halk düşman eline düştü. Gagra kalesinde taş taş üstünde bırakmayan Romalılara karşı Abhazlar İranlıları dostluğa çağırdılar. Yardım adına Abhazya’ya gelen İran ordu komutanı, halka zor ve utanç verici olaylar yaşattı. Yardıma gelen İranlılar yağma ve talana başladı. Abhazlar çileden çıktı. Abhaz halkı bu defa da İranlılara karşı başkaldırdı. Sonunda İranlılar yanlarına “tedbir olsun diye 60 kadar seçkin bey çocuğunu rehin alarak” İran’a götürdüler. İran saldırıları da püskürtüldü. Abhazlar yine de toprakları ve halkın geleceği için endişelere kapıldılar.
O yıllardan başlayarak Roma ülkesi ikiye bölünmüştü. Doğu Roma başkenti Kostantinopol güç kazanmış, Batı Roma ortadan kaldırılmıştı. Bu yüzyıllardan itibaren Doğu Roma tek başına hâkimiyetini sürdürüyordu. 7.yy.’da ise, Bizans ismini yaşattı. Eski Roma köleci sistemle yönetilirken, yeni Roma’nın devamı olan Bizans feodal sistemle yönetiliyordu. Bu yüzyılda büyük değişiklikler olmuştu. Bu değişiklikler Abhazya’yı da etkisi altına almıştı. Bir defa bu yüzyıla kadar Latin dili ve kültürü egemendi. Hıristiyanlık Latin diliyle yaygınlaştırılıyorken güçlenen feodal sistemli Bizans’la birlikte artık Yunan dili ve kültürü hâkim hale geldi. Batıda bu değişiklikler olurken, Abhazya’da da etkisini çabuk gösterdi.
Abhazya İranlıların ve Bizanslıların göz diktikleri topraklar olmuştu. Bizans ve İranlıların sık sık istilalarına uğrayan Abhazlar amansız savaşlara maruz kamışlardı. Kâh Bizanslılara karşı İranlıların safında, kâh İranlılara karşı Bizanslıların safında savaşıp durdular. Nihayetinde bu savaşlar sonrasında Abhazlar Bizans İmparatorluğu içerisinde ayrı bir güç olarak görüldüler.
Bu yüzyıllarda köle ticareti yaygındı. Coğrafyada köle ticareti yapılıyordu. Köle ticareti, dönemin en büyük gelir kaynağıydı. Bizans ve İran çıkar çelişkileri ve çatışmaları arttıkça, Bizans İmparatoru Jüstinyen, Karadeniz sahillerinde giderek nüfuz ve etki alanlarını pekiştiriyor, Karadeniz sahillerine askeri seferler düzenliyordu. Bizans istilaları sırasında yerleşik halk baskı ve zorlamalar sonucu tutuklanıp köle edilmek isteniyordu. Yerli halk her defasında da Bizans istilalarına karşı başkaldırdı, özgürlüğü uğruna Bizans’tan ayrı bağımsızlığını tek başına ilan etmek zorunda kaldı ve İranlılardan da dostluk bulamadı.