Sporun savaşları önleyebileceği düşüncesiyle barış ve kardeşlik gibi önemli değerlerin yaygınlaşmasına aracılık etmeyi amaçlayan olimpiyatlar, 2014’te toplu mezarlar üzerinde gerçekleştirilecek
Modern Olimpiyat Oyunları’nın kurucusu Baron de Coubertin, 18. yüzyıl sonlarında, uluslararası bir spor organizasyonu yapma fikrini ortaya attığında, sporun savaşları önleyebileceğini düşünmüştü. Ancak zamanla olimpiyatlar ticarileşerek siyasi bir panayır havasına büründü. Büyük devletlerin ekonomik ve siyasi çıkarlarının güdümü altına girdi. Organizasyonun 2014 yılında gerçekleştirilecek Soçi ayağında ise soykırıma uğrayan Çerkeslerin yok sayıldığı ve değer yargılarının ayaklar altına alındığı bir çirkinlik yaşanmaktadır.
Din, dil, ırk ve siyasi ayrımcılık yapılmayacağının garantörlüğünü üstlenen olimpiyat ruhu, kendisinin belirlediği değerleri ayaklar altına alarak dünya mirasını talan etmektedir. Bu talana ve unutturulmaya çalışılan soykırıma sessiz kalan dünya kamuoyuna gerekçesi sorulmalıdır.
Kafkasyalı Yazarlar Birliği Derneği’nin vurguladığı gibi: “Çanakkale savaşlarının geçtiği topraklarda olimpiyat düzenlemek ne derece olimpiyat ruhuna ve insanlık onuruna aykırı ise Soçi ve çevresinde olimpiyat düzenlemek de olimpiyat ruhuna o derece aykırıdır”
Sayı : 2013 10
Yayınlanma Tarihi: 2013-10-01 00:00:00
