“Gönüllü Ordu” ve Kuzey Kafkasya: 1918-1920
Gönüllü Ordu(GO) kendisinin niteliğini belirleyen ve daha ilk kurulduğundan beri tavır almak zorunda kaldığı dört temel sorunla karşılaşmıştı:
1) Almanlarla ilişkiler,
2) Savaş sonrası rejim biçimi,
3) Toprak sorunu,
4) Çevre bölgelerdeki milliyetler sorunu.
1) Çarlık Rusyası’nın en önemli düşmanlarından olan Almanya, 1917’de Rus ordusunun çözülüşü sonucu Kuban’a kadar geniş bir alanı işgal etti. Buna rağmen Ekim 1917’den itibaren, özellikle monarşist çevrelerde, Bolşeviklere karşı Almanlarla ittifak eğilimi güçlendi. Örneğin Alman işgali altındaki Don Bölgesi’nin Ataman’ı P.N.Krasnov (ki GO’ya önemli maddi ve askeri yardımlarda bulunuyordu) Almanlarla işbirliğini savunan önemli isimlerden biriydi. Fakat özellikle Denikin ve Alekseev Almanya ile ittifaka üç nedenle karşı çıktılar.
Birincisi, Almanya’nın asıl amacı Rusya’nın ekonomik olarak köleleştirilmesiydi ve bu konudaki tutumlarını da Ukrayna’da açıkça göstermişlerdi. İkincisi, Almanya eskiden Rusya’ya bağlı olan çevre ülkelere (özellikle Transkafkasya’ya) yardım ediyor, onları bağımsızlık konusunda teşvik ediyordu. Bu da “Tek ve Bölünmez Büyük Rusya” idealine yürüyen GO’nun amaçlarına tersti. Üçüncü olarak (belki de en önemli neden buydu), savaşı Almanya’nın kaybedeceği açıktı. Böyle bir durumda Almanya’nın yanında İngiltere ve Fransa’ya karşı çıkmak delilikti. Her ne kadar GO’nun amacı “Rusya’yı kurtarmak” olarak tanımlanmış ve Rusya’nın büyük bir kesimi de Alman işgali altında ise de, GO Almanlara karşı bir tutum da takınmadı. Böylece Almanya savaşta teslim olana kadar, Almanlar ve GO arasında, Denikin’in deyimiyle, “silahlı tarafsızlık” korundu, öte yandan Almanlar, işgalleri altındaki bölgelerde GO’nun temsilcilikler açmasına ve Don bölgesinden para ve silah yardımı gönderilmesine de göz yumdular.
2) Ordu içerisinde tartışılan ikinci önemli konu savaş “kazanıldıktan” sonra kurulacak rejim biçimi sorunuydu. “Ordunun yönetici kesimlerinin çok büyük bir çoğunluğu monarşistti. Monarşist çevrelerce etkilenen subayların çoğu ordu için monarşist bir sloganın seçilmesini zaruri görüyordu.” (Denikin, s. 156.) (Denikin’in kendisi de, İç Savaş dönemine kadar anayasal monarşi düşüncesini desteklediğini belirtmektedir. Aktaran, Lehovich, s.36.) Örneğin GO Nisan ve Mayıs (1918) aylarında iki bildiri yayınlamış fakat birinci bildiride kullanılan “Kurucu Meclis” ve “seçim sistemi” sözcükleri subayların tepkisi üzerine ikinci bildiriden çıkarılmıştı.
Bununla birlikte GO monarşiyiistediğiniaçıkça ilan da edemedi, çünkü aşağıdadaha ayrıntılı olarakgöreceğimiz gibi, halkın ezici bir çoğunluğu monarşiye kesinlikle karşıydı vemonarşisi bir sloganın seçilmesi zaten halkın gözünde itibarı pek olmayan orduyudaha da zor duruma sokacaktı. Fakat daha da önemlisi, monarşist eğilimlerin batıdada hoş karşılanmamasıydı. Örneğin Kasım 1918’de Denikin’in dış işlerden sorumlu olarak eski çarist bakanlardan Sazanov’u Paris’e temsilci olarak göndermesi büyüksorunlara yol açmıştı. (Ocak 1919’da Sazanov, Sibirya’daki beyaz generalKolchak’ın kurduğu Omsk hükümetinin de temsilcisi oldu). Nisan 1920’de Baron Wrangel’inkomutanlığa gelmesi monarşistlerin ordu içerisindeki güçlerinin son göstergesiydi. (Kendiside bir soylu olan ve “yaşamı boyunca monarşist ideallere bağlı kalan”(AlexisWrangel, s.233) Wrangel anılarında bu düşüncelerini rahatlıkla belirtmekledir.Örn.bkz. Wrangel, s.l3,15,vd.)
3) Monarşi/temsili meclis (cumhuriyet) sorunuyla aynı doğrultuda bir başka önemli konu “toprak sorunu”ydu. 1917 Şubat’ında Geçici Hükümet’in kurulmasından sonra köylüler toprak beylerine kira vermeyi durdurdular ve özellikle Ekim ayından sonra geniş ölçekli toprakişgalleri gündeme geldi. Her ne kadar temel hedef “Bir ve Bölünmez Büyük Rusya” olarak kabul edildiyse de, kentlerdeki zenginlerin ve toprak beylerinin mali yardımlarıyla çarist subaylar tarafından kurulan GO toprak açlığıçeken köylülerin karşısında yer almak zorundaydı. Bu nedenle, Denikin’in de kabul ettiği gibi, GO “milli” bir hareket olamadı ve “başlangıcından beri …özgün bir sınıfkarakteri kazandı”. (Denikin’den aktaran, Brinkley, s.285).
“İstemediğimiz halde kendimizi genel toplumsal mücadelenin kısır döngüsüne çekilmiş bulduk: nüfusun daha varlıklı (yasa ve düzeni savunan) bir kesimi Orduya açık veya gizli bir şekilde sempati duydu; refahını hükümetin yokluğuna ve kaosa …dayayan diğer kesim [GO’ya] düşmandı.” (Denikin, s.53). Geniş köylü yığınlarını en azından tarafsızlaştırabilmek için batı ülkelerinin de baskıları ile yapılmaya çalışılan bütün “tarım reformu” çabaları “sivil yönetimlerde ve askeri karargahlarda etkisi egemen olan toprak soylularının karşı çıkması sonucu” (Denikin, s.299) engellendi. “Toprak reformu” çalışmaları tamamlanana kadar Geçici Hükümet’inkonu ile ilgili yasalarının geçerlikte olduğu ilan edilmesine rağmen işgal edilen bölgelere ordu ilebirlikte giden toprak beyleri askerlerin yardımıyla eski topraklarını köylülerinellerinden aldılar. (Bu konuda en çarpıcı örnek Stavropolbölgesi komutanı olanGlazenap ve yardımcısı Uvarov’un yönetimleridir. Bkz. Kenez, s.205).
Ancak 1919Kasım’ında, GO’nun hızla çökmeye başlamasıyla, “Kazakların hak veayrıcalıklarının” da ayrıca korunduğu “tarım reformu” yasası çıkarılabildi, fakatDenikin yönetimi için herşey geçti. Kırım’a çekildikten sonra komutanlığa gelenGn.Wrangel’in ilk işlerinden biri geçmişten ders alarak yeni bir “tarım reformu” yasasınınçıkarılmasıydı. Ünlü “StolypinReformları”nıdüzenleyen komite üyesi eski çarist tarımbakanı M.Krivochein’in(1)hazırladığı yasa, her bölgede bütün toprak sahiplerinden oluşan tarım meclisinin seçeceği “bölge tarım sovyetleri”nin kurulması, her bölge için ayrıca belirlenecek bir miktardan fazla olan özel mülklerin, karşılığı ödenmek koşuluyla, köylülere devredilmesi gibi kararları içeriyordu. (İlginçtir ki, “tarım sovyeti”ismi Krivochein tarafından köylülere sempatik görünmek için seçilmişti. Bkz.Wrangel,s.193). Wrangel’in de belirttiği gibi “tarım sovyetleri”ne köylüler dışında genellikle “aydınlar, memurlar ve hatta büyük toprak sahipleri” seçildi ve dağıtılacak toprak miktarı oldukça az tutuldu. Bu ve benzeri nedenlerle GO’nun tamamen çökmesine az kala çıkarılan bu yasalar tarımda önemli değişikliklere yol açamadı.
4) GO’nun karşılaştığı en önemli sorunlardan biri de sınır bölgelerinde yaşayan halkların (özellikle Kazakların ve Transkafkasya, Polonya, Finlandiya gibi bağımsızlığını ilan etmiş halkların) özerklik/bağımsızlık haklarıyla ilgiliydi. Daha önce de belirttiğimiz gibi GO’nun egemenliğini sürdürdüğü bölgelerin büyük bir kesimi Kazak “yurt”larıydı ve askerlerin büyük bir çoğunluğu Kazaklardan oluşuyordu. (Buna karşılık subayların hemen hepsi eski Çarlık ordularından geldiği için komuta düzeyinde asıl Rusların oranı daha fazlaydı). Bu nedenle GO’nun Kazaklarla (ve özellikle Kuban Kazaklarıyla) ilişkisini ayrıca incelememiz gerekiyor.
St.Petersburg’da 1917 Şubat’ında Geçici Hükümet’in kurulmasından hemen sonra, Nisan ayında Kuban’ın başkenti Ekaterinodar’da bütün etnik gruplardan temsilcilerin katıldığı Kuban Bölge Meclisi (Rada) toplandı. Bölge Sovyeti’nin Temmuz ayındaki toplantılarında inogorodnye temsilcileri Kazakların ayrıcalıklarının azaltılması yönünde taleplerde bulununca Kazak temsilciler meclisi terkederek kendi “yurt” (voisko) meclislerini kurdular.
Don bölgesinde olduğu gibi Kuban’da da ayrıcalıklarını korumak isteyen Kazak toprak beyleri inogorodnye’nin tüm haklarını çiğnemek için herşeyi yaptı. 20 Ağustos 1918’de Ekaterinodar alındıktan sonra yapılan “seçim”lere sadece Kazaklar, dağlı yerel halklar (gortsy) ve “ilk sakinler” (korennoenaselenie; bu grup aslında inogorodnye’ye mensup olmasına rağmen genellikle 1861 Reformu’ndan önce bu bölgeye gelen görece daha zengin ve bu nedenle mevcut koşulların değişmesini istemeyenlerin oluşturduğu bir kesimdi) toplulukları katılabildi. Böylece nüfusun%53’ünü oluşturan inogorodnye’ninRada’daki (meclisteki) oranı sadece %10’du. Rada’da bütün inogorodnye’nin bölgedensürülmesi, hatta (Tolkunov gibi temsilciler tarafından teklif edildiği gibi) katledilmesi tartışılabiliyordu (Kenez (a), s.221).(Toplumsal farklılaşma sonucu Kazak toprak beylerinin haklarının savunucusu Rada’ya karşı çıkan kesimler, diğer halklarda olduğu gibi, Kazaklarda da mevcuttu. Özellikle yoksul köylülük ve cepheden yeni dönen genç Kazak askerler radikal hareketlere daha yakındı. Fakat burada sadece Kuban Rada’sı ve GO arasındaki ilişkileri incelediğimiz için bu kesimlerin konumuna fazla değinmiyoruz).
Kuban Rada’sı içerisinde iki önemli grup vardı: çoğunluğu Karadeniz Kazaklarından oluşan (ve büyük bir olasılıkla A.Namitok gibi bazı Adığe temsilcilerin de desteklediği) Karadeniz fraksiyonu –federalistler- ve genellikle lineitsy-sınır boyu- Kazaklarından oluşan fraksiyon-(otonomistler/özerklikçiler). Karadeniz grubununliderleri bir dönem başbakanlık da yapmış olan L.L.Bych, meclis başkanı N.S.Riabolov ve A.I.Kulabukhov gibi isimlerdi. (Bunlardan N.S.Riabolov 27 Haziran 1919’da Don, Kuban ve Terek “yurt”ları arasındaki ilişkileri düzenlemek için yapılan ve Kuban temsilcilerinin GO’dan daha bağımsız davranılmasını savundukları bir konferans sırasında “kimliği belirsiz” kişilerce öldürüldü. A.I.Kulabukhovda Gn.Denikin’in emriyle aşağıda açıklayacağımız nedenlerle 20 Kasım 1919’da idam edildi). Anlaşılacağı gibi bu grup çarist generallerin yönetimindeki GO’ya karşı daha bağımsız davranarak Kuban’ın Rusya ile ancak federal temelde bağlanabileceğini savunuyordu. (Örneğin bir konuşmasında Bych“GO’ya yardım etmek Kuban’ın Rusya tarafından yeniden yutulmasını hazırlar” demişti. Aktaran, Brinkley, s.22). Ataman Filimonov, D.E.Skobtsov, Gn.V.G.Naumenko, Gn.A.G.Shkuro gibi kişilerin yönetimindeki özerklikçiler ise Denikin ve GO ile çok yakın ilişki içerisindeydi. Sınır Kazakları hem nüfus hem de son zamanlarda Rada içerisinde azınlıkta olmasına rağmen GO’nun baskılarıyla Filimonov 1917-1919 döneminde iki kez Ataman seçilebildi.
GO kuruluşundan beri Kazaklara ve Kazakların kontrolündeki bölgelere her açıdan ihtiyaç duyuyordu. Bu nedenle gerek yönetim, gerekse toprak sahipliği ile ilgili Çarlık döneminden kalma Kazak ayrıcalıkları aynen korunuyordu. Örneğin Ekim 1918’de hazırlanan GO Anayasası’nın 3.paragrafında şöyle denilmişti: “Rusya devletinin bütün vatandaşları, milliyet, toplumsal konum ve din farkı gözetilmeksizin eşit haklara sahiptir. Kazakların sahip olduğu özel haklar ve ayrıcalıklar saklı tutulacaktır.” (Kenez, (a), s. 195). Fakat “Birleşik Rusya” hedefindeki GO, Kazakların mevcut özerkliklerinin ötesine geçilmesini, hele bağımsızlıktan bahsedilmesini kesinlikle istemiyordu. Bu nedenle Denikin Karadeniz grubunun baskısıyla Kuban Rada’sının ayrı bir “Kuban Ordusu” kurulması yönündeki tüm kararlarını sert bir şekilde reddetti. Karadeniz grubu ile GO arasındaki çelişkiler savaş boyunca gittikçe keskinleşti ve Ekim 1919’da kanlı bir şekilde geçici olarak bastırıldı.
Not: Kaynaklar yazı tamamlandığında verilecektir.