Kafkas Diasporası Yayınlarından Seçmeler – Haziran 2013

0
1107

Kuzey Kafkasya’da Nüfus Değişimleri

Araştırma Derleme Komisyonu

I.

“Diller ülkesi” olarak bilinen Kuzey Kafkasya, hemen her dil ailesine mensup çok çeşitli halk­lardan oluşan bir ülkedir. Buradaki nüfusun etnik yapısındaki değişimler toplum bilimciler için özgün bir kaynak oluşturmaktadır. Bu makalede, ayrıntılı bir incelemeye girmeden, Kuzey Kafkasya’nın etnik yapısındaki değişimlerin genel bir tasviri yapılmıştır. Çalışmanın kapsamı Kuzey Kafkasya’nın otokton (yerel) halklarıyla -Adiğe, Abhaz-Abazin, Çe­çen-İnguş, Dağıstan halkları- ve Osetlerle sınırlı tutulmuştur. Bu halkların özerklik statülerinde ilk Sovyet nüfus sayımı olan 1926’dan sonra değişiklik­ler olduğu için tablolar sadece 1979’daki özerk bölge isimlerine göre düzenlenmiştir. (Tablolardaki bütün veriler, aksi belirtilmedikçe, Akiner’in kitabındaki verilerden elde edilmiştir.)

Bilindiği gibi bir bölgedeki nüfusun etnik bi­leşimini belirleyen üç ana etken, doğal nüfus artışı, göçler ve kültürel süreçlerdir.

1) Doğal nüfus artışı (doğum ve ölüm oranları arasındaki fark), toplumsal-kültürel açıdan farklılık gösteren toplumlarda farklı oranlarda olduğu için genellikle bir bölgenin etnik bile­şiminde değişimlere neden olabilir. Özellikle geleneksel toplumsal yapıların hızlı değişim gösterdiği koşullarda, sağlık, beslenme gibi yaşamsal öneme sahip alanlarda büyük ilerlemeler sağlanmasıyla ölüm oranı (doğum oranına göre) daha hızlı düşürülür. Böylece doğal nüfus artışı görece yüksek olur. Kuzey Kafkasya’nın yerel halk­larının nüfus içindeki oranında görülen artışların en önemli nedenlerinden biri bu etkendir.

2) Bölgeler-arası ve bölgelerin kendi içlerindeki (özellikle kırsal kesimlerden kentlere olan) göç­ler, nüfusun etnik bileşimini büyük ölçüde etkiler. Bölgeler arasındaki ekonomik gelişim hızındaki farklılıklar (emek-gücü ihtiyacındaki farklı artış hızları) ve nüfus hareketliliğinin artması sonucu oluşan bölgeler-arası göçler, farklı bölgelerin etnik bileşimlerinin birbirine yakınlaşmasına yol açar. Bölgeler arası göçler genellikle kırdan-kente veya kentten-kente olduğu için bu tip göçlerin bir başka özgün etkisi, bir bölgedeki kent nüfusu içindeki yerel halkların oranının, her zaman bölge ortalamasından daha az olma eğilimidir. (Aynı şekilde, bir halkın kendi bölgesi içerisindeki kentleşme oranı, o halkın toplam kentleşme oranından daha düşük olma eğilimindedir. Bu durum Kuzey Kafkasya’daki bölgelerde son derece belirgindir.)

3) Kültürel süreçler (konumuz bağlamında asimi­lasyon ve etnik bütünleşme), nüfusun etnik bileşimini belirleyen üçüncü önemli etkendir. Asimilasyon (bir etnik topluluğun, yabancı bir etnik topluluk içinde erimesi) süreci, asimile olan toplumun göreli büyüklüğünü direkt olarak olumsuz yönde etkiler. Etnik bütünleşme (benzer etnik grupların toplumsal gelişim süreci sonucu bütünleşmesi) süreci de, bütünleşmenin yer aldığı toplumun, doğal nüfus artışından daha hızlı büyümesine yol açar. Etnik olarak son derece karmaşık olan Kuzey Kafkasya’da her iki süreç de gözlenmektedir. (Asimilasyona örnek olarak, 1920’lerde özellikle kuzey-batı Kafkasya’da kalabalık olan Ukraynalıların Ruslaşması, etnik bütünleşmeye de örnek olarak, sayıca küçük Dağıstanlı etnografik grupların Avar, Dargi vb. gibi kültürel olarak yakın diğer Dağıstanlı halklar ile bütünleşmesi gösterilebilir.)

II.

Kuzey Kafkasya halklarının nüfusu 20.yy’da hızlı bir şekilde artmıştır. Tablo 1, bu halkların sayım yıllarındaki nüfuslarını ve artış oranlarını göstermektedir.1 Bu tablodan da açıkça görüldüğü gibi Kuzey Kafkasya halkları görece hızlı bir nü­fus artışına sahiptir. Örneğin 1959-79 döneminde Sovyetler Birliği’nin nüfusu %26 arttığı halde, Kuzey Kafkasyalıların nüfusu %64’lük bir artış göstermiştir. Böylece Kuzey Kafkasyalı halklar 1979’da toplam 3.5 milyonluk bir nüfusa ulaşmışlardır. Nüfus artışı genellikle Dağıstan halkları ve Çeçen-İnguşlarda yüksektir.

(Doğal) Nüfus artışı kadar önemli bir olgu da halkın kendi kültürünü koruma oranı ve genel kültürel gelişim düzeyidir. Tablo 2, Kuzey Kafkas halkları arasında anadilin korunma oranlarını ve 1926 yılı için okuma-yazma oranını göstermektedir. (1960’lardan sonra bu halkların hepsinde okuma-yazma oranı %99’u aştığından, diğer yıllar için bu oran ayrıca gösterilmemiştir.) Bu tabloda görüldüğü gibi, anadili konuşma oranı bütün halklarda çok yüksektir ve bazı bireysel farklılıklara karşın genel eğilimde önemli bir değişme yoktur. 1926’da bütün Kuzey Kafkas halklarında anadili konuşma oranının aritmetik ortalaması %94.7 iken, bu oran 1979’da %95.7’dir. 1926 sayımında görüldüğü gibi Kuzey Kafkasya halkları arasında okuma-yazma oranı 1920’lerde çok düşüktü. Fakat, özellikle 1930’larda hızlanan kültürel gelişim sonucu bu oran hızla artmıştır.Kuzey Kafkasya halklarının nüfuslarındaki hızlı artışın temel nedeni doğal nüfus artışının fazla olmasıdır. Ekonomik gelişim sonucu bölgeler-arası ölüm oranları hızla eşitlenirken, görece daha ya­vaş değişen kültürel etkenler sonucu Kuzey Kafkas­ya halklarının doğum oranları bütün bir dönem bo­yunca daha yüksek kalmıştır. Tablo 2, 1970 ve 1979 yılları için Kuzey Kafkasya’daki çeşitli halkların toplam doğurganlık indekslerini göstermektedir. Beklendiği gibi Kuzey Kafkasya halkları için bu indeks (her iki yılda da) daha yüksektir. Fakat kentleşme, okula giden kadınların oranlarının artması gibi etkenler sonucu bu indeks düşmekte­dir. Örneğin Tablo 3’deki 10 Kuzey Kafkas halkının toplam doğurganlık indeksinin aritmetik ortalaması 1970’den 1979’a %32 azaldığı halde, bu orandaki azalma diğer 5 halk için %15’tir. Toplam doğur­ganlık indeksindeki bu azalmaya karşın, 1979’da bile Kuzey Kafkas halklarında doğum oranı oldukça yüksektir ve bu farklılığın uzunca bir süre daha devam etmesi beklenmektedir.

III.

Genel nüfus düzeyindeki değişimleri özetledikten sonra her özerk bölgedeki değişimleri de ayrıca incelememiz gerekiyor. Nüfus hareketlerinde göz önüne alınması gereken önemli bir faktör, bir halkın kendi özerk bölgesinde yaşayan kesiminin göreli büyüklüğüdür. Bu faktör, hem zaman içeri­sinde göç hareketleri ile ilgili bir bilgi vere­bilir, hem de kültürel süreçler nüfusun coğrafi dağılımına büyük oranda bağlı olduğu için, olası kültürel süreçler hakkında fikir edinmemizi sağlar.

Sanayinin gelişimi ve kentleşme, nüfus hareketli­liğini (mobilizasyon) ve böylece yerel halkların net dış göçlerini arttırıcı bir rol oynar. Bu ne­denle, sanayi geliştikçe ve kentleşme oranı arttık­ça, bütün diğer koşullar aynı kalmak koşuluyla, özerk bölge içinde yaşama oranında bir düşme olur. Öte yandan, özerk bölge dışında yaşayan kesimler daha dağınık ve sayıca az olduklarından, içinde yaşadıkları toplumlar tarafından asimile edilmeleri daha kolaydır. (Aynı şekilde, özerk bölge içerisindeki yabancı azınlıkların da o bölgedeki yerel halklar tarafından asimile edilmeleri mümkündür.) Bu nedenlerle, bu iki temel etken (göç ve kültürel süreçler) özerk bölgede yaşama oranını ters yönde etkilerler.

Tablo 4 Kuzey Kafkas halklarının kendi özerk bölgelerinde yaşayan kesimlerinin toplam nüfuslarına oranını göstermektedir. Bu oranlar genel olarak bütün halklarda, az da olsa, azalma eğilimindedir. Bu olgu, dış göçlerin görece daha belirleyici olduğunu, nüfus hareketliliğinin artması sonucu net dış göç olduğunu göstermektedir. (Çeçen ve İnguşların 1959 yılı oranlarındaki düşüş, 1945-1956 döneminde Çeçen-İnguş ÖSSC’nin kaldırılması ve bu halkların büyük bir kesiminin Orta Asya ve Kazakistan’a göç ettirilmesi sonucudur. 1957 başında Çeçen-İnguş ÖSSC’nin yeniden kurulmasıyla Çeçen ve İnguşların bir kesimi 1957-1959 döneminde geri döndüler. 1959 sayımından sonra da, 1960’larda 240.000, 1970’lerde ise 10.000 Çeçen ve İnguş yurtlarına döndü.)

TA

1950’lerin sonları ve 1960’larda başlayan ve günümüzde de halen devam eden ikinci dönemde, Kuzey Kafkas halklarının ekonomik gelişim düzeylerindeki ilerleme sonucu, bu halklar kendi bölgelerindeki sınai emek-gücü ihtiyacını büyük oranda karşılamaya başlamışlardır. Bunun sonucu olarak dışarıdan olan göçlerde görece azalmalar olmuş, (yerel halkların görece fazla olan doğal nüfus artışlarıyla da beslenen) bölge nüfuslarının “yerelleşmesi” yönünde bir eğilim başlamıştır. Örneğin 1959-1979 döneminde Kuzey Kafkasya’daki bütün özerk bölge­lerde yerel halkların bölge nüfusu içerisindeki oranları artmıştır. (Adiğe ÖB’de bu eğilim daha geç başlamıştır. Fakat burada da Adiğelerin nüfus içerisindeki oranı 1970-1979 döneminde artmıştır.) Bu artış Kuzey Oset, Çeçen-İnguş ve Dağıstan ÖSSC’lerinde son derece belirgindir. Bu eğilimin uzunca bir süre daha devam etmesi beklenebilir.Kuzey Kafkasya’daki özerk bölgelerin nüfusların­daki artış ve etnik bileşimlerindeki değişim süre­cini iki ana döneme ayırabiliriz. 1920’lerden 1950’lerin sonlarına kadar uzanan birinci dönemde iki ayırdedici eğilim vardır. Bu dönemin başların­da Kuzey Kafkasya halklarının ekonomik yapılarında tarım çok büyük bir ağırlıktaydı ve yerel sınai nüfus çok az gelişmişti. Bu nedenle 1930’larda başlayan hızlı sanayileşme sürecinde genellikle sınai emek-gücünün büyük bir kesimi diğer (merkezi) bölgelerden yapılan göçler ile karşılandı. Şöylece 1926-1959 sayımları arasında özerk bölge­lerin nüfusu dışarıdan gelen göçler ile hızla arttı. Bu göçlerin büyük bir kesimini Ruslar oluştur­duğu için, Rusların oranında önemli artışlar gö­rüldü. (Buna ek olarak, bazı özerk bölgelerin sınırları da genişletildi ve bu olgu da aynı yönde etkide bulundu. 1936’da Maykop’un Adiğe ÖB’ye bağlanması bu konuda bir örnektir.) Bu dönemdeki ikinci önemli eğilim, özellikle Adiğe ÖB, Karaçay-Çerkes ÖB ve Kabardey-Balkar ÖSSC’de görece çok olan Ukraynalıların ve diğer Slav kökenli halkların Ruslaşmasıdır. Bu süreç de, Rusların oranı­nın artmasına yol açmıştır.

IV.

Kuzey Kafkasya’daki nüfus hareketleri incelenirken kent nüfuslarındaki değişimlerin de incelenmesi zorunludur, çünkü Kuzey Kafkasya’da kentleşme süre­ci son derece özgün özelliklere sahiptir. 19.yy’ın ortalarında Kuzey Kafkasya’nın Çarlık Rusyası tara­fından işgal edilmesinden sonra Çarlığın uyguladığı sömürgeci politikalar, Kuzey Kafkasya kentlerinin etnik bileşimleri üzerinde uzun sürecek etkilerde bulundu. Herşeyden önce 18.yy’ın ortasından itiba­ren görülmeye başlanan bu kentler tamamen askeri amaçlarla kurulmuştu ve bu nedenle bu kentlerin nüfuslarının çoğunluğu Rus ve Ukraynalılardan oluşuyordu. Zamanla bu kentlerin ekonomik açıdan değer kazanmasıyla Ermeni, Gürcü, Yahudi, Oset ve Kabardeyler de kentlerde görünmeye başladı.2 1897 sayımına göre kentleşme oranı en çok Osetlerde görülüyordu (%4.1). Diğer bütün Kuzey Kafkas halklarında bu oran %1’den azdı. (Aynı sayımda Çarlık Rusyası’nın genelinde kentleşme oranı %14.8’di.)

Kaynaklar:

-Akıner, S., Islamic Peoples of the Soviet Union, London: Kegan Paul International, 1983.

-Bond, A.R. ve Lydolph, P.E., “Soviet Population Change and City Growth, 1970-1979: A Preliminary Report”, Soviet Geography, c.20, n.8, ss.461-488.

-Bromley, J.V. et.al., Present-day Ethnic Processes in the USSR, Moskova: Progress Publishers, 1982.

-Jones, E. ve Grupp, F.W., Modernization, Value Change and Fertility in the Soviet Union, Cambridge: Cambridge University Press, 1987.

-Lydolph, P.E., Johnson, R. ve Mills, M.E., “Recent Population Trends in the USSR”, Soviet Geography, 1978, c.19, s.8, ss.505-539.

-Sagers, M.J., “Regional Distribution of Industrial Employment in the USSR”, Soviet Geography, 1984, c.25, n.3, ss.166-176.

-Shabad, T., “Population Trends of Soviet Cities, 1970-1984”, Soviet Geography, 1985, c.26, n.2, ss.109-153.

-Volkova, N.G., “Changes in the Ethnic Composition of the Urban Population of the North Caucasus During the Soviet Period”, Soviet Sociology, 1965, c.4, n.2, ss.17-33.

1.1897 nüfusu, gerçekte, diğer yıllarla direkt olarak karşılaştırılamaz, çünkü bu sayımda “milliyet” yerine “anadil” sorulmuştur.

2.Çarlık çeşitli politikaları ile Kuzey Kafkasyalıların kentleşmesini önemli ölçüde engelledi. Örneğin Kafkas İdaresi’nin 1891’de çıkardığı bir yasa ile hükümet servisinde çalışanlar hariç, Çeçenlerin kentlere girmesi yasaklanmıştı. Ancak 1902’de Çeçenlere Grozni’ye yerleşme hakkı tanındı. Buna rağmen 1910’larda Grozni’deki Çeçen nüfusu 200’ü geçmiyordu. (Volkova, 1965, s.20.)

 

Sayı : 2013 06