Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Aga Maşukuo Kanoko (İvan Çerkasskiy)

Muhteşem Süleyman’dan Korkunç İvan’a uzanan yol

Kanuni Sultan Süleyman, 1509-1512 yılları arasında Kefe sancak beyliği yaptığı sırada haremine, 11 yaşında bir Çerkes kızı eğitilmek üzere alınır. Kızın adı Bosfor idi, Gülbahar diyenler de vardır. Babası, Besleney prenslerinden Maşuk Kanoko idi. Kanuni, daha sonra Manisa sancağına gittiğinde, orada Bosfor ile evlenir, adı da Mahidevran olur. Mahidevran 1515 yılında Şehzade Mustafa’yı doğurur.

Maşuk Kanako’nun oğlu, Mahidevran’ın kardeşi, Aga Maşukuo Kanoko da kızkardeşi ile beraberdir. Kanuni Padişah olduğunda(1520-1566) o da saray erkanı arasında yerini alır. Paşa olduğu söylentileri varsa da bu konuda Osmanlı tarihinde yazılan bir şey yoktur.

Hürrem Sultan’ın Kanuni’yi etkisi altına alması, Mahidevran’ı sürgüne gönderilmesi ve nihayetinde Şehzade Mustafa’nın 6 Ekim 1553 yılında boğdurulması, Aga Maşukuo’nın kaderinin yolunu değiştirmesi ile sonuçlanır. Artık Osmanlı’da ona gelecek yoktur.

Büyük bir ihtimalle o da kızkardeşi gibi sürgün edilmiştir, o yerden kaçar. Onu, Kasım1552’de Çar Korkunç İvan IV.’in yanına giden elçilik heyetinin başkanı olarak görüyoruz.

Ona, Çar İvan IV.’e götüren yolu açan kişi, daha önceleri İstanbul’da Polonya adına elçilik yapan Prens Dimitri Vishnevetsky’dir. (Diğer bir söylenceye göre İstanbul’da tutuklu bulunan amcasını kurtarmak üzere 1553 yılında gelmiş, girişimlerde bulunmuştur.. Korkunç İvan’ın uzaktan akrabası olan prens Polonya’da hayatının tehlikede olduğunu görünce soluğu Moskova’da alır. Çarın hizmetine giren Prens Dimitri ile Besleney Prensi Aga Maşukuo’nın kaderi Çarın yanında birleşir.

Besleney Prensi Aga Maşukuo Rus Çarı’nın Sarayı’nda hiyerarşiye göre yabancılar sırasında Tatar Çarlarından sonra ikinci sırada yer alıyordu. 1557 Yılında vaftiz edilen Aga Maşukuo, İvan adını aldı. İstanbul’da kalan oğlu Ramadan 1558 veya 1559 yılında Moskova’ya ulaştı. Vaftiz olarak Pyotr Agamaşukov Çerkasskiy adını aldı ve Rus ordusunda görevlendirildi..

Prens Dimitri Vishnevetsky’nin Çar’a yaptığı hizmetlerin başında meşhur “Zaporoje Kazak” veya diğer adıyla “Cherkasky”* alaylarının kurulması ve ilk defa seçkin birlik olarak kullanılmalarıdır. “

Şüphesiz ki bu alayların kurulmasında Prens Dimitri ile beraber Prens Aga Maşukuo’nun da katkıları vardır. İttifakın sağlanması ile beraber Piyatigorsk, Taman ve Jane Çerkesleri de büyük ihtimalle bu birliklerde önderleri iler beraber görev almışlardır. Amaç, her sonbahar ve ilkbaharda Kırımlılar tarafından Moskova ve Çerkesya’ya yapılan akınların önünü kesmek, bu akınlarda elde edilen 10 bin ila 50 bin arasında değişen “köle” toplama işine son vermekti. Genellikle Osmanlı – Ortadoğu’ya ihraç edilen bu “köle” ler genellikle askeri ve üretim alanında istihdamda kullanılarak ülkenin yetenekli nüfusunun artışı da sağlanmaktaydı.

Çerkesler, Prens Dimitri Vishnevetsky ve Besleney Prensi Aga Maşukuo’nın elbirliği ile yaptıkları girişimler sonucu Moskova ile diplomatik ilişkilere başladılar. Kasım 1552, Ağustos 1555, Haziran 1557, Temmuz 1557, Ekim 1558 ve Eylül 1559 tarihlerindeki elçilik heyetlerinin arkasında hep bu iki prens vardır.

Bu çabalar meyvelerini 21 Ağustos 1561 tarihinde Pşımyepş Temryukuo’nun kızı Goşeney’in (Vavtiz adı Maria)Çar Korkunç İvan IV. ile evlenmesi ile zirveye ulaştı. Bu evliğin nedeni, Çar İvan IV’ ın hanedanlığının prestijini korumak için krallık dışından bir eş alma isteği idi. İvan IV zamanında Moskova krallığı Avrupa kralları nezdinde kabul görür olmuş, Bizans diplomatik törenleri esas alınarak, Avrupa odaklı yeni, orijinal elçilik tören formları kabul edilmişti. Temryukuo’nın çeşitli tarihlerde gelen elçileri, dost yabancı ülkelere uygulanan bu kurallar çerçevesinde törenlerle Moskova’da karşılanmış ve ağırlanmıştır.

Kırım Hanı, Han Divan (Devlet Girey) 22 Safer 967 tarihli (22 Kasım 1560/1559) tarihinde İstanbul’a yazdığı mektup ile Çerkeslerin, Kırım’ın Kefe limanını işgal etmek amacıyla düzenlediği hücumun püskürtüldüğünü ve Tatarların, Çerkes temsilcisini esir aldıklarını, Sultan’a bildirmişti.

1561 yılındaki Sinodik’in Ermitajda bulunan kopya metininde, “Ortodoks Hristiyan dini için, “tanrısız Türkler” tarafından öldürülen Prens İvan Amaşuk Çerkesskiy’in ebedi hatırasına” cümlesine rastlanmaktadır.

Aga Maşukuo Kanoko yattığı yerde, Sayın Valeriy Sokurov’un şu sözleriyle belki biraz teselli buluyordur;

Çerkes Prens İvan-Mahoşoko’nun ölümü, Rus Çanı İvan Grozniy’i sarstı. Hayatında sık sık vefasızlıkla karşılaşan İvan Grozniy, uzun süre prens İvan Mahoşoko’yu hatırladı ve yakın kişisi gibi, onun ruhu için manastıra bağışlar yaptı. Mahoşoko gibi, atalıçestvo’yu geçen ve geleneksel terbiye sisteminde şövalye ruhunda eğitim almış olan bir kişi için, kendi görevini yerine getirmek, dürüst, sadakatli, soylu ve cesur olmak normal idi. Görevini yerine getirmek, şerefli olmak, saygı duymak ve toplum tarafından tanınmaya bağlı idi.Bununla, Prens Mahoşoko, Rus Çarı’nın Saray’ında manevi bir otorite kazanmıştı. Rus Çarı, Mahoşoko’ya, hizmette örnek, cesur ve vefalı olduğu için saygı duyuyordu. Ancak, Mahoşoko’nun derin inançlı insan olduğunu belirtmek doğru olmayabilir. Mahoşoko’nun, Rus Çarı’na “gözü kapalı” sadakatinin olduğunu ve “anlaşılmaz ve rasyonel olmayan” bir şey için ölüme gittiğini de söylemek doğru olmaz. Çerkeş prens Mahoşoko’nun, kendisi ve özveri ile görevini yerine getirmek için kendini feda ettiğini düşünmek daha doğru olabilir. Çerkeslerin şövalye şerefi ile ilgili kodeksinde, en başta görevine sadakatten bahsediliyor. Sadakat, diğer insani özellikler gibi, şerefle tesis ediliyor. Geleneksel etiket öğretiyor: “Psem ine nape”, “Şeref, hayattan değerlidir.”

————————

*[“Son senelerde Osmanlı Devleti tarihiyle dolaylı olarak ilgili olması sebebiyle Kazakların tarihinden kafi malumat almak için, bu millete bir göz atmak ve üç büyük şubesini zikretmek gerekir. Kazaklar Don sahillerinde, Dniepr şelale/eri ve bu nehrin munsabından Bug nehrine kadar uzanan bataklıklar yakınında yerleşmişlerdi. Birinci takımları “Don” kazakları yahud payitahtlarına nisbetle “Çerkes” Kazakları diye adlandırılırlardı. İkinciler “Zaparag” yahud “Şelale” Kazakları ismiyle anılır ve başlıca ikametgahları olan Seca şehri şelale yakınında bulunurdu. Üçüncü şubeye, Osmanlılar tarafından üç kısma ayrılarak “Barabaş”, “Sarıkamış” ve “Potkal” Kazakları denilirdi.” – Baran Joseph Von Hammer-Purgstall, “Osmanlı Devleti Tarihi ]

*“Prens Dmitriy Vişnevetski’nin Rus Kazak birlikleri (müfrezeleri) ve prens Mahoşoko Kanokova’nın Çerkeş birlikleri (müfrezeleri) daha sonra Temryük şehrine, Taman şehrine, Islamkermen (Ekim 1556 yılında) ve Azov (Nisan 1559 yılında) şehirlerine saldırdılar ve kuşattılar. Rus, Kazak ve Çerkes birlikleri (müfrezeleri), Türk ve Tatar birliklerine karşı partizan savaşını sürdürdüler, yollardan geçenlere saldırdılar ve onları esir aldılar ve bununla Türk ve Tatar birliklerine büyük zarar verdiler. Kısa süre içinde kazanılan bu zaferler, Türk ve Tatar birliklerine dehşet verirken, Rus Çarı İvan Grozniy Hükümeti’nde ise iyi intibalar bırakıyordu. Rus Çarı İvan Grozniy tarafından Kırım’a karşı uygulanan politika, Rus devletinin güçlenmesine yardım ediyordu. Bu arada, devamlı olarak ayaklanmalar düzenleyen Çerkeş prensin hayatı, Rus Çarı ile “kardeş” olduktan ve yeni yüksek statü ve kendini incitenden intikam almak imkanına kavuştuktan sonra, belli bir düzene girdi. Ancak, Çerkes prensi Mahoşoko’nun, Hınstiyanlığı kabul etmesinden sonra, kendi etnik çevresinde böyle bir popülaritesi yoktu”(Valeriy Sokurov).

Sayı: 2013 11
Yayınlanma Tarihi: 2013-11-01 00:00:00

Jiy Zafer Süren
Jiy Zafer Süren
1951’de Samsun’da doğdu. Üniversite’yi terk etmiş ve muhasebeci olarak çalışarak emekli olmuştur. Çeşitli dergilerde şiir ve araştırma yazıları yayınlandı. Kafkasya üzerine yayın yapan, As Yayın’ın kurucuları arasında yer aldı. “Çipxe, Kafkas Aile Armaları” (derleme) ve “Tama Bahar Gelmeyecek” (şiir) isimli iki kitabı vardır. Nisan 2008 itibariyle Jıneps gazetesi yazarları arasında yer aldı, Ocak 2011 tarihinden bu yana yayın kurulu üyesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Sessiz deniz

-Batı kafkasya kıyılarında can verenlere-   Ts’emez kıyısı, boylu boyunca, Açmış bağrını, bakıyordu, Duygulardan yoksun, O koyu mavi engin sulara, Atlantis çöktüğünden beri, Hemen yanı başında derin kuytulara. Kim bilebilir, belki sarsılmıştır, Ya...

Eğitmen kurslarına bir örnek: Kamlık 3. Bölüm

B. 1940 Köy Eğitmenleri Yetiştirme Kursu 1- Kamlık hayatı: Samsun, Tokat, Amasya illeri Köy Eğitmenleri Yetiştirme Kursu; Samsun İlk öğretim Müfettişi Halil Seven’in eğitim şefi...

Eğitmen kurslarına bir örnek: Kamlık – 2. Bölüm

8- İlk eğitmenler, vasıfları, karakterleri, çalışmaları: Samsun, Tokat, Amasya vilâyetlerinden Kamlık Köy Eğitmenleri Yetiştirme Kursuna ilk gelen eğitmen Amasya’nın Ovasaray köyünden Mahmut Doğan adındaki gençtir....

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img