Kafkas Diasporası Yayınlarından Seçmeler Ağustos 2013

0
873

Azak-Mozdok arasında Kuzey Kafkasya halk­larına karşı sınırda yerleşti­rilen bu Kazaklara “sınır insanı” anlamında lineitsy deniliyordu. Bu Kazak birlik­leri tarafından 1832’de Kafkas Hattı Kazak Yurdu oluştu­ruldu. Karadeniz Kazakların­dan farklı olarak lineitsy Rusça konuşuyordu ve bu iki Kazak topluluğu hiçbir zaman gerçek anlamıyla bütünleşemedi. Kafkas Hattı Kazak Yurdu’nun nüfusu, 1860’da Kuban ve TerekKazak Yurtları’na ayrılmadan önce 300.000’e ulaşmıştı.

1861’de Rusya’da serfliğin kaldırılması ve 1860’larda Kuzey Kafkasyalıların kitle halinde sürgün edilmesi sonucu Kuban ve Terek bölgelerine büyük ölçekli köylü göçleri oluştu. Bu köylülere “dışarı­dan gelenler” anlamında inogorodnye deniliyordu. İnogorodnye’nin çoğunluğu Rustu (kısmen Gürcü ve Ermeni köy­lüler de vardı) ve geçimlerini özellikle Kazaklardan kirala­dıkları toprakları ekerek sağ­lıyorlardı. 19.yy.’ınsonlarında Maykop ve Grozni’de petrol sanayinin gelişimiyle ikinci bir göç dalgası daha oluştu. (Bu göçler sonucu sivillerin toplam nüfus içerisindeki oranı 1878-1905 döneminde %18’den %55′ çıktı. Bu dönemdeki göç ve kolonizasyon hareketleri Kafdağı, sayı 11-12’de Pokshishevsiy’in makalesinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.)

Böylelikle, 1920’lere gelin­diğinde Kuban Bölgesi’nde (oblast) üç temel etnik/top­lumsal grup vardı: Kazaklar, “dışarıdan gelenler” ve Adığeler. Kazaklar da kendi ara­larında Karadeniz Kazakları ve lineitsy olarak farklılık gösteriyordu. 1912’de inogorodnye nüfusu yaklaşık 3 milyon olan Kuban Bölgesi’nin çoğun­luğunu (%53) oluşturduğu halde toprağın sadece %27’sine sahipti (Kenez, s.113). Adığeler ise nüfusun yaklaşık %4’ünü oluşturuyordu. 1870’de Çarlık tarafından Kazak “soylu”larına (subay ve memurlara) ken­dilerine işlemek için verilen toprakların özel mülk olarak tanınmasından sonra, Kazaklar arasındaki toplumsal farklılaş­ma süreci hız kazandı. Bu dönemde bir generale verilen toprak miktarı 1500 desyatine (bir desyatin yaklaşık 1.1 hektardır) kadar çıkarken, Adığelerin de yaşadığı dağlık kesimlerde kişi başına verilen toprak 2.5 desyatine düşüyor­du (Sokol, s.48). 1900’lerde sanayinin az ge­liştiği bölgede bu üç etnik-toplumsal grup içerisinde de toplumsal farklılaşmalar belir­gindi. Örneğin, 1905 Devrimi’nde bazı Kuban Kazak birlik­lerinde de ayaklanmaların baş göstermesi sonucu, Kuban Kazak Yurdu’na ait 32.000 desyatin toprak yoksul Kazak köylülerine dağıtıldı.

Terek Bölgesi ise daha farklı bir görünümdeydi. Yaklaşık 1.2 milyon nüfusun %51’ini Kuzey Kafkasyalılar (%20.5 Çeçenler, %11.7 Osetler, %8.4 Kabardeyler ve %10.6 diğer­leri) ve %43’ünü Ruslar oluş­turuyordu. Ruslar da kendi aralarında Terek Kazakları (%22.3) ve İnogorodnye (%20.4) şeklinde ayrılmıştı. Çarlığın bölgede izlediği politika sonu­cu toprak dağılımı son derece farklılaşmıştı. Örneğin or­talama Kazak toprakları 13.6desyatin iken bu miktar Kabardeylerde 17.5, İnguşlarda 5.8 ve Çeçenlerde 3 desyatindi. (Pipes, s.95 ve Kenez (b), s.124). (Kuzey Kafkasyalıların toprakları daha verimsiz dağ­lık kesimlerdeydi. Fakat bu durumda bile Kabardeylerdeki ortalama toprak miktarı olduk­ça fazladır. Bu durum, Kaf­kasya’da kalmayı tercih eden Kabardey feodallerin toprak mülkiyetlerinin korunması temelinde Çarlıkla anlaşmala­rıyla kısmen açıklanabilir. Bu ayrıca, Kabardeyler arasında da toprak dağılımında aşırı farklılıklar olduğunu göste­rebilir.) Kuban’da olduğu gibi, Terek Bölgesi’nde de inogorodnyenin büyük bir kesimi top­rak kiracıları ve tarım işçilerinden oluşmuştu. 1870’lerden sonra Vladikafkas demiryolu­nun yapımı ve 1893’de ilk petrol kuyusunun açılmasından sonra bu bölgede sanayi göre­ce hızlı gelişti. Böylece 1905’de 10.000 olan sınai işçi nüfusu 1917’de iki katına ulaştı

Dağıstan’daki durum Terek’ten çok farklı değildi. 1.25 mil­yona yakın nüfusun yaklaşık %50’si Dağıstan’ın yerel halk­larından oluşuyordu. Hazer Gölü kıyılarında ve ovalık kesimlerde tarım görece geliş­mişti. Özellikle Vladikafkas demiryolunun yapımından sonra sanayi, petrol,kağıt, tekstil gibi sektörlerde geliş­meye başlamasına rağmen belirleyici öneme ulaşamamış­tı. (1905’de bütün bölgede yaklaşık 9.500 sınai işçi nüfusu vardı.) Özellikle Petrovsk (Makhackala), Derbent ve Temir-Khan-Shura (Buinaksk) gibi kıyı kesimindeki kentler, sınai, ticari ve idari merkezler konumundaydı. Nüfusun yaklaşık %20’si de erişilmesi güç, sarp, dağlık alanlarda yaşıyordu.

Kuzey Kafkasya’daki bu etnik ve toplumsal çeşitliliğe ek olarak merkezi-Çarlık bürok­rasisi ile bütünleşmiş yerel katmanların oynadığı önemli role de değinmemiz gerekiyor. Kısmen Kafkas Savaşları döneminde, büyük ölçüde iş­galin tamamlanmasından sonra özellikle yönetici kesimlere mensup pek çok insan ülkedeki konumlarını güçlendirmek için Çarlık ile bütünleşebilmeye çalışmıştı. Rus ordusunda ve bürokrasisinde üst düzeylere çıkabilmiş kendi halkları da dahil, çeşitli ezilen halkların ulusal kurtuluş hareketlerinin ezilmesinde görev almış, ve bölgenin ekonomik ve askeri yapısını kontrol eden bu “yerel” kesimlerin hemen hemen tamamı iç savaş döne­minde (ve sonrasında da) eski çarist komutanlarının emrine amade oldular. Genellikle Çarlığın askeri okullarında eğitimini tamamlamış bu “yerel” kesimlerin karşısında ulusalcı yerel aydınların geli­şimi görece zayıftı. 1860’lardan sonra Kosta Khetagurov, Dmitri Gulya gibi değerli aydınlar özellikle halk kültürü ile ilgili eserler üretmeye başladığı halde yerel siyasal örgütlenmeler hemen hemen hiç oluşmamıştı. Örneğin ekonomik ve kültürel olarak en gelişmiş Osetya’daki sosyal-demokrat Kermen Partisi dışında bölgede köklü yerel partiler yoktu.

II. “Gönüllü Ordu”nun Niteliği

I.Dünya Savaşı döneminde daha da yoğunlaşan toplumsal muhalefet sonucu Çar’ın tahttan çekilmek zorunda bırakıl­ması ve Şubat 1917’de “Geçici Hükümet”inkuruluşu ÇarlıkRusyası’nın sonunu simgeli­yordu. Bu dönemde çevre böl­gelerde -çoğu Geçici Hükümet’e bağlı- yerel yönetimlerin kurulması birbirini izledi. Ekim 1917’de Bolşeviklerin iktidara gelmesi ve Almanlarla Brest-Litovsk anlaşmasının imzalan­masıyla zaten fiili olarak iyice dağılmış Çarlık ordusunun tasfiyesi tamamlandı. Fakat Çarlığın kaldırılmasını kabul edemeyen bazı generaller Kasım 1917’den itibaren Don Bölgesi’nde General M.V.Alekseev (1857-1918) ve L.G.Kornilov (1872-1918) önderliğinde toplanarak yeni bir ordu oluş­turmaya başladılar. Bu amaç­lar için Don Bölgesi’nin seçil­mesinin nedeni Don Yurdu’nun Ataman’ı (başkanı) çaristKaledin’inEkim 1917’de bu bölgede “askeri yönetim” kur­ması ve 20 Kasım’da da (Rus­ya’da “yasal” bir hükümet kurulana kadar) bağımsızlık ilan etmesiydi. Önceleri gö­nüllülerden oluştuğu için “Gönüllü Ordu” diye anılan bu birlikler Moskova ve Don bölgesinden gelen maddi yar­dımlar sonucu Ocak 1918’de 4000 kişilik bir güce ulaştı. Ordunun idari işlerinden Alekseev, askeri işlerinden de Kornilov sorumluydu. (Gönüllü Ordu kuruluşunun ilk ayların­da, 1918 Nisan ortalarında, işgal ettiği bölgelerde asker­liğizorunlu kılarak aslında “gönüllü” niteliğini kaybet­mişti. Ayrıca 8 Ocak 1919’da ordunun ismi Güney Rusya Silahlı Kuvvetleri’ne, 28 Nisan 1920’de de Rus Ordusu’na çevrildi. Gn.Wrangel ikinci isim değişikliğinin nedeni olarak “Gönüllülük” sözünün bütün çekiciliğini kaybetmesini ve kamuoyunda itibarını yitirmesini göstermektedir (Wrangel, s.184). Fakat bu makalede, genel eğilime uygun olarak, bu ordu için GO ismini kullanacağız.)

Şubat sonlarında Kuban’ın merkezi Ekaterinodar’ı (Krasnodar) almak için harekete geçen GO’ya 26 Mart’ta Gn.V.L.Pokrovski komutasındaki Kuban Radası’na (meclisi) bağlı birlikler de katıldı. (Bu tarihten sonra GO’nun asker­lerinin çoğunluğu hep Kazak­lardan oluştu. 1919 sonbaha­rında, ordu en kalabalık ol­duğu zamanlarda bile Kazak­ların oranı %50-60’dan az değildi.) 1918 Nisan ayında Ekaterinodar’a yapılan başarı­sız saldırıda Kornilov ölünce komutanlık Gn.Denikin’e(1872-1947) geçti. Bundan sonra, GO işgal ettiği böl­geleri bütün yönetimin orduya bağlandığı bir diktatörlük ile (deyim Denikin’e aittir) yönetti. Denikin, 26 Mart 1920’de* GO’nun Kuzey Kafkasya’dan çekilmesinden sonra istifa etmek zorunda kaldı ve yerini (soyluluktan gelen ve kendisi de bir “Baron” olan) Gn.Wrangel’e (1878-1928) bıraktı. Wrangel 1-3 Kasım 1920’de GO’nun Kırım’dan da çekil­mesine kadar komutayı elinde tuttu. GO’nun büyük bir kesi­mi 1921-1923’de Balkan ülke­lerine göç etti. Wrangel 1924’de Yugoslavya’da,ordununtamamen dağılmasını engel­lemek için, “Rusya’nın Eski Askerlerinin Genel Birliği”ni kurdu. Bu birlik “eski Rus İmparatorluk Ordusu’nun düzenini moral düzeyde” koruyor ve sürdürüyordu (Wrangel, s.347). Daha sonraları, ken­disini Çarlığın meşru varisi olarak gören ve “Yüksek Monarşist Divan”ı kuran Grand Dük N.Nikolaevich (1856-1929) bu birliğin başına, Wrangel’in de isteğiyle, getirildi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra, savaşta büyük oranda Nazileri destekleyen GO’nun tüm kalın­tıları da ortadan kalktı.(Devam edecek)

*918’de Rusya’da takvim sistemi değiştirildiği için bu dönemdeki olaylar için genellikle hem eski, hem de yeni takvim sistemine göre tarihler kullanılmakladır. Bu makalede,1917 ve öncesi tarihler eski,1918 ve sonrası tarihler de yeni takvime göre yazılmıştır. (İki takvim arasındaki fark sadece 13 gündür.)

Not: Kaynaklar yazı tamamlandığında verilecektir.

Erol Taymaz

Sayı : 2013 08

Yayınlanma Tarihi: 2013-08-01 00:00:00