Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Abhazyalı uzmanların görüşleri: Soçi 2014 ve ötesi

Gürcistan ve Abhazya arasında barış görüşmeleriyle ilgili çalışmalar yapan Londra merkezli sivil toplum kuruluşu International Alert’in düzenlediği “Olimpiyat siyaseti: Soçi 2014 ve Ötesi” başlıklı konferans, 13 Kasım’da Brüksel’de gerçekleştirildi. Soçi Olimpiyatları’nın bölge için ne ifade ettiğinin görüşüldüğü konferansa Sergey Markedonov (Siyasi analist), Mikheil Tokmazishvili (Gürcistan St. Andrew’s Üniversitesi- Ekonomi Prof.), Arda İnal-İpa (Psikolog, İnsani Yardım Programları Koordinatörü-Sohum), İgor Dulaev (Kuzey Osetya Devlet Üniversitesi Sosyoekonomik Araştırmalar Merkezi), Liana Kvarchelia (İnsani Yardım Programları Merkezi Genel Müdür Yard.-Sohum) ve İvlian Haindrava (Analist, Cumhuriyet Enstitüsü-Tiflis) katıldı. Arda İnal-İpa ve Liana Kvarchelia, olimpiyatlarla ilgili görüşlerini aktardı.

Arda İnal-İpa

Çerkesya’nın uzun tarihinde yer alan Kafkasya Savaşı’nın bazı süreçlerinde, trajik olaylarla şaşırtıcı toparlanmaların iç içe geçtiği zamanlar olmuştu. Rusya İmparatorluğu’nun kuzeybatı Kafkasya’ya ilerleyişiyle yüz yüze kalarak, halkını korumak ve topraklarını savunmak için çareler arama ihtiyacı, Çerkes toplumunun birleşmesine ve kalkınmasını hızlandırmasına olanak tanıdı. Savaşın en zorlu dönemlerinden olan 1861 Haziran’ında toplanan kongrede; siyasi ve askeri desteği sağlamak, iç düzeni korumak, Çerkes halkını etkileyen siyasi ve yasal sorunların üzerine eğilmek için bir meclis (konfederasyon) oluşturulması kararı alındı. Ulusal bilinç büyüyordu. Bu aşamada bugünkü Soçi civarı Çerkesya’nın başkenti olmuştu.

1864’te yaşananlar bu süreci engellemişti. Yarıda kalan faaliyetler, amacın gerçekleşmemesinin verdiği hayal kırıklığı gibi durumlar her zaman psikolojik travmaya neden olur. Kafkasya Savaşı’nın son dönemlerinde kuzeybatı Kafkasya’daki süreçlerle paralellik kurulduğunda, imparatorluğun savaş makinasının sadece faaliyeti durdurmadığı, ulusal hareketi tam da zirvesindeyken yok ettiği söylenebilir. Şüphesizdir ki bu trajik olay, bu tarihi travma ulusal bellekten tamamen silinemezdi. Stalin döneminde dondurulan, Sovyet ideolojisi tarafından on yıllarca bastırılan travma, Sovyetler Birliği’nin yeni Rusya’ya dönüşmesiyle tekrar yüzeye çıktı.

Farklı görüşler

Çerkes hareketi içinde, uzun vadeli beklentiler ve Soçi Olimpiyatları konusunda tam bir birlik yok. Çerkes hareketi ajandasında neredeyse tümünün ortaklaştığı ana konular: Soykırımın tanınması, farklı bölgelerdeki Çerkes alt etnik gruplarının tek birim altında toplanması ve Çerkes diasporasının anavatanlarına dönmesi. Ama bu önerilerin nasıl uygulanacağı konusunda farklı düşünüyorlar. Diasporada ise anavatana toptan dönülmesi ya da dönülmeyip anavatanla güçlü bağlar kurulması gibi farklı görüşler var. Soçi’deki Kış Olimpiyatları ile ilgili fikirlerde de çeşitlilik var. Bir yanda Çerkes diasporası üyeleri Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne, bazı devletlere ve uluslararası kuruluşlara Soçi Olimpiyatları’nı boykot etmeleri çağrısı yapıyor. Diğer yanda Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinin temsilcileri Çerkes kültürüne ait unsurların yer verileceği Olimpiyat Açılış Töreni’ne katılmayı kabul ediyor.

Kim kazandı?

Soçi Olimpiyatları’na sert karşı çıkıştan kazançlı çıkan kimdi? Uluslararası kampanyanın Rusya karşıtı tarzı tabi ki Rusya’nın başını ağrıttı. Yine de kimin kazandığı sorusunun cevabı net değil. Çerkes hareketinin kazandığını söylemek zor. Bence, Çerkes hareketinin, var olan sorunları geniş bir ajandaya yayarak çözmeye çalışmak yerine Soçi karşıtı bir kampanya yürütmesi, Rusya devletinin düşmanı olarak pozisyon aldıklarına dair endişe yarattı. “Ya hep ya hiç” yaklaşımının kullanılması, Rusya yetkilileriyle işbirliği yapılarak neredeyse zahmetsizce çözülebilecek sorunların halledilmesini zorlaştırdı.

Çerkes kurumları için alternatifler var mıydı? Mesela olimpiyatları boykot etmek yerine Çerkeslerden oluşan bir takım kurup, 2014 Oyunları’nın gerçekleştirileceği yerle olan özel bağlarına dayanarak olimpiyat bayrağı altında sahaya çıkma hakkı için kampanya yapabilirlerdi.

Kampanya, Rusya Federasyonu içindeki farklı cumhuriyetlerde ve yabancı devletlerde yaşayan Çerkes topluluklarının birleşmesine katkı sağladı mı? Hayır. Aksine, sonuçlardan biri de Çerkes toplumu içindeki bölünme ve kopma ölçüsüydü. Kuzey Kafkasya halkının sessizliğinin de olumsuz bir payı oldu. Bu anlaşmazlıktaki karşıt tarafların, Çerkes diasporası kurumlarıyla Rusya yetkilileri olduğunu düşünürsek, Kuzey Kafkasya halkının daha aktif ve yapıcı bir payı olabilirdi ama bunu seçmediler.

Liana Kvarchelia

Soçi Olimpiyatları Abhazya’nın bütününde, Abhazya’nın stratejik müttefiği için önemli ve prestijli bir etkinlik olarak görüldü ve başlangıçta olumlu karşılandı. Ancak tarihsel meselelerle ilgili ateşli tartışmalar ve Çerkes sorunu bu duruma gölge düşürdü. Bazı yerel gözlemciler, belirli Çerkes kurumlarınca ortaya atılan çekişmelerin içine sokulmamaları gerektiğine inanıyor. Polemiklere bulaşan Rusya ve Çerkes dünyasındaki çeşitli gruplar, sorunu azami derecede siyasallaştırdılar: Bir taraf, söz konusu olayların yaşandığını inkar ederek ya da yeni yorumlar getirerek aklamaya çalışırken diğer taraf tarihi, şimdiki politik çıkarları için siyasallaştırıyor.

Çeşitli Çerkes kurumlarının olimpiyatları boykot çağrıları, az sayıda genç internet kullanıcısı dışında Abhazya genelinde destek bulmadı. Büyük bir çoğunluk, Kafkasya ve yerli halkların kültürlerinin olimpiyatlarda yer alacağına dair umutlarını ifade etti. Böylesi bir projeye dair bilgi olmaması siyasi çevrede endişe yaratır. Eğer açılış töreninde böyle bir tema olmazsa ya da kötü yönetilirse, ılımlı Abaza ve Çerkeslere karşı atılmış bir yumruk gibi gelecek ve radikal güçlerin ekmeğine yağ sürülmüş olacaktır.

Beklentiler ve hayal kırıklıkları

Olimpiyat ve Çerkes sorunu tartışmaları Abhazya’da bir yıl önce doruktaydı. Bugün ise olimpiyata dair konuşmalar genellikle Abhazya-Rusya sınırına getirilen sınırlamalarla ilgili oluyor.

Soçi’de olimpiyat yapılmasıyla ilgili karar ilk alındığında; inşaat malzemelerinin tedariki, Sohum havaalanı gibi nakliye hatlarının açılması, olimpiyat konuklarının Abhazya’nın turistik yerlerini gezebilmesi gibi Abhazya’ya ekonomik yarar sağlayacak beklentiler derinlemesine görüşülmüştü. Ama bunlar gerçekleştirilemedi.

Serap Canbek
Serap Canbek
İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümündeki tahsilinin ardından sigorta sektöründe çalıştı. 2011 yılından beri Jıneps gazetesinde yayın kurulu üyesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Yeryüzünde güçlü izler bırakan kadın: Şamirze Ludmila

Avrupa Parlamentosu’nun Strazburg’daki binasının önüne 1994 yılında dikilen ve Avrupa Birliği’ni sembolize eden heykeli yapan sanatçı Ludmila Tcherina’nın babasının Çerkes olduğunu tesadüfen öğrenip de...

Sürdürülebilir kültürel miras

Sürdürülebilir kültürel miras Çocuklar, bir halkın kimliğini ve kültürünü yansıtan anadilleriyle kimlik kazanır ve sosyalleşir. “10 sene sonra bulamayacağımızı düşündüğümüz Adıgabze çocuk seslerini kayıt altına...

Savaşa dair iki film

Abhazya Savaşı’nın 30. yılında, Gürcistanlı yönetmen ve senaryo yazarı Nana Janelidze’nin “Devam Et Lisa” ve Tiflis’te yaşayan Abaza yönetmen Anna Dziapşipa’nın “Sınır Çizgisinde Otoportre”...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img