Soçi, soykırım ve olimpiyat ruhu

0
402

Jıneps Gazetesi, Soçi 2014 Kış Olimpiyat Oyunları kapsamında Çerkes sivil toplum örgütlerine üç soru yöneltti

Soruları ilettiğimiz federasyon, dernek ve sivil inisiyatifler: Kafkas Dernekleri Federasyonu, Abhaz Dernekleri Federasyonu, Çerkes Dernekleri Federasyonu,

İstanbul Kafkas Kültür Derneği, Ankara Çerkes Derneği, Kafkasyalı Yazarlar Birliği, Kafkas Vakfı, Şamil Vakfı, Çerkes Kadınları Teavün

Cemiyeti Derneği, Kafkasya Forumu, Demokratik Çerkes Hareketi, Demokratik Çerkes Platformu, Çerkes Hakları İnisiyatifi, Kafkasevi, Çerkesya

Yurtseverleri, Samsun Bir. Kaf. Derneği, Uzunyayla Kafkas Derneği-Kayseri, İzmir Çerkes Derneği, Kocaeli Kafkas Kültür Derneği, Sakarya Kafkas

Kültür Derneği, Bursa Bir. Kaf. Derneği, İstanbul Bir. Kaf. Derneği.

Gelen yanıtları yayınlıyoruz. Cevaplar geldikçe yayınlamaya devam edeceğiz. Jıneps YK

  1. 2014 Kış Olimpiyatları’nın Soçi’de yapılacak olmasını, ”Çerkes Soykırım ve Sürgünü”nü baz alarak nasıl değerlendirirsiniz?
  2. Olimpiyat Oyunlarına kadar yol haritanız nedir? Yapılmasını tartıştığınız, planladığınız etkinlikler ve önerileriniz var mıdır?
  3. 2010 yılında Rusya Federasyonu (RF), II. Dünya savaşında Sovyetlerce katledilen Polonyalı 20 bin asker için (Katin Katliamı) düzenlenen anma törenine katılmış ve Sovyetlerin mirasını devraldıkları için özür dilemişti. Putin, Polonya açısından katliamın önemini bildiğini, törende Polonya ile birlikte yer almanın sembolik anlamı olacağını söylemişti. Soçi-2014 Kış Olimpiyatları öncesi RF’nin Çerkes halkı için benzer bir adım atmasına yönelik kampanya başlatılmasını nasıl değerlendirirsiniz?

Kafkasyalı Yazarlar Birliği Derneği

Sayın Jıneps Gazetesi Yayın Kurulu;

03.09.2013 tarihli yazınızda yanıtlanması isteğiyle derneğimize ilettiğiniz sorulara ilişkin yanıtlarımız aşağıda sunulmuştur. Ancak sorularınızı yanıtlamaya geçmeden önce bir yanlış anlamayı bir kez daha belirtmek istiyoruz: Kafkasyalı Yazarlar Birliği sadece Çerkes edebiyatçı ve yazarların üye olduğu bir kuruluş değildir. Birliğimiz, adından da anlaşılacağı üzere, etnik kimliğine bakmaksızın Kafkasya’da barış, demokrasi, huzur ve halkların kendi geleceklerine sahip çıkma hakkını savunan tüm yazar ve edebiyatçılara açıktır. Nitekim üye profilimiz de bu şekilde oluşmaktadır.

Bu yanlış anlaşılmayı giderdikten sonra sorularınızı yanıtlamaya başlayacak olursak:

1- Bu soruyu yanıtlamaya öncelikle olimpiyatların ne anlama geldiğini irdeleyerek başlamanın daha doğru bir değerlendirme olacağını düşünüyoruz.

Olimpiyatlar, dört yılda bir yapılan ve sadece ülkelerin ne kadar madalya alacağı üzerine endeksli bir spor yarışması değildir. Olimpiyatları simgeleyen beş halka, kıtaların birbirine sevgi,dostluk, kardeşlik ve barış içerisinde bağlandığının ifadesidir. Bunun da kısaca adı olimpiyat ruhudur. Peki, böylesi bir ruh için Soçi toprakları ne derece uygundur? Yanıtlanması gereken soru bizce budur. Aslında, özelinde Soçi ve genelinde Kafkas toprakları, insanlık tarihindeki yeri, geçmiş uygarlıklarla ilişkisi açısından olimpiyat ruhuna çok uygundur. Ama bu ruh, maalesef Kafkas- Rus savaşları sırasında Çerkes soykırımı ve sürgünü ile büyük ölçüde zedelenmiştir. İşin vahim tarafı da, bu soykırımın son halkasının gerçekleştirildiği yer, bugün olimpiyat oyunlarının yapılacağı Krasnaya Polyana (eski ismi Ubıhça Kbaade) denen topraklar olmasıdır. Bu topraklarda öylesine bir kırım yaşanmıştır ki toprağın yeşil rengi insan kanından kızıla dönmüştür. Zaten “Kızılçayırlık” anlamına gelen “Krasnaya Polyana” ismi de bu soykırımı çağrıştıran acı bir hatıradır.

Şöyle bir örnekle olayın ciddiyet ve vahametinin daha açık olarak gözler önüne serileceğini düşünüyoruz: Bugün, Türkiye’de Çanakkale savaşlarının geçtiği topraklarda olimpiyat düzenlemek ne derece olimpiyat ruhuna ve insanlık onuruna aykırı ise o topraklarda olimpiyat düzenlemek de olimpiyat ruhuna o derece aykırıdır. Kuşkusuz, bunları söylerken Rusya, Kafkasya’nın herhangi bir yerinde olimpiyat düzenleyemez demiyoruz. Aklı başında herhangi Çerkes sivil toplum kuruluşunun da böyle bir talepte bulunacağını düşünmüyoruz. Biz sadece olimpiyat düzenlemeye kalkışılan bu toprakların çok da uzak olmayan bir tarihteki trajik geçmişini gözler önüne seriyor, bunu görmezlikten gelip üzerini örtmeye çalışan bu baskıcı, şoven aklı sorguluyor ve diyoruz ki:

Olimpiyat ruhu dostluk ve dayanışmadan geçer, barıştan beslenir. Bu topraklarda olimpiyat düzenlemek istiyorsanız, orada Çarlık Rusyası’nın gerçekleştirdiği katliamı kınayınız. Onların çocuklarından özür dileyiniz. Özür dileyiniz ki onların ruhu huzura kavuşsun ve olimpik ruhla birleşip olimpiyat ateşini sönmezliğe taşısın.

2- Başta da belirttiğimiz gibi bu konunun daha çok Çerkes sivil toplum kuruluşlarının inisiyatifinde yürümesi gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan biz Kafkasyalı Yazarlar Birliği olarak genel ilkelerimize uygun her türlü etkinliği desteklemeye hazırız.

3- 2010 yılında Rusya Federasyonu’nun, II. Dünya Savaşı’nda Sovyet askerlerince katledilen 20 bin Polonyalı asker için anma törenine katılıp özür dilemesini doğru ve anlamlı bir tavır olarak görüyoruz. Soçi-2014 Kış Olimpiyatları öncesi en az benzeri bir yaklaşımın Çerkes halkı için de gösterilmesi gerektiğini düşünüyor ve bu konudaki çabaları destekleyeceğimizi tekrar belirtiyoruz. Ayrıca olimpiyatların gerçekleşeceği toprakların otoktonu olan ve buradan zorla sürülüp etnik temizlikle ortadan kaldırılan yerli halka karşı asgari bir saygı duruşu gereği, olimpiyatlarla ilgili her türlü objede bu halkın kültürünü yansıtan sembollerin ve kültürel ögelerin kullanılması gerektiğini öneriyor ve bu konudaki her türlü girişimi destekliyoruz.

Kafkasyalı Yazarlar Birliği Derneği Yönetim Kurulu


Çerkes Kadınları Teavun Cemiyeti Derneği (Çer-Kad)

Sorularınız hakkında  yönetimimizden Günsel Şurdum Avcı, Enine Arslandok Sezgin, Ayşe Piskin ve Didem Baş Bilge’nin, ortak yanıtları aşağıdadır.

1 – 2014 Kış Olimpiyat Oyunlarının Soçi’de yapılacak olmasını, Çerkesler için, uğradıkları soykırım ve sürgünü, tarihte yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen bugün kimlik ve kültürüyle var olduğunu Dünya’ya duyurmak için en büyük fırsat ve şans olduğunu düşünüyoruz.

Bu tarihi fırsatı etkin değerlendirebilmek için, kişi ve gurupların kendi doğru bildiği yönde tavır alması ve eylem yapması yerine, yalnız Türkiye’dekiler değil, Tüm Dünya Çerkesleri,  ortak paydada birleşerek etkin aktiviteler gerçekleştirmelidir.

Soçi Kış Olimpiyatları’nın, büyük katliamların yaşandığı adeta şehitlik olarak tanımlanabilecek tarihi bir bölgede gerçekleştirileceği, bölgenin otokton halkının, organizasyon tanıtımları vs. de yok kabul edildiği, aynı zamanda inşaatlar sebebiyle  büyük bir doğa tahribatının yapılmakta olduğu etkin şekilde Dünya’ya duyurulmalıdır.

(Bu arada Didem Baş Soçi Olimpiyatları ile ilgili  2004 – 2005 den beri yapılmış olan kampanyalar konusunda bizi şöyle aydınlattı: “nosochi2014 isimli hali hazırda bir kampanya web sitesi mevcut. Site ve mesajlar, defalarca kez Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne, (IOC) yazılar yazıldı, dilekçeler gönderildi. Hatta ülke ülke dilekçeler hazırlandı ve gönderildi. www.nosochi2014.org sitesinde görebilirsiniz. 

Bir ekip, Kanada Vancouver’de düzenlenen kış olimpiyatlarına katılıp, kalabalık grupların dikkatini çeken eylemler yaptılar. Broşürler dağıtıldı.

Yine nosochi kampanyası çerçevesinde, Soçi olimpiyatlarının ilk kez duyurulduğu İngiltere’ye gidildi. Rusya’nın kurduğu ve oldukça para harcadığı temsili Soçi evinin önünde milli giysilerle eylem yaptılar, bilgilendirici broşürleri Soçi evine girmek için kuyrukta bekleyen insanlara dağıttılar. Videoları da mevcut, teknik olarak, Soçi evi ve tanıtım kampanyalarını berbat ettiler diyebilirim.

El cezire televizyonunda Soçi olimpiyatları ve karşıt eylemlerle ilgili belgesel yayınlattılar”

2- Bu tarihi fırsatı, en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla:

– Türkiye Çerkesleri olarak bir araya gelip, şimdiye kadar yapılmış olan çalışma ve eylemleri gözden geçirip, ortak ve geniş katılımlı, kin ve nefret içermeyen ama gerçekleri gözler önüne seren ve elde edilebilecek görünen taleplerde ısrarcı olan etkinlikler düzenlenmesi, toplumun bizi inciten bu duruma empati kurmasını ve hükümetin desteğini sağlamak üzere bilgilendirme ve lobi faaliyetleri yapılması,

– nosochi2014 platformu ile ciddi iş birliği yaparak, düzenlediği Uluslar arası organizasyonlara destek verilmesi, olimpiyatlara kadarki sürede olimpiyat komitelerine, sporculara, dünya haber ajanslarına, İngilizce ve kendi dillerinde, Soçi’nin Çerkesler için önemi ve tarihi hakkında ortak bilgilendirme yazısı hazırlayarak, ve zaman zaman kısa hatırlatmalar yapılarak, şahıslar ve kurumlar bazında mail bombardımanı yapılması,

– Rusya yetkilileri ve olimpiyat komitesi ile resmi temaslarda bulunup, Çarlık Rusya’sınca gerçekleştirilen soykırım ve sürgünün yaralarını sarma sorumluluğunun birinci derecede günümüz Rusya’sına düştüğü, kin ve nefret içermeyen, yapıcı ve sonuç almaya odaklı bir üslupla anlatılması ve desteğinin alınmaya çalışılması. Olimpiyatlar  sırasında, Çerkeslerin giysileri, kültürel etkinlikleri vs. ile orada hazır bulunmaları  dünyaya bir mesaj olacağı gibi, Rusya’nın Çerkes halkının gönlünü olacak bir açıklama yapmasının sağlanması da  büyük başarı olur.

Derneğimiz olarak yol haritamıza gelince: Yukarıda sıralanan ve belirtilen çerçevede düzenlenen etkinliklere, elbette ki katılırız. Ayrıca, kadın kuruluşu olmamız sebebiyle, agresif olmayan hassas kadın duruşu ile toplumumuzu duygusal olarak etkileyici ve bizi inciten bu duruma empati kurmasını sağlayıcı eylemler planlayabiliriz.

3 – Ciddi bir proje olarak, titizlikle hazırlanmış,  programı, takvimi belirlenmiş, olası aksilikler ve zorunlu plan değişiklikleri durumunda alternatif aksiyonlar içeren, süreci yönetecek sorumluları belirlenmiş bir kampanya yararlı olabilir. Ancak, kadın duygusallığı ile sloganların ve mesajların, kin, nefret ve hakaret içermeyen, kişisel tatminden uzak, akılcı içerikte ve sonuç almaya yönelik olması gerektiğini düşündüğümüzü, bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Sokak eylemlerinde, ağızdan çıkacak tek bir yersiz sözcük bile, eylemin hedeflenen sonuca ulaşmasını engelleyebilir. Sayın Nusret Baş ve arkadaşlarının Rusya Başkonsolosluğu ile başlattıkları görüşmeler gibi, yetkili makamlara yapılacak ardı sıra başvuru ve görüşmeleri içeren bir kampanyanın bir özür dilemeyi getirmekte  daha etkili olacağını düşünüyoruz.

Çer-Kad Yönetimi


İstanbul Kafkas Kültür Derneği (İKKD)

1- Sorunuzdaki nitelemeden de anlaşılacağı gibi bu bir ”Soykırım ve Sürgündür”. Bu sözcüklerin, anlamı kardeşlik, dostluk-barış, insanın bireysel ve ekip olarak bedensel yetenekleri ve zekasının olumlu anlamda değerlendirilip, yarıştırıldığı bir olayla anılması bile ciddi bir handikaptır. Kısaca ”Olimpiyat Ruhu” dediğimiz, kökü ve anlamı tarihten gelen insanlığımızın ortak değeri olması gereken Olimpiyat oyunlarını, 2014 Soçi Olimpiyatları ile Rusya ve Dünya Olimpiyat Komitesi en hafif deyimiyle rezil etmiştir. Zaten son Olimpiyat Oyunları genellikle politik skandallarla doludur. Yine de bir biçimde mağdur olan (kıyıma uğrayan-sürülen, toprakları ellerinden alınan) halklar bu olimpiyatlarda seslerini çıkarmışlar, mağduriyetlerinin tam karşılığı değilse bile, haklarını dile getirdiklerinde en azından Dünya demokrasi güçlerince tanınmasına sebep olmuşlardır. Ayrıca Avustralya, Kanada ve Amerika’da Yerli Halklar, hakları konusunda ciddi ilerlemeler elde ettiler. Elbette Soçi’de olimpiyatlar yapılmamalı. Ne var ki bunu engellemek ve olimpiyatları başka yere aldırmak artık mümkün değil. Çerkes halkı için bu durumdan nasıl yarar sağlayabiliriz? Toplumumuzun uğradığı haksızlıklar ve dünyanın her yerinde kimliğimiz-aidiyetimiz ve haklarımızla ilgili nasıl sesimizi yükseltebiliriz sorusuna cevap aramalı; Soçi Olimpiyatları’nı bir avantaj haline getirmenin yoluna bakmalı. SOÇİ, Çerkes halkının yüz yıllar süren savaşları sonucu, soykırıma uğraması, sürgün edilmesinin BİR BELGESİ HALİNE GETİRİLMELİ.

2- İyi bir yol haritasına sahip olmak için iyi bir örgütlenmeye sahip olmak lazım. Ya da özel olarak bu iş için bir yapı oluşturulmalı düşüncesindeyim. Sadece Soçi Olimpiyatları için oluşturulan bir merkez olmalı. Bu merkezde anavatan ayağı ve diasporanın bulunduğu tüm ülkelerden etkili ve yetkin temsilciler olmalı. Bu merkez öyle çalışmalı ki; anavatanda ayrı talep ve programlar olmalı, diasporada her ülkenin içindeki Çerkes toplumunun sorunlarına göre ve Rusya Federasyonu’nun genel olarak Çerkeslere tavrı, özel olarak Suriyeli Çerkesler ve diğer ülkelerdeki Çerkeslerle ilgili politikalarını Soçi Olimpiyatları bağlamında özgün ve genel olarak ortaklaştıracağı bir politikası olmalı…

Bu konuda bu güne kadar yapılanların hiç de yeterli olmadığını, zamanın çok daraldığını ve daha ses getirici çıkışların yapılmasını düşünmeliyiz. DÇB’nin ne yazık ki bu konuda etkilenmesi ve ciddi etkinlikler yapılmasına öncülük etmesini beklemek bizi yanıltır. Bence diasporanın sadece bu nedenle de olsa bir araya gelip, ortaklaştığı, DÜNYAYA sesimizi duyuracak bir etkinlik de veya etkinlikler programında birleşmesi gerek. Bu konuda federasyon toplantılarında çeşitli görüşler dile getirildi. Kişisel olarak önerim pek önemsenmedi. (Yönetim değişikliği de söz konusu olabilir bu süreçte, belki de onun için önerim gündeme girmedi) Ancak burada tekrar etmek ve kamuoyunda tartışılmasını isterim: Bilindiği gibi geçtiğimiz yıllar mevcut hükümetin de el altından da olsa desteği ile Filistinlilere destek amacıyla İstanbul’dan kaldırılan bir gemi olayı vardı. ‘’Marmara’’ gemisi ve İsrailliler kendilerinin denetledikleri sularda gemiye saldırıda bulunmuşlardı. Benzer bir gemi ile en uygun bir tarihe odaklı bir sefer düzenlemek ve amacı Soçi’yi protesto etmek olacak olan böylesi bir çıkış, bence iyi bir hazırlık dönemiyle beklenen etkiyi yapar düşüncesindeyim. Elbette alt yapısı, Türkiye’nin siyasi kaygıları ve ilişkili olarak böylesi bir eyleme tepkisi, ön çalışmaları eylemin başarısıyla doğrudan ilişkilidir.

Yukarıdaki önerimin dışında elbette etkin konferanslar, Çerkeslere yapılan soykırım ve sürgünün en geniş kitlelere anlatılması amaçlı gösteri veya paneller, kısa filmler, BM, AB gibi uluslararası kuruluşların desteğini alacak ve kendi birimlerinde konuyu gündeme taşıyacak etkinlikler olmalı, Sembolik ‘’Soykırım’’ Mahkemesi olmalı. (Avrupa’da …)

Dernek olarak 2 yıllık faaliyet dönemimizin sonuna geldik. Yakında Genel Kurul’umuzu yapacağız. Dolayısı ile yeni seçilecek Yönetim Kurulu bu konuda sorumlu olacaktır. Ancak bir Çerkes olarak ve konulara duyarlı olan herkesin bu konuda bir fikri bir düşüncesi olmalı veya tartışmalara katılmalı düşüncesindeyim. Bunu da gerçekleştirecek olan kurumlarımız ve yazan-çizen aydınlarımızdır. Toplumumuzda sorunlarımızla ilgili en ufak bir duygu ve düşüncesi olan herkesin bu konuda da söyleyecek sözü ve katkısı olmalıdır.

3-2010 yılında Rusya federasyonu II. Savaşında Sovyetlerce katledilen Polonyalı 20 bin Asker için (Katin Katliamı) düzenlenen anma törenine katılmış ve Sovyetlerin mirasını devraldıkları için özür dilemişti. Putin, Polonya açısından katliamın önemini bildiğini, törende Polonya ile birlikte yer almanın sembolik anlamı olacağını söylemişti. Soçi -2014 Kış Olimpiyatları öncesi Rusya Federasyonunun Çerkes Halkı için benzer bir adım atmasına yönelik kampanya başlatmasını nasıl değerlendirirsiniz?

Hiçbir ceza veya yaptırım, kaybettiklerimizi geri getiremez. Elbette yapılan haksızlıklara karşılık bir takım yaptırımlar, tazmin etmek-rehabilite etmek, hakların iadesi vb. birçok karşılık, kayıpları karşılaya bilemez. Ve insanlar hatalardan, zalimliklerden, zorbalıklardan ders çıkarmalıdır. BM’nin ve AB’nin, diğer İnsan Hakları kuruluşlarının deklarasyonları, anlaşmaları böylesi acılar, kan ve gözyaşları, zapt edilemez hırslar sonucu yıkımlardan dersler çıkarılarak yazılmışlar ve insanlığın ortak değeri olmuşlardır. Geçmişin acıları ve sıkıntıları, oluşturulan bu değerlere sahip çıkarak, karşılıklı bu değerleri savunarak ve koruyarak unutulabilir ve onlar sadece tarih olarak kalır. İşte sizin belirttiğiniz bir girişim de böylesi değerlerin yeniden can bulması için bir başlangıç olabilir. Bizler anavatanda Rusya ile komşuyuz. Ve bu komşuluğu değiştiremeyiz. O zaman bu komşuluğun en sağlıklı şekilde yürümesi için mutlaka ama mutlaka iki halkın da ve temsilcilerinin de karşılıklı olarak bu haklara sahip ve saygı duyması gerekir. Ki BARIŞ, COĞRAFYAMIZDA EGEMEN OLSUN. Bu değerlerin en bilineni DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI’dır. BARIŞ, DEMOKRASİ ve EŞİTLİĞİN COĞRAFYAMIZDA YAŞAM BULMASI UMUDUYLA…

Ümit Duman

İKKD YK Başkanı