Adıge Diasporasında Alfabe Sorunu (2)
3. ÜÇÜNCÜ FARKLI ANLAYIŞ, TEK SESE TEK SEMBOL ISRARINDAKİ LATİN ALFABESİ KULLANIMLARINDA KENDİSİNİ GÖSTERMEKTEDİR:
Temelde yanlış bir yaklaşım değildir. Aslında problemin nedeni de bunun yokluğundan kaynaklanmaktadır. Üzülerek söylemeliyim ki Adıgece için tamamen yepyeni bir alfabe yapmayacak isek, örneğin Latin, Kiril karışımı gibi, mevcut Latin ve Kiril alfabelerinden tek sese tek harf isteğimiz olamayacaktır. Öyleyse illa da bunu yapacağım diye, farkına varmadan Adıgecenin iskeletini yontmaya gerek yoktur. Bu mantıkla hazırlanmış alfabelerin tamamına saygı duyuyorum ancak bu eksikliklerini gidermek zorundadırlar. 69 seslik bir alfabeyi 42’lere, 32’lere ve hatta sadece Türkçe alfabedeki kadar 29 harflere kadar indirerek Kİ YUKARIDA DEĞİNDİĞİM BUNLARDIR, Adıgeceyi yazmaya çalışmak oldukça eksik bir çalışmadır. Dilimizdeki ses zenginliği Adıgecenin anadil yani dillerin anası olduğunu gösteren dayanaklarımızın başında gelmektedir. Bugün bize kadar ulaşmış ses dünyamızda, tasarrufta bulunmaya hiç birimizin hakkı da yoktur, yetkisi de yoktur. Aksine bundan iftiharla bahsetmemiz gerekmektedir. Dünkü ilk oturumumuzda da ifade edildiği gibi bu seslerin zenginliği bugünkü dünyanın dikkatini Adıgecenin üzerine çekmektedir.
Ekrem Akulgan veya Sedat Alp Hititolog hocalarından birine aitti. Hatırlayamıyorum. “Şupe Şuzı / temiz kadın” şeklinde ki Hititçe yazı beni SHU sesinin reddinden kurtardı.
Çekimli fiile, Geçmiş zaman anlamı katan “ĞE” kelimesinin Khebertay aksanında yok olmuş olması Geçmiş Zaman Kavramı’yla olan felsefi ilişkinin de yok olduğunun farkında bile olamayabiliyoruz. Adıge dilinde geçmiş zaman kavramını ĞE / ГЪЭ uzun A sesine devrilmiş durumda. Oysa GEÇMİŞ kavramının oluşması önemli bir kozmik olay olan yılın tamamlanmasına bağlıdır. Yani 01 OCAK tarihinde başlayan bir yıl, 31 ARALIK tarihinde tamamlanmaktadır. Mevsimlerin değişmesiyle gelişen bu büyük kozmik hadise insanoğlunun kafasında zaman olgusunu oluşturmuştur. Böylece GEÇMİŞ olgusu insanın kafasında şekillenmiştir. ĞO kelimesinin, Zaman anlamını kazanması, her mevsimsel değişimin, gök gürleme sesi olan ĞOOOOO sesinin ardından geliyor olmasıdır. ĞO’lar tamamlandıktan sonra ĞE / YIL geçmiş olmaktadır. Bu geçmiş algısını insanın beynine kazıyan ĞOOO gök gürleme sesi endeksli ĞE / YIL kelimesi GEÇMİŞ ZAMAN kipi olarak kullanılmaktadır. Bu da Türkçedeki anlamda bir ek değil/ bir kelimedir. Öyleyse Quağe / К1УАГЪЭ yerine Quaş / к1уащ şekline çevirdiğiniz zaman dilin felsefi yapısını bozmuş oluruz. Oysaki bugün toparlayıcı olmamız elzemdir. Aynı örneği Quağeş / К1УАГЪЭЩ orijinalliğine getirebildiğimiz zaman mantığımız doğru yolda demektir.
Bir enfes örnekte o pek beğenilmeyen X sesinden olsun. ĞATXE kelimesi birleşik bir sözcük olup ĞE + TXE: YILI YAZMAK şeklindedir. Bilindiği gibi YIL, ilkbahar’da yazılır, öyle değil mi? İlkbaharda ne açarsa yıl odur. X sesini yok edersek kavramının kaybolması durumunda Dil felsefesini nasıl kaybettiğimizin de farkında bile varamayacağız. Bunları dün bilmiyorduk ama çok şükür bugün bilebiliyoruz. Yarın neler öğreneceğimiz ise meçhul…
MEQHAME (MAKAM): Notalı okuma diaspora için neredeyse QH sesi kayboldu. Kelime Araplara mal edildi. Çünkü malımızı tanıyamaz olduk, çünkü QH / (MEZAR kelimesindeki KAF sesi) sesimizi kaybettik. Bir şeyleri kurtarmak adına, bir şeyler kurban etmemeliyiz. Bunu doğru yapamaz isek dille ilgili verilerimiz de yanlış olacaktır.
BİRKAÇ ÖĞRNEK: Bakın sesleri kaybetmekle neler kayboluyor.
ŞAP’E / SHOP, GOÇ / GÖÇ, KHOY/KÖY, ANE / ANA, T’UT’E LİYE / TUTALİYA, (Gazi TIutIe) PE NI KHOSH / PANKUŞ
Yukarıda sayılan bütün bunlar Kiril alfabesi kullanılmadığı için doğuyor. Bunu biliyoruz. Ancak insanlarımızın büyük çoğunluğu internette, günlük yaşamımızda Latin alfabesini kullanmaktadır. Tabirimi bağışlayın, öyleyse biz de çocuklarımıza doğru oyuncaklar vermeliyiz. ADIGECE HERKESİN CİMCİKLEDİĞİ BİR DİL OLMAKTAN ÇIKARILMALI VE HERKESİN DOĞRU KULLANDIĞI BİR DİL HALİNE GETİRİLMELİDİR. BU DA HEPİMİZİN SAMİMİYETİNE, SABRINA VE GAYRETİNE BAĞLIDIR.
4. DİASPORADAKİ LATİN HARF KULLANIMINDAKİ, DEYİM YERİNDEYSE, KEŞMEKEŞLİĞİ AZALTIP LATİN ESASLI YAZINI BİR STANDARTA BAĞLAMA, GEREKSİNİMİN DÖRDÜNCÜ GEREKÇESİ ŞUDUR:
Yeni anayasa çalışmalarında kendi milli adlarımızı kullanmanın önü açılacaktır diye bekliyoruz. Bu da sınıflarımızda, köylerimizde, kimlik ve pasaportlarımızda vb. birçok yerde bize ait olan isimleri nasıl yazacağımız sorunsu doğurmaktadır. Kimliğine Naxho, Natxho, Tsutse, Ghıdze, Shumaf, LhIıshe, Qoqule, KhocIas, Tsey, chumpe, juenıgho, Mexhere Hable, Shıqebexhoy… benzeri daha birçok kelimeyi yazabilmek mümkün olmayacak ya da tamamen herkese göre değişen bir yazı ve herkese göre dönüşen bir telaffuz ortaya çıkacaktır. Türkçedeki 29 harfe ilaveten daha 40 harf bulunmalıdır ki Adıgecedeki ses sayısını tamamlayabilelim.
Beşinci olarak:
Türkiye’de Adıgelerin dışında Lazlar, Rumlar, Kürtler, Osetler, Boşnaklar ve daha birçok toplum Latin alfabesiyle yazdıklarını anlamasak ta okuyabiliyoruz. İnsanlar, bu yolla, zamanla birçok kelimenin anlamını öğrenme fırsatı da bulmuş oluyor. Böylece kelime bulunduğu ortamda saklandığı yerden çıkmış ve sözcük dağarcığımızda yerini almış olacaktır. Bunlar yazamadıklarımız. Aslında tek sesi tek harfle karşıladığımız, anlamını bilmesek bile yazabileceğimiz on binlerce kelimemiz vardır. Bu son derece önemlidir. Çünkü Adıgece kelimelere dolaşım kolaylığı sağlayacak ve kelimelerin yaygınlaşmasının önünü açacaktır. Ezberlenmesini kolaylaşacaktır.
Altıncısı olarak:
Şunu merak ediyorum. Acaba Rusya Federasyonu vatandaşlarına pasaport verirken isim hanelerinde Kiril yazısının altında isimler, neden Latin harflerle ikinci kez yazılmaktadır?
SONUŞ VE ÖNERİ:
1. Adıgece okullarımızda ve üniversitelerimizde öğretilirken, her ne olursa olsun bu gün için kendi alfabesiyle öğretilmelidir.
2. Kaf-Fed başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarımızın katılacağı komisyonlar kurularak arkasında durabileceğimiz Latin alfabesine dayalı bir alfabe hazırlanmalıdır. Boğaziçi üniversitesinin Latin alfabesinin dışında Adıgecenin okutulmasına izin verilmediğini hatırlatmak isterim.
AMAÇ: Diasporada yalan yanlış uçuşan Latin alfabesine dayalı yazılara bir çekidüzen vermek ve bu yalan yanlış yazımlarla Adıgecenin bozulmasına dur demektir. Bu, dilin daha kısa sürede öğrenilmesine, kelimelerin daha kısa sürede ezberlenebilmesine ciddi kazanımlar sağlayacaktır.
Adıge dilinin resmi kurumlarda öğretilmesinde kullanılan alfabe dilin kendi resmi alfabesi olmalıdır. Yani Kiril alfabesi…
3. Benim bir önerim var: Kafkasya’daki Cumhuriyetlerimiz dâhil, tüm kuruluşlarımızı Büyük Adıge Sürgünün 150. Yılı olan 2014 yılının ADIGE DİLİ SEFERBERLİĞİ olarak ilan edilmesini teklif ediyorum.
4. Adıgece “Dilin anlamlı en küçük parçası kök halindeki kelimedir. Seslerde anlam olmaz” şeklindeki linguistic biliminin temel görüşünü bozmaktadır. Adıgecede seslerde anlam vardır. Adıgece orjin dil ve anaerkil dil olmanın bütün özelliklerini göstermektedir. Bu haliyle, Adıge dili insanlığın ortak mirasıdır. İnsanlığı mirasına sahip çıkmaya çağırıyorum.
Sevgili dostlar, ben, en az herkesin ana dilini sevdiği kadar, en az diğer bütün dilleri sevdiğim kadar kendi ana dilimi seviyorum ve her geçen gün onun erimekte olduğunu görüyorum ve her geçen gün onunla erimek istemiyorum. Dil bayrağımın inmesine, dil kalemin yıkılmasına izin vermek istemiyorum. İnsanlık tarihinin mirası olarak bana kadar ulaşmış Adıgecenin benden sonraki kuşaklara ulaşamıyor olmasını kabullenmek istemiyorum. Bu yok oluşa seyirci kalmak istemiyorum. Araplaşmak, Ruslaşmak, İngilizleşmek, Türkleşmek istemiyorum. Yani yok olmak istemiyorum. Bu söylediğim şeylerden de kimseler özel bir anlam, özel bir düşmanlık üretmesin. Demem şudur ki, dilim yoksa milletim de yok. Eğer bu yok oluş gerçekleşecek olursa ki inşallah böyle bir şey gerçekleşmeyecek, dünya daha müreffeh, daha barışçıl ve daha mutlu olmayacaktır.
Derneklerimizdeki Adıgece dil kurslarına, üç – beş kişilik katılımlar bizleri aldatmasın. Okullarımızda, üniversitelerimizde Adıgece okuyacak öğrenci bulmakta zorlanıyoruz. Ben denedim; Latin harfleriyle de Kiril alfabesiyle de ders verdim. Türkiye ortamında özellikle 20 yaşın üzerindeki insanlarımızda, Adıgece dersini Latin harflerle işlediğiniz zaman katılım daha çok ve ders daha verimli, daha uzun süreli olabiliyor. Kiril alfabesiyle verdiğim zaman ise sayı kısa sürede azalıyor. Benim burada bahsettiğim dilin edebiyatı değil, Adıge diline yeniden hayat kazandırılmasının pratiğidir.
Asıl ve önemli olan şey bizim sembollere doğru anlamlar yüklemek, dilin ses yapısını doğru tespit etmek, doğru sesle doru sembolü buluşturmak ve bu sembollerin olabildiğince pratik olmasını sağlamaktır. Bu Kiril alfabesi içinde, Latin alfabesi için de geçerlidir. Geriye yaygınlaştırmak kalır ki benim, insanlarımızın zekâsına ve pratikliğine güvenim tamdır; bunu çok kısa sürede başaracaklardır.
ZI BZEW, ZI XABZEW; ZI GOW, ZI XEKOW TEXHUJI FENESI… SHUEPSEW.
Not: Bu yazı 2013 yılında KAF-FED’in Ankara’da düzenlediği “Uluslararası Adıge Dili Konferansı”nda sunmuş olduğum tebliğin metnidir. Kısa eklemeler ve düzeltmeler yapılmıştır. Bu metin Adıgece olarak ve zamanın sınırlı olması nedeniyle özetlenerek sunulmuştur.
Sayı: 2014 06
Yayınlanma Tarihi: 2014-06-10 00:00:00