Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Oubykh Nal İzinde Ağustos 2014

Sabres of Paradise…

Kitap, cennet ile cehennem kavramlarını bilmeden geçti elime…
Aldığım ilk kitap olduğu için, anlatacağım hikayesini…

Doksan üç senesinden öncesi…
Evvelden duran kitaplar, dergiler bir yana…
O zamanlar, ne çıkarsa topluyorum, zaten çıkan ne var ki…
Tek tük…

Britanya’nın İngiltere denen kısmı…
Hatta Kent kısmısı biraz…
Orada bir sahil kasabası…
Adı, Folkestone…

‘Boğaziçi’ değil, ‘Channel Tunnel’ yok daha…
Şimdi olsa, Orient Express geçer, her ikisinden…

Brighton’a, bir nefes almaya gidiş…
Gel ile git zamanları, gel ile git yerleri…

Dalganın gelip gittiği gibi…
Benim de gelip gittiğim zamanlar…

Demir Leydi’nin ölümden döndüğü otel burada…
Denize nazır, sahilde otel…

Bir sokak arasında, arkasında eski bir kitapçı…

Elimi atıyorum…
Gelen ilk kitap, Sabres of Paradise…
Sözlük var elimde, öğreniyorum hemen ne demek…

İlki; Kılıç…
İkincisi; Cennet…
Demiştim, cennet ile cehennemi bilmediğim dönemler…
Kıldan ince, kılıçtan keskin olduğunu bilmediğim dönemler aynı zamanda…

Ne kadar diyorum on beş pound…
Öğrenci adamın vereceği değil bu para…

Çıkıyorum, denize giren ‘pier’ üstünde alıyorum soluğu…

Yetmiyor…
Brighton…
Folkestone…
İstanbul…

Kurt bu…
Girdiğini kemiriyor…

Haber ettim…
Kitabı alın…
Cennetten geldi kitap…
Kılıç gibi keskin olan kitabın sayfalarıymış meğerse…

Ciltli…
O zamanlar pek olmazdı…
Şömizli…

Çok az resimli…

İlk aldığım oldu, meşakkatli oldu aldığım bu kitap…

Cennetin Kılıçları…
Kötü bir baskı ile çıktı…

Aldım gönülsüzce…
İyi yapıştırılmamış…
Sayfa sayfa parçalandı, dağıldı o kötü baskısı…

Cennetin Kılıçları…
Sabres of Paradise…

İçinde az resim…
Kılıçların arasında resim…

Hepsi cennete gitti…
Hepsi cennete kılıçla gittiler…

Kitabı okuyan, kitabı yazan, kitabı getiren…

Sayfaları arasında resmi olanlar…
Sayfaları arasında hikayesi anlatılanlar…

Teker teker gittiler…
Anıları kitap oldu…
Ciltli, şömizli…
Dilerim, aynı kitap bir daha düşmez ikinci ele…
İkisi de bende…

Yazarın Diğer Yazıları

Çocuklar için masallar…

Çocuklar için masallar... Belki hiç bir çocuğa masal anlatmadı, belki anlattı ama biz bilmiyoruz... Sadece o zamanın değil, tüm zamanların anlattı masallar... Yasin ve Yaşar gibi... Hulusi’nin istediği...

Bir bardak esmer çay

Çayhane... Nuridin’i görüyorum, içeriye girelim diyorum ama vaktimiz yok... Akşam saatlerinde ancak vakit buluyoruz, içeri girdiğimde Nuridin’i göremiyorum... Dün sabah öğrendiğim şarkı sözü geliyor: ‘İki yüzlü olanlar...

Notadan notaya…

Dıjın Curey… Babası kadar kitabı yok henüz… ‘Diasporada Abhaz Adige Müzik Folkloru’ Sihirli Flüt ve Mozart ne kadar birlikte hatırlanıyorsa Dıjın ve Kafkasya da o kadar...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img