10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkalığı Seçim

0
651

Recep Tayyip Erdoğan

Yeni Türkiye Yolunda

Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Vizyon Belgesi”ni açıkladı.
Erdoğan, şunları söyledi:
2000’li yıllarda hakim olan şuydu. Önce devlet sonra millet. Biz geldik bunu tersine çevirdik. Önce millet sonra devlet.
Halkın değişim isteği reddedildi. Görmezden gelindi. Demokrasi, özgürlük, hak isteyenler kimi zaman kanlı şekilde, kimi zaman işkenceyle, zorbalıkla, baskıyla sindirildi. 2000’li yıllara geldiğimizde değişim isteği ertelenemez hale gelmişti. AK Parti 2001 yılında, toplumun değişim arzusunun tezahürü olarak ortaya çıktı.

Demokrasi
Biz demokrasi istedik, hem de herkes için. Herkes için özgürlük istedik. Bu nedenle 12 yıl boyunca reformlar gerçekleştirdik. Her türlü vesayetin karşısında dimdik durduk. Her türlü çeteyle, mafyayla mücadele ettik. Artık millet sandıkta hükümeti kuracak dedik. Pensilvanya’dan idare edilen, Türkiye’yi eski Türkiye’ye döndürmeye çalışan çeteye de eyvallah demedik.
17-25 Aralık darbe girişimi başarılı olsaydı, Yassıada benzeri mahkemede yargılanıyor olacaktık. Tehditlere karşı cesaretle direndik. Kendimiz adına değil ülkemiz adına, geleceğimiz adına bu mücadeleyi verdik. Şurası son derece önemli, sandığa giden yolu biz her zaman açık tuttuk. Bir baskı rejimi halkın önüne sandık getirmez. Özgürlük karşıtı bir hükümet basına bu kadar özgürlük zemini sağlamaz.
TBMM’de kabul edilen yasa, terör meselesinin çözümünde inşallah yeni bir dönemi başlatacaktır. Terör Türkiye’nin can alıcı bir meselesi olmaktan çıkmıştır.

Yeni Türkiye Yolunda
Cumhurbaşkanlığımız süresince, yol haritamız olacak vizyon belgesi “Yeni Türkiye Yolunda” ismini taşıyor. Demokratik yönetim, refah toplumu ve öncü ülke başlıkları bulunuyor. 12 yılda ülkemizin dört alanda dönüşmesine yollar açtık. Demokratikleşme, refah, şehirleşme ve uluslararası ilişkiler.
Artık Türkiye yardım alan değil yardım veren bir ülkedir. Göreve geldiğimizde Türkiye’nin yardım eli, 45 milyon dolardı, şimdi 3,5 milyar dolar.
Türkiye artık kıyafeti veya inancı yüzünden okul ve devlet dairesi kapılarından kovulanların değil, her yaşam tarzının serbestçe yaşandığı ülkedir.

2023 Hedefi
Amacımız 2023 yılında, cumhuriyetimizin yüzüncü yılında şu dört temel hedefe ulaşmaktır. Demokrasiyi daha da geliştirmek, toplumsal refahı yükseltmek, dünyada öncü ülkeler arasında olmak. AK Parti iktidarıyla başlayan yeni Türkiye’yi inşa süreci, cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle en parlak dönemine ulaşacaktır.
Yeni bir anayasa öncelikli gündem maddelerimiz arasındadır. Milletimizin güven duyacağı, güç beklentilerin karşılayacak bir anayasa olmazsa olmazdır.
Etnik, mezhepsel her türlü farklılığı kucaklayan, demokratik bir anlayışın hayata geçirilmesi gerekmektedir. Türk, Kürt, Alevi, Sünni farklı din mensupları arasında ayrım yapmadan 77 milyonun tüm sorunlarını çözmek devletin asli görevidir. 2023 vizyonunda hiç kimsenin kendisini devletin kurumları karşısında ezik, ötelenmiş hissetmediği bir Türkiye tasavvur ediyoruz.
Çözüm süreci için ilgili kurumları yönlendirmeye, bu sürece sahip çıkmak için mesajlar vermeye devam edeceğiz. Sürecin en yakın takipçisi olacağız.
Dini istismar eden örgütlerin, devlet içinde yapılanmasına, paralel yapı kurmasına, devletin gücünü kullanmasına elbette izin verilemez. Demokratik devlet bunun güvencesidir. Devlet din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir.

Yargı
Yargı teşkilatı, hukuka ve adalet idealine uygun yargılamayı sağlayacak bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Vatandaşımızın hak ve hukukunun gözetildiği, güven veren adalet sistemini birlikte gerçekleştireceğiz.
İkinci ana başlık refah toplumu. Ülkemiz bizim iktidarımızda refah devleti haline geldi. Bizden önce G-20 üyesi bir Türkiye yoktur. Türkiye yerini aldı. Genel bütçeden en büyük payı eğitime ayırdık. 2014’te 7 kat artarak 78 milyar liraya yükseldi. Bu süreci daha da güçlendirerek devam edeceğiz.
12 yılda sağlık sektörünü çile sektörü olmaktan çıkardık. İstediğin eczaneden ilaçlarını alabiliyorsun. Vatandaşlarımızın rehin kalma meselesi bitti. Kamu hastanelerini birleştirdik. Aile hekimliğini başlattık. Dev şehir hastanelerini başlattık.
Adalet ve emniyette büyük aşamalar kaydettik. Vatandaşın evinde sokağında güvenle yaşaması için asayişi geliştirdik.

Gençler, Kadınlar
Gençlerimiz bugünün enerjisi yarının güvencesidir. Gençlik ve spor yatırım bütçesini 15 kat arttırdık. Yurt yatak kapasitemizi iki katına çıkardık.
Kadınlar gelecek vizyonumuzun en önemli unsurudur. Seçilmemiz halinde kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi için mücadele edeceğiz. Evlilik anlayışını her türlü olumsuzluktan koruyan, aile bütünlüğünü muhafaza eden politikalar geliştireceğiz.
Sosyal devlet ilkesini güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Milli gelirimizi yaklaşık 4 kat artırdık. Paramızdan altı sıfırı attık. Enflasyon tek haneye düştü. Paramız itibarlı bir para haline geldi.
Merkez Bankası rezervleri 2002’nin sonunda 27,5 milyar dolardı, şimdi 135 milyar dolara ulaşmıştır.
2023 vizyonumuzun ana hedefi, milli gelir bakımından ülkemizin ilk 10 içinde yer almasıdır. Temel hedefimiz, nüfusunu yeterli kaliteli gıdayla besleyen, tarımda ihracatçı konumunu geliştiren, tarım alanında söz sahibi bir ülke olmaktır.
12 yıl önce Türkiye’de havayolundan istifa edenlerin sayısı 34 milyon kişiydi. Şu anda 150 milyon kişiyi aştı. Türkiye’de 26 havaalanı vardı, şimdi 52 havalimanımız var. Batı’nın dudaklarını uçuklatan İstanbul’daki yeni havalimanının temellerini attık.
Türkiye artık uydu geliştiren ülkeler sınıfına da girdi. Bugün kendi uydumuzu, tüfeğimizi helikopterimizi tankımızı savaş gemimizi üretiyoruz.
Bilim ve teknolojiye verdiğimiz destekleri artıracağız. Hedefimiz milli bütçemizin yüzde ikisini bilim sanayi ve teknolojiye ayırmaktır.
En çok ziyaret edilen altıncı ülke konumuna yükseldik. Turizm gelirleri sıralamasında 10’ncu sıraya yerleşti.
Enerji vizyonumuz, nükleer enerjiyi elektrik üretiminde kullanan ve yerli enerji kaynaklarını değerlendiren, israfı, çevresel etkileri asgariye indiren, rekabetçi bir enerji sistemi oluşturmaktır.

***

Selahattin Demirtaş

Yeni Yaşam Radikal Demokrasi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı, cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, izleyeceği yol haritası “Yeni Yaşam Belgesi”ni açıkladı.
Yaşar Kemal ve Adalet Ağaoğlu’ndan gelen mesajların okunması ile başlayan toplantıya katılan Berkin Elvan’ın annesini alkışlatan Demirtaş, “Ne mutlu onlara ki çocukları katledildiğinde, intikam naraları atmadı bu anneler” dedi.
15 dilde selam ile başlayan metin, yeni yaşam çağrısını “radikal bir demokrasi” olarak tanımlıyor.
Demirtaş şunları söyledi:
Türkiye’nin siyasi atmosferinin bu kadar kaotik olduğu bir ortamda ısrarla ve inatla söylememiz gereken barışa ve kardeşliğe dair ne varsa söylemek için buradayım. Cumhurbaşkanı ilk kez halk tarafından seçiliyor. Aday belirleme süreçleri maalesef ki demokratik olmadı. Halk tarafından seçiliyor olması tek başına yetmiyor. Sadece parlamentonun veya 20 milletvekilinin imzası ile aday gösterilme süreci demokratik değildir. Bu bir kez daha seçimin parlamento tarafından onaylanması anlamına gelir. Adayları da asillerin yani halkın seçmesi gerekirdi, vekillerin değil. Kadın aday olmaması da büyük bir talihsizliktir.
AKP’nin adayını bir kişi belirledi. Çatı aday ise daha ‘demokratikti’, iki kişi belirledi. En azından bu antidemokratik ortamda, bizler kendi adaylık sürecimizi mümkün olduğunca ortaklaştırmaya,‘nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz’ tartışması üzerinden isme doğru gittik.
Yarışın kendisi de antidemokratik. Hazineden yardım alanlar var, almayanlar var.

Yeni yaşam çağrısı
Çağrımız Türkiye’deki tüm halkların birlikte, özgürce yepyeni bir yaşam inşa etmeleridir. Türkiye artık yol ayrımında. Ya devlet otoritesini daha da pekiştirecek, ya da radikal demokratik değişimi tercih edecek.
Seçimde 3 aday ama 2 çizgi yarışıyoruz. Bizim çizgimiz neo-liberal düzen içinde tekçi, mezhepçi bir tercihe zorlanmayı reddeden çizgidir. Devletin küçüldüğü, yurttaşın büyüdüğü bir sistemi hedefliyoruz. Devlet tek bir kişiyle yönetilmeyecek. Cumhur meclisleri ile halkın doğrudan yönetime katılmasının önünü açacağız.
Belgeden ana başlıklar:

Farklı meclisler
* Yeni yaşam; etnik, dinsel, cinsel ve sınıfsal ayrımcılığın karşısında sesi duyulmayanın, iktidar sahibi olmayanın, güçsüz kılınanın yanında yeşerecektir.
* “En iyi hükümet en az hükmedendir” şiarına inanıyor, devletin küçüldüğü, yurttaşın ve demokrasinin büyüdüğü bir sistemi hedefliyoruz.
* Kadın, gençlik, engelliler, inanç grupları, farklı kimlik ve kültür grupları, çifti, işçi ve emekçi meclisleri olacak. Türkiye; Milli Güvenlik Kurulu gibi vesayetçi, darbe ürünü yapılarla değil, demokratik kurullarla, güçlendirilmiş yerel yönetimlerle yönetilecek. Devlet Denetleme değil, Halk Denetleme Kurulu olacak.

Kürt sorunu
* Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesiyle eş zamanlı yürüyecek bir süreçtir. Sorun çözüldükçe Türkiye demokratikleşecek, Türkiye demokratikleştikçe çözüm hız kazanacaktır. Farklılıklarımız bizi zayıflatmaz, aksine güçlendirir.

Yeni anayasa
* Türkler, Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Ezidiler, Süryaniler, Keldaniler, Araplar, Çerkesler, Lazlar, Pomaklar, Romanlar, hep birlikte demokratik ulusu oluşturmaktadır.
* Türkiye toplumunun çok etnisiteli, çok kültürlü ve çok inançlı yapılardan oluşan ‘çok kimlikli’ realitesi temel alınarak cinsiyetçi olmayan, ekolojik, eşitlikçi, sosyal ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı vardır.

Diyanet
* Anadilinde ibadet hakkı sağlanmalı, bugüne kadar devletin resmi dinanlayışına hizmet eden Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır.
* Cemevleri ve farklı din ve inançlara ait tüm mekanlar yasal statüye kavuşturulmalı.

Zorunlu din dersleri
* Laik bir sisteme yakışmayan zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Bireylerin dini eğilim ve taleplerine uygun olarak kendi dinlerinde ve seçmeli olarak verilmelidir.

Doğa ve hayvan hakları
* Karnımızı doyuran toprak, kanımızı temizleyen hava, yaşamın kaynağı su ve bu dünyayı paylaştığımız diğer türler.Yaşam hakkı sadece insanlar için geçerli bir hak değildir. Bu gerçeklikten hareketle bütün hayvanların da yaşam hakkını savunmak temel ilkelerimizdendir.

Gençlik
* Kuracağımız ‘Cumhur Meclisleri’ içerisindeki gençlik meclisleri ile siyasetin ve hayatın her alanında gençliğin aktif katılımı sağlanacak ve gençlerin örgütlenmesinin önündeki tüm yasal engeller kaldırılacaktır. Gençlik başa çıkılacak değil, başa çıkarılacak kesimdir.

Çok dilli eğitim
* Anadilde eğitim herkes için bir hak olarak kabul edilmeli, eğitimin tüm aşamalarında resmi dil olan Türkçe’nin öğretilmesinin yanısıra anadilde eğitim görme imkanı sağlanmalıdır.
* Eğitim anadil temelli çok dilli bir yapıya kavuşturulmalıdır. YÖK kaldırılmalı, üniversitelerin akademik ve idari özerklikleri genişletilmelidir.

Kadın, LGBTİ
* Yeni yaşam ancak kadınların öncülüğünde örgütlenebilir. Her toplum kadınların özgürlüğü kadar özgürdür.
* Farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sebebiyle öldürülen, baskı gören, dışlanan LGBTİ bireyler sistem tarafından görmezden geliniyor. LGBTİ’lerin varoluşu suç görülüp, homofobi ve transfobi besleniyor. Yeni yaşamda bütün cinsel kimlikler eşit yurttaşlık haklarıyla, ayrımcılığa uğramadan, hayatın her alanında özgürce onurlu bir varoluş sürdürebilecekler.

Dış politika
* Türkiye yapısal bir dış politika değişikliğine gitmek zorundadır. Askeri vesayet dönemi Türkiye’sinin sorunları görmezden gelen dış politika anlayışının yerine, Osmanlı güzellemeleriyle kurgulanmış, bir bölgesel güç olma hevesinin ağır sonuçları ile karşı karşıyayız.
* Ortadoğu’da kendisini mezhep çatışmasını körüklemek ve IŞİD gibi örgütlerden medet ummakla var etmeye çalışan Türk dış politikası, Batı’da neredeyse askıya alınmış AB’ye üyelik süreci ve duraksamış reformlarla akamete uğramıştır.

İşçiler
* İş cinayetlerinin denetlenmesi, çocuk işçiliğinin önlenmesi, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının yeniden düzenlenmesi için doğrudan müdahil olan, başta güvencesiz çalışanlar olmak üzere tüm emekçilerin sosyal haklarının takipçisi bir cumhurbaşkanlığı hedefliyoruz.

***

Ekmeleddin İhsanoğlu

Sevgi, saygı, dirlik ve birlik 

CHP ve MHP ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu seçim bildirgesini açıkladı. İhsanoğlu konuşmasına Fatiha Suresi’nin mealiyle başladı ve şunları söyledi:
Cumhuriyetimizin en kritik dönemlerinden birinde, cumhurbaşkanının ilk kez vatandaşların oylarıyla belirleneceği bu dönemde, Türkiye’nin 12. cumhurbaşkanı adayı olarak huzurunuzdayım.

Sevgi
Bu çok hassas dönemde seçime giderken, ülkemizin içeride huzurunu korumaya, komşularıyla ihtilaflarını çözmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Ben MHP ve CHP dahil, AKP, HDP, BBP seçmenlerinin tüm Türkiye’nin cumhurbaşkanı adayıyım. Hiçbir partiye diğer partilerden daha yakın veya uzak değilim. Elimde bir avuç tohum var. Bu tohumları ekmek istiyorum. Sevmek istiyorum. Sevgi ekeyim ki sevgi filizlensin. İnsanlarımız kavga etmesin.
28 Şubat’ta gencecik kız çocuklarımıza sıkmabaş diye bağıranlar vardı. Buna karşı dokuz çocuğun yanında durdum, makamım elimden alındı. Okuma hakkının ellerinden alınmasına izin veremezdim.
Ali İsmail Korkmaz da onlardan biriydi. Onun da tüm kaybettiğimiz canların da ruhu şad olsun. Elbette her yerde her zaman demokratik gösterileri suiistimal etmeye çalışan gruplar olacaktır. Devletin görevi sapla samanı ayırmaktır.
Bu ülkeyi üçe beşe bölmekle, her fırsatta ikilik çıkartmakla siyaset yapılır belki ama devlet yönetilemez. Analar bu çocukları doğuruyor, yemiyor içmiyor büyütüyor. Gençlerimiz çok kıymetli, tüm gençlerimiz hepsi çok kıymetli.
Kadınlarımız da çok kıymetli. Ama ne yazık ki kadınlarımız ne siyasette ne de istihdamda hak ettikleri noktalara gelebilmişlerdir. Çocuk gelinlerde dünyaüçüncüsüyüz. Cinayetlerde de üst sıradayız. Çocuklarımızın katil olmayacağı, kimsenin kimsenin canına kast etmeyeceği bir Türkiye hayal ediyorum.

Saygı
Ekeceğimizi diğer tohum saygıdır. Üslupta saygı.
Bağımsız yargı, bir suç iddiasıyla ilgili hükmünü bildirmedikçe, böyle bir hükmü vermek, yargısız infaz demektir. Maalesef ülkemizde yargısız infazları görüyoruz. Herkesin herkesle ilgili peşin bir hükmü var, düşünceler kamplaşıyor. Saygısızlık tarafların hepsini üzer, zarar verir. Cumhurbaşkanı seçilirsem derin yaralar almış, hatta neredeyse kangren haline dönüşmüş bu ilişkileri saygı çerçevesinde iyileştirmek için çalışacağım.
Hükümleri hukuk versin, hukuka herkes güvensin, hiç kimse adaletten üstün değildir. Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir. O halde adalete saygılı, muhalefete saygılı, farklı görüşlere sahip olanlara saygılı olmalı. Hükümete saygılı, toplumun her kesimine saygılı olmak için bu tarlaya saygı ekmemiz gerekecek. Saygı ekmek için verin elinizi.

Dirlik
Ekeceğimiz diğer tohum da dirlik. Dirlik bir insanın sağlığı, huzuru, güveni demektir. Fertleri dirlik içinde bir toplum, topyekün dirlik içindedir. Oysa çoğumuz borçluyuz. Hem devlet, hem millet borçlu. Zenginin borcu olabilir, ama onun çocuklarının eğitimi aksamaz, sofrada bal kaymak eksik olmaz. Ya fakirin borcu? Ödenemez biçimde kredi kartı borcu içinde. Bu borcu ödemek için vatandaşlarımız yemelerinden içmelerinden kesiyorlar. Köylü, memur, esnaf, işçi işsiz. Nereye gitsem duyduğum tek şey bu faizli borçlu halidir.
Diyeceksiniz ki cumhurbaşkanlığı icra makamı değildir. Evet, icra yetkisi yoktur ama icrayla el ele vererek, çağrı yaparak, yetkisini ve pozisyonunu kullanarak yol gösterir.Cumhurbaşkanları yol yapmaz ama yol gösterir. Türkiye’nin en yoksul kesimini bir basamak yukarı çıkartmak, çok büyük bir siyasi mutabakat meselesidir. Zordur ama imkansız değildir. El ele verirsek bu sosyal yaraya çözüm üretiriz.
Hürriyet, demokraside şarttır. Hürriyet olmazsa demokrasi olmaz, demokrasi olmazsa hürriyet olmaz. Hürriyet havasını keserseniz o ülke nefessiz kalır. İstatistiklerde görüyorsunuz. Türkiye 2000 yılında dünyanın 18., 2014’te 19. ülkesi. 14 yılda geldiğimiz yer burasıdır. Yani gerilemiş. Gelirimiz artmış mı artmış, ama herkesin geliri artmış mı?
Gençler kahve köşelerinde ömür tüketiyorlar. Gençlerin aklını bilime, sanayiye kanalize etmeliyiz. Dünyanın gittiği yer patenttir, bilimdir, matematiktir. Bunlara dikkat etmezsek, düne göre iyi oluruz belki ama rakiplerimize göre iyi olur muyuz, esas soru bu. Biz şimdiye kadar tek bir Nobel kazandık, o da Orhan Pamuk sayesinde. Bilimde, tıpta, fizikte, kimyada Nobel kazanamadık. Bizimle yarışan ülkeler bunu başardı. Hindistan ve Çin’den bahsetmeyeceğim. Mısır’dan, Pakistan’dan bahsedeceğim. 80’li yıllarda Pakistan’dan fizik, 15 yıl önce Mısır’dan kimya ödülünü alan çıktı. Türkiye’nin bu hedefe ulaşması için çalışması lazım.

Birlik
Son tohum sevgi, saygı ve dirlikten sonra, birlik tohumudur. Birlikte yaşama kültürüne herkesten daha fazla sahip bir milletiz. Yıllardır ortak acılarımız devam ediyor. Suriye’de yaşanan trajediye, Soma’da açgözlü kapitalist anlayışın faturasına, rehin alınanvatandaşlarımıza, ölen her bir cana ortak olarak üzülüyoruz. Ama çok uzun zamandır hep birlikte sevinemiyoruz. Barajlarımız, tüp geçitlerimiz, yollarımız hepimizin vergisiyle yapılıyor. Ama bunun için bile ortak bir sevincimiz olmuyor.
Dış dünyaya gelince, Atatürk’ün sözünü her yere yazıyoruz; “Yurtta sulh, cihanda sulh.” Uygulamada ne kadar başarılı olduk? Atatürk en akılcı çözümleri üreten bir liderdi. Şu anda yaşasaydı, Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar’da barış ve refah için temelini atmıştı.
Bu koca coğrafyada, mezhep ve milliyet savaşlarıyla despotluk, kibir mi üretilecek? Yoksa laik demokratik bir biçimde el ele mi vereceğiz? Barış mı kazanacak, savaş mı kazanacak? Birlik mi kazanacak, ayrışma mı? Ben birlikten yanayım.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz