Kafkasya; her dönem sahilleri, limanları, ormanları, zenginlikleriyle pek çok kralın iştahını çekmişti. O yüzyıllarda Kafkasya’nın Abhaz ülkesi de hem Romalıların hem de Kral Mithridate’nin göz diktiği topraklardı. O tarihlerde Abhazya, Kral Frank tarafından yönetiliyordu. M.Ö. 65 ‘te Abhaz Kralı Frank ölünce yerine oğlu Araze geçmişti. “Bu kralın adı çeşitli yazılarda Arazes, Orazes, Orajes, Waraza diye yazılmıştır. Abhaz kralı olduğuna göre adı(na) Abhaz söyleyişiyle Araz, Araza, Waraza demek daha uygun olur. Bu kral, Pontus İmparatoru Mithridate’nin yandaşı olarak ve İberiya kralı -Artaş oğlu- Artağ ile birlikte, Romalılarla savaşmıştır.” (B.Ömer Büyüka, Kafkas Kaynaklarına Göre -İlk Yaratılışlar, İlk İnsanlık- Kafkas Gerçekleri. Cilt, II – Abhazoloji Yay. 1986)
Abhazya -Kafkasya-, o yüzyıllarda en çok da Mithridate’nin göz diktiği yerdi. Kafkasya çok dilli, çok kültürlü, pek çok halkın yaşadığı topraklardı. Diller, dinler, halklar diyarı bir coğrafyaydı. Daha o yüzyıllarda Yunan filozofları; “Dili ararsan Fersefone’de değil Kafkasya’nın derin vadilerinde ve dağlarında ara” demişlerdi. Mithridate, Kafkasya’ya sefere gidince yanında 120 tercüman götürmüştü. Kral Mithridate’nin de 22 dil bildiğini tarihçiler yazmaktadırlar.
“Gücü, ihtirasları, amaçları sınırsız olan Pontus İmparatoru Mithridate; güçlerine güç katacak olan bol kaynaklı güzel ve sınırdaş Kolkhide’yi ihmal etmezdi elbet. Kolkhide krallığı ise, gücünü kaybetmiş, artık komşuları için tehlikeli görünmüyordu. Batıdan Roma imparatorluğu, kuzeyde İskit’ler Kafkasya ve Pontus için büyük ve ortak tehlike olarak yaklaşıyordu.” (Age. B. Ömer Büyüka)
Mithridate, Kolkhide’yi ele geçirince Amasya kökenli Moapharne’yi başa getirdi. Moapharne, ünlü coğrafya bilgini Strabon’un amcasıydı. O dönemler Abhazya güçten düşmüş zayıflamıştı. M. Ö. 95’li yıllarda Kafkas Bosfor Krallığı buralarda egemendi. Kafkas Bosfor Kralı Pairisades topraklarını doğuda gelen İskit saldırılarına karşı koruyamamıştı. Artık Pairisades’in hükmü kalmamış yerini Mithridate almıştı. O yüzyıllarda Kral Mithridate’nin ele geçirdiği topraklarda farklı dillerden ve farklı etnik kökenden boylar, soylar yaşamaktaydı. Mithridate, Pairisades’i yenince artık geniş bir coğrafyaya hükmetmeye başladı. Oğlu Makhare’yi Kafkasya Bosfor bölgesinin hükümranlığına getirdi. Makhare, M. Ö. 74’de başa geçti. Mithridate, bu yüzyıllarda Asya’yı ele geçirmeye çalışan Romalılara karşı aralıksız olarak 30 yıl savaştı. Romalılar büyük saldırılarla Abhazya topraklarını ele geçirdiklerinde Mithridate, Roma’nın en büyük krallarından Pompee’oya karşı savaştı. On bin askerini kaybetti. Sonunda kendine bağlı çok az bir kuvvetle kaçarak kurtuldu. Ermenistan kralı Tigrane’ye sığınmak istedi. Tigrane, Mithridate’nin damadıydı. Tigrane, Pompee’onun karşısında kaçarak Ermenistan’a sığınan Mithridate’yi sığınmacı olarak kabul etmedi. Bunun üzerine Mithridate ünlü coğrafyacı Strapo’nun amcası Moapharne’nin yanına gitti, orada yaşadı. Pompee’o, Mithridate’nin takibine Romalıları temsilen Aristarque’yi gönderdi. Abhaz kralı Araz o yüzyılda Kura nehri kıyılarında Roma işgaline karşı büyük bir ordu toplamıştı. “Kura üzerinde köprü kurup ordusunu geçirdi. Onun kendilerine yaklaşması üzerine her iki kral (Abhaz kralı Araz ile Gürcü kralı Artağ T. S.) çevredeki sık ormanlara çekildiler. Pompee’o bu ormana ateş verdirdi ve kaçmaya kalkışanların hepsini kılıçtan geçirdi. Her iki kral da teslim olup tazminat ve rehin vermeye mecbur oldular. Roma ordusu da aldığı esirlerle memleketine döndü.” ( Met İzzet, Kadim Kafkasya. Akt. B. Ömer Büyüka. Age.) Mithridate, Kafkasya (Kolkhide) içlerine vardığında: “orada hükümdar olarak bulundurduğu oğlu Makhare’yi Romalılara sadık bir dost buldu. Gerçekten Makhare, babasının haberi olmadan kendi kendine Romalılarla ittifak bağlantısı yapmıştı. Pederinin memlekete girdiğini öğrenince intihar etti.” ( Age. )
Kolkhide, artık Romalıların eline geçmişti. Kolkhide’de Romalılara bağlı yaşam sürdürürken Kral Mithridate’de, İskitlere karşı Kafkasya’nın büyük boylarından olan Sarmatların sevgisini kazanmaya, onlarla ittifak yapmaya kalktı. Roma’ya karşı yeni bir savaşa hazırlanmak istiyordu. Tauri’de ( Krım ) taraflarında toprakları ikiye ayırmıştı. Her bir yakanın başına ayrı ayrı oğullarını geçirmişti. Pek çok tarihçin söz ettiği gibi o yüzyıllarda Kafkasya coğrafyasında Fanagorya adıyla Asya yakası, öbürü yaka da, Pantikapape’yi kendine yeniden merkez seçmiş, buradan Roma üzerine saldırmayı hedeflemişti. Bu yerleşim yerleri oğulları Artapharne ile Darius, Kherkhes ve Okhatres tarafından yönetiliyordu. Romalılar buraları da ateşe vermiş Mithridate’nin oğulları buradaki kalelerde yanarak halkla birlikte öldürülmüşlerdi. Bir tek Mithridate’nin kızı Eupatra kurtarılmıştı. Mithridate kurtulan kızını İskitlerin dostluğunu kazansın diye İskitlerle evlendirmek istemişti. İskitler kızı Eupatra’yı düşmanlarına teslim ederek öldürtmüşlerdi. Mithridate’de Romalılara teslim edilmek istenince kendini öldürtmüştü.
Sonunda Romalılar kendilerine bağlı kalmayı sağlayarak Kolkhide’ye kral olarak Aristarque’yi bir ‘Baş Yönetici’ olarak atadılar. Bu baş yöneticilerin iç işlerinde geniş yetkileri olmuştu. Romalılar bu yüzyıldan itibaren tüm Karadeniz sahillerine ve Kolkhide topraklarına egemen oldular. Abhazlar onları ‘kral’ adıyla andılar. Kolkhide topraklarına bu baş yöneticiden sonra bir daha başka bir yönetici gelmedi. Bu tarihten sonra Abhazlar artık kendi krallarını başa getirdiler.
Sayı: 2014 02
Yayınlanma Tarihi: 2014-02-20 00:00:00