Çerkeslerin Toplumsal Hastalıkları (1)

0
532

Bu köşede bundan böyle Çerkeslerin kronik hale gelmiş toplumsal hastalıklarını ve elimden geldiğince çözüm yollarını işlemeye çalışacağım. Açılışı ekonomik hastalık ile yapmak istiyorum. Türkiye tarihi boyunca dernekler ve genel olarak Çerkesler her zaman yapmak istedikleri faaliyetler için yeterli bütçeye sahip olmadıklarını dile getirmişlerdir.

Çerkeslerin Toplumsal Hastalıkları (1)

Ekonomik Hastalık

Bu köşede bundan böyle Çerkeslerin kronik hale gelmiş toplumsal hastalıklarını ve elimden geldiğince çözüm yollarını işlemeye çalışacağım. Açılışı ekonomik hastalık ile yapmak istiyorum. Türkiye tarihi boyunca dernekler ve genel olarak Çerkesler her zaman yapmak istedikleri faaliyetler için yeterli bütçeye sahip olmadıklarını dile getirmişlerdir. Öncelikle genel olarak dernekler, cemaat gibi sivil toplumsal oluşumlar, siyasi oluşumlar vs bütçeyi nereden elde ederler bunu irdeleyelim. Devletten elde ederler, üyelerden aidat alınır, gönüllü destek verenler olur, halk size gelmezse siz halka gidersiniz; kişilere gerekirse tek tek ulaşırsınız. Kendinize çağırırsınız; tek tek ya da toplu olarak. Bunun için faaliyet düzenlersiniz. Kadınlar kermes yapar. Ortak havuz oluşturulur, havuza dahil olan kişiler belli olur ve onlardan zamanı geldiğinde ödeme yapmaları beklenir vs…

Peki Çerkes dernekleri bunlardan hangilerini yapıyor bir de bunu irdeleyelim isterseniz: Aidat veren üyelere teşekkür ediliyor. Gönüllü destek olan az sayıdaki Çerkese teşekkür ediliyor. Çerkes halkının derneklere gittiği falan yok. Peki dernekler halka gidiyor mu? Hayır gitmiyor. Meselelere uzaktan bakan bir Çerkes dernek adını ne zaman duyuyor? Festival olduğunda… Peki dernekler sadece kendilerine gelen Çerkeslerle mi ilgilenir ya da kendilerine gelinmesini mi beklerler? Derneklerin Çerkes halkına ulaşma gibi bir görevi yok mudur? Dernekler halkı kendilerine çağırıyorlar mı? Tek tek çağırdıklarını sanmıyorum. Nadiren yemek verme, kermes faaliyetleri yapılıyor ve bunun için afiş asma, internet ilanı gibi yöntemlere başvuruluyor. Peki bu faaliyetler yeterli mi ve daha fazla ne yapılabilir bir de bunu tetkik edelim: Üye olup aidat vermeyenler takip edilmeli, kendilerine ulaşılmalı ve güzel bir dille konu açılmalıdır. Mazeretsiz şekilde aidat ücretini vermemeye devam edenlere, dernek yönetiminin kararlaştıracağı gerekli, uygun bir tavır takınılmalıdır. Zengin, kimliğini reddetmeyen ve henüz bir desteği görülmemiş ya da çok kısıtlı destek veren Çerkesler belirlenmeli ve uygun bir dille konu kendilerine anlatılmalıdır. Olumsuz cevap verenlere yine derneğin kararı ile gerekli, uygun tavır takınılmalıdır. Kimliğini reddedenler varsa bunlar da belirlenmeli bunlara da gerekli tavır sergilenmelidir.

Çerkes toplumuna gerek tek tek gerek toplu halde ulaşılabilir. Bu, kültürümüz dahilinde olan bazı etkinlikler ile de yapılabilir. Böylece insanların birbirine kaynaşması da sağlanır. İnsanlar derneğe çağırılır. Fakat dernekte ne olduğu, neler yapıldığı, nelerle karşılaşılacağının bilgisi verilerek. Dernek; proje-faaliyet, tanışma, muhabbet, eğlenme konularında dolu dolu ve dengeli olmalı ki insanlar için cazip, çekici bir yer haline gelebilsin. Fakat “dernekte neler yapılıyor?” sorusuna verilecek olan “dans-yönetim toplantısı” türü cevaplar ile bir sonuca varılamayacağı açıktır. Yemek, kermes gibi etkinliklerin yeterli olduğunu söylemek güç. Derneklerden bağımsız Çerkes oluşumları var ise bunlar ortak bir havuz oluşturabilir, havuza dahil olanlardan ödeme yapmaları beklenir, mazeretsiz ödeme yapmayanlara yine yukarıda aktardığım yöntem uygulanabilir.

Bunları yapmak çok mu zordur? Hayır, aksine çok kolaydır. Fakat ileride işleyeceğim farklı hastalıklarımız olan gereksiz gurur, tembellik gibi özelliklerimiz bu meseleyi çok zor hale getirebilir. İnsanlara gitme, çağırma, ödeme yapmalarını isteme, yapmadıkları takdirde kurum olarak tavır sergileme gibi şeyler gurur yapmayı gerektiren şeyler değildir. Olması gereken şeylerdir. Bunları yaparken eğilip bükülmenize, terlemenize sıkılmanıza gerek yoktur. Normal bir vücut duruşuyla normal bir ses tonuyla ne aşırı ciddi ne fazla mütebessim, uygun şekilde konuşabilirsiniz. Çünkü talebiniz öncelikle kişisel bir talep değil toplum için olan ve haklı bir taleptir. Aslında sizin talep etmenize gerek kalmadan, ilgili Çerkes vatandaşlar bu görevlerini yerine getirmeliler. Bu, onlar için bir görev çünkü. Eğer Çerkes kimliğini kabulleniyor ve sahipleniyorlarsa…

Bir sonraki yazımızda konunun farklı bir boyutunu işleyelim inşallah…

Sayı :

Yayınlanma Tarihi: 2014-04-10 00:00:00