Kafkas Diasporası Yayınlarından Seçmeler Kasım 2013

0
834

III. “Gönüllü Ordunun Yükselişi ve Çöküşü

GO, Kasım 1917’den itibaren Gn. Alekseev ve Gn. Kornilov önderliğinde oluşturulmaya başlandı. Eski “Bir ve Bölünmez Büyük Rusya”yı kurmayı amaçlayan yeni bir ordu kurulduğunu duyan çarist subayların katılmasıyla ordunun gücü zamanla gelişti. (Bu dönemde, Kırım kökenli Sultan Devlet Girey, Don bölgesindeki Rostov kentine giderek Kornilov’a Kuzey Kafkasya’da aynı doğrultuda bir ordu kurmak amacında olduğunu belirtti ve bu iş için 1 milyon ruble istedi. Kornilov bu öneriyi desteklediyse de mali işlerden sorumlu olan Alekseev ancak 200.000 ruble verilebileceğini söyledi. Devlet Girey bu miktarı kabul etmeyerek geri döndü (Kenez, (a), s.77).

9 Mart 1918’de yaklaşık 4000 kişiye ulaşan GO, Kuban’ın başkenti Ekaterinodar’ı almak için “Birinci Kuban Seferi”ne başladı. GO hareket alanı olarak Kuban’ı seçmişti, çünkü bu bölgenin tarımsal ürünler ve at yetiştiriciliğindeki zenginliği ve ayrıcalıklarını kaybetmek istemeyen (özellikle Sınır Hattı) Kazaklarının sempatisi bu bölgeyi bir sıçrama tahtası olarak cazip kılmıştı. Birinci Kuban Seferi Kornilov’un ölümü ve ordunun Nisan sonlarında tekrar Don bölgesine çekilmesiyle sonuçlandı; fakat 30 Mart’ta Kuban “ordu”su/hükümeti ile GO arasında imzalanan anlaşma, ordunun askeri gücünü arttırdı. Bu anlaşmaya göre;

  1. Kuban ordusu GO ile birleşerek GO’nun emrine girecek,
  2. Kuban hükümeti GO komutanı ile işbirliği halinde faaliyetlerine devam edebilecek,
  3. Hükümet tarafından atanan Gn. Pokrovsky ordu içerisindeki Kuban Kazaklarının düzenlenmesinden sorumlu olacaktı (Denikin, s.83).

Bu arada 14 Mart 1918’de Bolşeviklerin Ekaterinodar’ı ele geçirmesinden sonra 9-13 Nisan’da toplanan II. Kuban Bölgesi (oblast) Sovyetler Kongresi “Kuban Sovyet Cumhuriyeti’ni ilan etti. 30 Mayıs’ta bu cumhuriyet Kuban-Karadeniz Cumhuriyeti’nin bir parçası oldu. 5 Temmuz’da Ekaterinodar’da toplanan I. Kuzey Kafkas Sovyetler Kongresi’nde, Kuban-Karadeniz, Terek ve Stavropol Sovyet Cumhuriyetlerinin birleşmesiyle oluşturulan “Kuzey Kafkasya (Sovyet) Cumhuriyeti” ilan edildi. Fakat GO’nun 22 Haziran’da İkinci Kuban Seferi’ne başlayıp, 17 Ağustos’ta Ekaterinodar’ı, 8 Eylül’de Maykop’u ele geçirmesinden sonra bu cumhuriyet fiilen ortadan kalktı.

1918 sonlarında Kuban bölgesini tamamen işgal eden GO, kuzeyde Don bölgesinde Almanlar olduğu için doğuya, Terek bölgesine yöneldi ve 1919 Ocak’ında Kabardey-Balkar’a girdi. 9 Şubat’ta Vladikafkas alındı ve bahar aylarında Terek’in işgali tamamlandı. Dağıstan bölgesinde görece etkin olan Dağlı Cumhuriyeti’nin özellikle askeri liderlerinin GO ile işbirliğine yanaşması ve GO’ya eğilimli Gn. Khalilov’un P. Kosok’un istifasıyla boşalan başbakanlığa gelmesi GO’nun Dağıstan’ı işgalini kolaylaştırdı. Khalilov’un İngilizlerin yardımıyla kıyı kesiminde otoritesini kurmasından sonra, GO Mayıs ayında Dağıstan’ın büyük bir kesimini işgal etti. Böylece Kuzey Kafkasya’nın işgali tamamlanmış oluyordu. (Gn. Khalilov, GO’nun işgalinden sonra 13 Haziran 1919’da GO’nun “Dağıstan’ın valisi” oldu.)

Kuzey Kafkasya, GO’nun egemenliği altında “kaynayan bir kazan”dı. Özellikle Haziran-Temmuz (1919) aylarında zorunlu askerlik uygulamasının yürürlüğe konması karşısında yaygın ayaklanmalar baş gösterdi. “Kuzey Kafkasya’da ayaklanmalar (hiç) bitmedi. Ayaklanmalar Pan-islamizmin, Bolşevik propagandanın, Gürcistan ve Azerbaycan’ın desteklediği Meclis ajanlarının, aşiretler arası çatışmaların ve kitlelerin yoğun cahilliğinin inikası ile beslendi. Temmuz, Ağustos ve Eylül’de Dağıstan, Çeçenistan ve İnguş’u ayaklanma dalgaları kapladı.” (Denikin, s.305.) Ayrıca Kuzey Kafkasya’daki Sovyet orduları, Denikin’in deyimiyle, “tamamen yenilmiş göründüğü zamanlarda, Gönüllüler’in hücumlarına direnmek için güçlü savaşkan ruhu ile tekrar tekrar yaşama geri dönecek”, GO’ya zor anlar yaşatacaktı. (Aktaran, Lehovich, s.376.)

1918 sonlarında Almanya’nın I. Dünya Savaşını kaybederek Ukrayna’dan çekilmesi ve 1919’da başlayan Sovyet-Polonya savaşlarının yarattığı boşluğu dolduran GO, 1919 sonbaharında Ukrayna’nın büyük bir kesimini işgal ederek Moskova’ya oldukça yaklaştı. Kasım ayında Denikin (başta Wrangel olmak üzere pek çok kişi tarafından eleştirilen) Moskova doğrultusunda direkt saldırı kararını verdi. Fakat Kastornoe ve Kursk’daki savaşları Mai-Maivesky komutasındaki orduların kaybetmesiyle büyük çöküş başlıyordu. Son derece geniş bir arazi üzerine sabun köpüğü gibi yayılan GO 19 Ekim 1919 – 9 Ocak 1920 döneminde yaklaşık 800 km.den fazla geri çekilmek zorunda kaldı, günde ortalama 10 km.! Hızla geri çekilen GO Kuzey Kafkasya’nın da hiç bir yerde tutunamayarak Karadeniz kıyısında Novorossik kentine kadar geri çekildi ve 26 Mart’ta ordunun büyük bir kesimi İngiliz ve Fransız gemileri tarafından buradan Kırım’a taşındı. Boşaltma işlerinde Kazak birliklerin en sona terkedilmesi, GO ve Kuban Kazakları arasındaki son çelişkilerden birini yarattı. Kuban bölgesinde bırakılan birliklerin bir kesimi Sovyetlere teslim olurken, geri kalanlar kıyı boyunca Gürcistan’a doğru harekete geçti. Gürcistan’a giden birlikler zamanla Kırım’a deniz yoluyla taşındı.

GO’nun Kuzey Kafkasya’da kesin bir yenilgiye uğraması ve zor koşullar altında kısmen Kırım’a çekilmesi sonucu Gn. Denikin komutanlıktan istifa etmek zorunda kaldı ve aynı gün İstanbul’a, oradan da İngiltere’ye gitti. Onun yerine gelen Gn. Wrangel, Sovyet-Polonya savaşlarından faydalanarak GO’nun ömrünü yaklaşık 8 ay daha uzatabildi.

1920’lerin başlarından itibaren Fransa bağımsızlığını ilan eden Polonya’ya olağanüstü mali ve askeri yardımlarda bulunuyordu. Fransa güçlü bir Polonya yaratarak bir taşla iki kuş vuracaktı. Hem Almanya’ya karşı güçlü bir destek elde edilecek, hem de Sovyetler Birliği’nin çevresinde oluşturulmaya çalışılan tampon devletlere bir yenisi eklenmiş olacaktı. 1919 sonlarında İngiltere, iç ve dış koşullarının gittikçe kötüye gitmesi ile GO’ya yaptığı yardımları Mart 1920’den itibaren önemli ölçüde azalttı. Fransa’nın Polonya’yı geliştirme çabaları sonucu Wrangel dönemi, “Polonya’nın çıkarı için Fransız kefaletinde bir yan şov” halinde geçti. Bir yanda Fransa, Kırım’da Wrangel’in kurduğu Güney Rusya Hükümeti’ni 10 Ağustos 1920’de de facto tanırken, Wrangel de, Sovyetler’e karşı, Polonya ve Rus ordularının Fransa komutası altında ortak yönetimini istedi (Wrangel, s. 254, 261-262). (Bu yıllarda başlayan Fransa-Polonya dostluğu II. Dünya Savaşı’na kadar devam etti. Bu iki ülke “Prometheus programı” diye bilinen ve Sovyetler Birliği’ne bağlı Belorusya, Ukrayna ve benzeri diğer yörelerde ayaklanmalar yaratmaya yönelik faaliyetleri ortaklaşa düzenlediler (Loftus, s.49). Bu nedenle, II. Dünya Savaşı’ndan önce çeşitli göçmen grupların dergilerinin Varşova ve Paris’te yoğunlaşmış olması tesadüf değildir.

Eylül sonlarında Polonya ve Sovyetler Birliği arasında ateşkes ilan edilmesi ve daha sonra barış anlaşmasının imzalanması, artık GO’nun sonunun geldiğini gösteriyordu. Kırım’ın boşaltılması için gerekli hazırlıkları çok önceden tamamlamış olan GO, büyük bir zorluk çıkmadan 1-3 Kasım 1920’de Kırım’ı da terk ederek Gelibolu, Çatalca ve Lemno’da, Fransa himayesindeki kamplara yerleştirildi.

IV. Muhacerette “Gönüllü Ordu”

GO’nun Trakya bölgesindeki kamplara yerleştirilmesinden sonra Gn. Wrangel, ordunun bütünlüğünü ve komutasını korumaya çalıştı. Bu amaçla İstanbul ve çevresinde, Fransa ve İngiltere adına GO’nun işgal birlikleri olarak kullanılmasını istedi (Brinkley, s.272). Mevcut koşullara uymayan bu istek derhal reddedildi; artık müttefikler için yapabilecek fazla birşeyi kalmayan GO, fazla masraf olmadan dağıtılabilirdi. Fransa, göçmenlere üç yol gösterdi:

  1. Sovyetler Birliği’ne geri dönmek (1921’de yaklaşık 6.000 kişi bu yolu izledi),
  2. Brezilya’ya gitmek (küçük bir azınlık bu yolu seçti),
  3. Balkanlar’a gitmek (pratik nedenlerle ve GO komutanlarının isteği doğrultusunda çoğunluk bu yolu tercih etti).

1921 Mayıs’ında Yugoslavya ve Bulgaristan’a (kısmen de Çekoslovakya’ya) göçler başladı ve 1923 Bahar’ında Trakya’daki kamplar tamamen boşaltıldı. Rusya’da çarlığı kurtaramayan GO’nun çoğu soyluluğa mensup subayları, Balkanlar’daki monarşilerin ömürlerini uzatmaya yardım etti. Ordunun çoğunluğunun yerleştiği Yugoslavya’da, özellikle kendisi de Rusya’da uzun süre eğitim görmüş Kral Alexander döneminde, GO askerleri, sınır muhafızlığından askeri okullarda öğretmenlik yapmaya kadar her türlü askeri işlerde görev aldılar. Pek çok subay monarşinin üst düzeydeki askeri ve sivil kadrolarını doldurdu (Lehovich, s.423). Bulgaristan’da Kral Boris’in anayasal monarşisine karşı ayaklanmaları silahla bastırmak için, Markovsky tümeni başta olmak üzere, GO birlikleri de kullanıldı (Alexis Wrangel, s.231). Arnavutluk’ta, II. Dünya Savaşı’na kadar hüküm sürecek olan Kral Zog’un 1924 sonlarındaki, Yugoslav krallığının da desteklediği müdahalesinde, 3300 kişilik ordusunun yaklaşık %25’i, (Kuzey Kafkasyalı Kuchuk Ulagay gibi), GO subaylarından oluşuyordu (Fischer, s.70). GO’nun dağılmasını engellemek, emir-komuta zincirini korumak isteyen Gn. Wrangel, Yugoslavya’da 1924’de “Rus Askerleri Genel Birliği” isimli kuruluşu kurdu. Daha sonra bu birliğin başına Fransa’dan emekli general maaşı alan Rus orduları eski başkomutanı Grand Dük N. Nikolaevich getirildi.

Mevcut en barbar güçlere hizmet etmeyi bir yaşam tarzı haline getirmiş olan GO subayları, 1930’ların sonlarında yeni bir efendi buldular: Hitler. II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla P.N. Krasnov, V. Naumenko, A.G. Shkuro, K. Girey, K. Ulagay gibi eski subaylar Nazilere yardımcı olmak için hemen gönüllü oldular.* 1943’den sonra Naziler, gönüllü göçmen subaylardan, Alman işgali altındaki bölgelerden gelen işbirlikçiler ve savaş esirlerinden çeşitli “ulusal” birlikler oluşturmaya başladılar. Bu birlikler (Kazak birlikleri, Kafkas birlikleri, vb.) her şeye karşın yeteri kadar güvenilir görülmedikleri için genellikle Sovyet cephesinde kullanılmadı.

1944’de, savaşın bitmesinden yaklaşık 8 ay önce, Nazilerin kurduğu, Alman subaylarının da görev aldığı ve çoğu zamanla SS’lerin direkt kontrolü altına giren Kazak ve Kafkas birlikleri Kuzey İtalya ve Yugoslavya’ya gönderildi. (Kuzey İtalya’daki Kazakların merkezi -Hitler tarafından yeni “Kazak Yurdu” olarak saptanan- Tolmezzo, Kafkasyalıların merkezi de yakınlardaki Paluzza’daydı.) Bu birlikler kısa zamanda Nazi işgalcilerine karşı direnen partizanlara ve yerel halka uyguladıkları vahşet ile ün kazandılar. (Adet olduğu üzere sonraki Kazak yazarları bu dönemde işlenen ve iyice ayyuka çıkmış suçların hepsini Kafkasyalıların üzerine atmakta ve Kazak birliklerini tamamen masum göstermeye çalışmaktadır. Örneğin, o günleri genç bir subay olarak yaşamış N.N. Krasnov (eski Don Ataman’ı P.N. Krasnov’un torunu), Kafkasyalı birliklerin “ana yol boyunca yağmacılık yaptıklarını, kadınlara tecavüz ettiklerini, yerleşim yerlerini yaktıklarını” söylemekte, bu davranışların da birliklerin disiplinini bozduğunu, “kutsal” davaya gölge düşürdüğünü belirtmektedir (Krasnov, s. 10). Aslında farklı öğelerden oluşan bu birliklerde değişik davranış biçimleri gözlenebiliyordu. Örneğin Yugoslavya’ya gönderilen Kazak birlikleri arasında Tito’nun partizanlarına kaçma oranı (muhtemelen savaş esirlerinin de kullanılmasından dolayı) çok yüksekti. Bu nedenle bu birliklerin komutanı Von Pannwitz GO’nun göçmen subaylarını kendi birliğine gelmeleri için teşvik ediyordu. Güvenilir görüldükleri için göçmen subayların toplam subaylar içindeki oranı oldukça yüksekti. Örneğin Domanov’un Kazak birliklerinde GO’dan kalan göçmen subayların, toplam subaylar içindeki oranı %68’di (Tolstoy, s.226). Doğal olarak bu oran erler arasında daha düşüktü.

1945 başlarında Alman ordularının çöküşünün durdurulamayacağı herkes için açıktı. 27 Nisan’da, askeri açıdan üstün konuma geçen İtalyan partizanları bu birliklerin teslim olmasını istedi. Kendilerine doğal olarak büyük düşmanlık duyan partizanların eline düşmekten çekinen birlikler (siviller de dahil yaklaşık 30-35.000 Kazak, 5.000 Kafkasyalı) ertesi gün Avusturya’ya, Drau vadisinde Lienz-Oberdrauburg arasındaki bölgeye çekilmeye başladı. Yugoslavya’dan kaçan Nazilerin yönetimindeki Kazak birlikleri de aynı tarihlerde Avusturya sınırları içerisinde, diğer Kazak birliklerine yakın Feldkirchen-Althofen yöresine yerleşti. 7 Mayıs’ta Almanya’nın kayıtsız-şartsız teslim olması üzerine, 8 Mayıs’ta bu birlikler de, bölgedeki İngiliz birliklerine teslim oldular. Mayıs sonlarında da bu birliklerin büyük bir kesimi İngilizler tarafından Sovyetler Birliği’ne teslim edildi. (Teslim sırasında bu subaylar çarlık döneminden kalan madalya ve üniformalarını son defa kullandılar. Örneğin, “K. Girey baştan aşağı Çar subaylarının üniformasını giyiyordu.” (Tolstoy, s. 180 ve 251.)) Böylece II. Dünya Savaşının bitmesinden sonra GO’nun kalıntılarının askeri varlığı da tamamen sona erdi.

*Açıktır ki bütün eski subaylar Naziler ile işbirliğine yanaşmadı. Örneğin 1920 başlarında İngiltere’ye, daha sonraları da Fransa’ya geçen Denikin göçmen siyasi akımların dışında görece mütevazı bir yaşam sürdü ve Nazi işgali altındaki Fransa’da yaşarken Almanların işbirliği tekliflerini reddetti. Fakat Naziler ile işbirliği yapan (özellikle soyluluktan gelen) eski subayların oranı çok yüksekti.

Kaynaklar:

-Brinkley, G.A., The Volunteer Army and Allied Intervention in South Russia, 1917-1921, Notre Dame, Indiana: University of Notre Dame Press, 1966.

-Denikin, Gn. A., The White Army, Edinburgh: J. Gray, 1930.

-Fischer, B.J., King Zog and the Struggle for Stability in Albania, New York: Columbia University Press, 1984.

-Kenez, P. [a], Civil War in South Russia, 1918, Berkeley, Cal.: University of California, 1971.

-Kenez, P. [b], Civil War in South Russia, 1919-1920, Berkeley, Cal.: University of California, 1977.

-Krasnov, N.N., Jr., The Hidden Russia, New York: Halt, Rinehart and Winston, Inc., 1960.

-Lehovich, D.V., White Against Red: The Life of General Anton Denikin, New York: W.W. Norton&Comp.Jnc, 1974.

-Loftus, J., The Belarus Secret, New York: Alfred A. Knopf, 1987.

-Pipes, R., The Formation of the Soviet Union, 2. baskı, Cambridge, Mass.: Harvard University Press, 1970.

-Pokshishevskiy, V.V., “Kuzey Kafkasya’da Devrim-öncesi Kolonileştirmenin ve Göç Süreçlerinin Coğrafyası” Kafdağı, 1988, Sayı 11/12, ss.48-59.

-Sokol, E.D., “Kuban Cossack Host”, The Modern Encyclopedia of Russian and Soviet History, Academic International Press, 1980, 18.cilt, ss.47-49.

-Stephan, J.J., The Russian Fascists: Tragedy and Farce in Erile, 1925-1945, New York: Harper and Row Publishers, 1978.

-Tolstoy, N., The Secret Betrayal, 1944-1947, New York: Charles Scribner’s Sons, 1977.

-Wrangel, Alexis (Gn. Wrangel’in oğlu), General Wrangel: Russia’s White Crusader, New York: Hippocrene Books, Inc., 1987.

-Wrangel, Baron N. [Gn. Wrangel’in babası], The Memories of Baron N. Wrangel, 1847-1920, Philadelphia: J.B. Lippincott Company, 1927.

-Wrangel, Gn. Baron Peter N., Always with Honor, New York: Robert Speller&Sons, 1957. (İlk İngilizce baskı, The Memoirs of General Wrangel, London: Duffield&Company, 1930.)

(Erol Taymaz)