Kuzey Kıbrıs’ın Çerkes başbakanı

0
640

Kuzey Kıbrıs’ta 28 Temmuz’da gerçekleşecek olan erken seçimlere kadar ülkeyi Çerkes bir başbakan yönetecek. 55 yaşındaki tıp doktoru Sibel Siber, koalisyon hükümetinin başbakanı olarak görevine resmen başladı.

2010 yılında Kıbrıs Postası’na 21 Mayıs sürgününü şöyle anlatmıştı Sibel Siber:

“Çok çok güzelmiş annem. Hayal meyal hatırlıyorum. Uzun boyluymuş, iri yeşil gözleri varmış. Upuzun simsiyah saçları beline kadar iniyormuş… Annemle babam Çerkes Sürgünü sırasında çocuklarıyla birlikte, tüm diğer Çerkesler gibi bilinmeye doğru yelken açmışlar. Geride  köklerini, anılarını, herşeylerini bırakarak terketmek zorunda kalmışlar yurtlarını… Çok acılar çekmişler ama, onca acıya rağmen, yitirmemişler umutlarını. Umudu yitirmenin ölümle eş anlamlı olduğunu biliyorlarmış çünkü… Bilinmeyene doğru yol alırken uçsuz bucaksız denizlerde, sıkı sıkı tutunmak isterken yaşama, hastalık baş göstermiş gemide. Açlık, sefalet ve ölüm peşlerindeymiş…”

Böyle anlatırmış büyükannemin annesi Çerkes  göçündeki anılarını. Upuzun simsiyah saçlı güzel annesi de hastalanmış diğer birçokları gibi gemide.

Anlatırken dalıp gidermiş gözleri. “Henüz dört yaşındaydım ama hatırlıyorum onu denize attıklarını… Uzun siyah saçları karışmıştı dalgaların arasına… Gözden kayboluncaya kadar tüm gemidekiler izlemiş cansız bedenini… Babamın kucağında ağladığımızı hatırlarım kardeşimle… Kızıyordum bir taraftan, isyan ediyordum… “Niye attınız annemi denize?” diye… “

Henüz küçücük bir çocukmuş  ama  o göç sırasında acıların en büyüğünü yaşamış, derin izler bırakmış ruhunda hiç silinmeyecek.

Sonra babasının omuzlarında karaya çıktığını hatırlıyor. Bir aile olarak çıktıkları umuda yolculuğa annesiz devam etmişler. Tüm zorluklara rağmen, yurtlarından çok farklı küçük bir adada, baba ve iki küçük kardeş tutunmaya çalışmışlar hayata.

Çocukluğumda dinlerken anlatılanları, hep o gemiyi ve o güzel upuzun saçlı Çerkes nenemi canlandırırdım gözümde. Yaşananlar, her zaman anlatılanlardan çok daha acı olsa da hissebilirdim çektikleri acıların büyüklüğünü.

…Mayıs ayında sürülmüştü Çerkesler yurtlarından. Bu ayda hep takılır aklıma,  çıktıkları umuda yolculukta hayatını yitirenler… Denize atılan güzel, siyah saçlı Çerkes ninem … Hayata tutunabilenler ve  bu adada yeni yaşam kuranlar…

Geçmişi türlü acılarla dolu  atalarımız, çektikleri onca acıya rağmen umutlarını hiç yitirmediler, tırnaklarını bu topraklara geçirdiler, burayı yurt yaptılar ve bizlere bu yurdu miras bıraktılar.

Umudu yitirmek önce kendimize sonra onlara ihanettir…Bunu hiç unutmayalım!

 

Sayı : 2013 07