ÇERKESLERİN TOPLUMSAL HASTALIKLARI (2)
Ömer Sinan Aksoy
EKONOMİK HASTALIK
Önceki sayıda, Çerkeslerin gerçekleştirmek istedikleri faaliyetlerin önündeki önemli bir engel olan bütçe problemi ile ilgili tespitler yapmış, aklımız erdiğince çözümler sunmuş ve konunun farklı bir boyutuna değineceğimizi söylemiştik. Kaldığımız yerden devam edelim.
Bana göre Türkiye’li çerkeslerin bütçe probleminin temel sebebi sadece önceki yazımızda dile getirdiğimiz insanlara gitmek, onları çağırmak vb meseleler değildir. Bunların da daha temelinde ve derininde olan önemli konular var bence. 1-2 sene önce, hala hayatta olan ve çerkesler için önemli uğraşlar veren bir büyüğüme bu konularla ilgili bazı sorular yöneltmiştim. Yaşına ve bilgisine olan güvenimden dolayı verdiği cevabın doğru olacağını düşünerek söylüyorum; kendisi çerkeslerde çalışmanın ayıp olduğunu, bu kültürden geldiğimizi, özellikle Kafkasya’da verimli doğa imkanlarının olduğunu ve bundan dolayı çerkeslerin zaten çalışmaya da ihtiyaçlarının olmadığını, her ihtiyaçlarının ellerinin altında olduğunu, problemin bu yaşam tarzının getirdiği alışkanlıktan kaynaklandığını söylemişti. O dönemlerde Kafkasya’da çerkes toplumunun, çalışan bir çerkes gördüklerinde “Kime gösteriş yapıyorsun, nedir bu havanın sebebi? Ne gereği var?” ya da “Şükret biraz. Nedir bu bitmeyen istek?” gibi yaklaşımlar sergilediklerini de eklemişti. Değerlendirilmesi gereken önemli bir tespit olduğunu düşünüyorum.
Yine, hakkı olan bir şeyi istemek dahi, ilginçtir ki zaman zaman çerkes insanı için çok güç olmaktadır. Zengin olmayı istemek ve bunun için çaba harcamak da öyle zannediyorum ki toplumumuzun günümüzde dahi biraz göz ucuyla olumsuz karşıladığı bir meseledir. Mesela bu çabayı gösteren çerkeslere, diğer çerkeslerin “aç gözlü, doyumsuz” yakıştırmalarını yapmaları ihtimal dahilindedir. Gençlerimiz her işi yapmaz. Oysa ki işsizlik söylemine rağmen ülkemizde yapılabilecek pek çok iş vardır. Hatta bu iş ilanlarını zaman zaman çerkesler vermekte ve bazen açıkça çerkes gençlerini iş görüşmesi için beklemektedirler. Buna rağmen çoğu zaman rağbet olmamaktadır. Çerkes gençlerinin, çerkes işverenlerin iş ilanları dışında da ülkemizdeki çok doğal, uygun bazı işleri beğenmedikleri olabilmektedir. Fakat beğendikleri işleri yapmak için de gerekli mücadeleyi göstermenin, bazı işleri beğenmeme tavrından sonra bir gereklilik olduğunun farkında olduklarından emin olmak güç.
Bu yaklaşımlar kültürümüzün ve karakterimizin bir parçası olsa da bilmemiz gereken bir şey var: Bizler artık Kafkasya’da verimli araziler etrafında kendi halinde yaşayan bir toplum değiliz. Dünyanın her tarafına dağıldık. Dünya kapitalist bir dünya. Paranın ve gücün önemli olduğu bir dünya. Bu dünyada var olabilmek için de temel özeliklerimizi kaybetmeden dünyanın bu durumuna ve gidişatına göre kendimize bir yol haritası oluşturmamız gerekir.
Özetle problemin kültürel, toplumsal, karakteristik nedenleri olabileceğini düşünüyor ve bunları çerkes toplumunun kendi içinde değerlendirmesi gerekliliğiyle birlikte, sosyolog, tarihçi, kanaat önderi gibi uzman ve tecrübe sahibi kişilerin bilimsel ve istatistiksel şekilde değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Gelecek sayıda aynı konuya devam etmek üzere bu yazıyı, Malcolm X’in bizim için de çok anlamlı olduğunu düşündüğüm şu sözleriyle noktalamak istiyorum: “Eğer beyaz adamın kendisi için yaptığı şeyi sen kendin için yapmayı beceremiyorsan “ben beyaz adamla eşitim” deme! Eğer onun yaptığı gibi fabrika kuramıyorsan hiç öyle eşitlikten falan bahsetme!”
Sayı : 2014 05
Yayınlanma Tarihi: 2014-05-10 00:00:00