Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Hatokşıkuey Hikâyeleri (*)

Karmoka Muhamed, Adıge halkının güzel sözlerinden biri olan, “eskiyi öv, yeniyi seç” derken Hatokşıkuey Hikâyeleri’ni doğup büyüdüğü yöredeki yaşlılardan dinlemişti.
“Tam bir asır yaşayan ikinci asra da adım atabilen Dudar Laliy’den gençliğimde dinlediğim, ayrıca diğer büyüklerimce de sık sık dile getirilen hikâyeleri derleyip yazmaya çalıştım.” Onun dinledikleri Adıge halkının yaşamı, kültürü, sözlü tarihiydi. Bu öykülerde Adıgelerin geçmişte yaşadığı ve hala yaşanılan pek çok gelenekler vardı.Karmoka Muhamed’in öykülerinin konusu geçmiş halk yaşantısının içerisindeki gerçek yaşamdan ve halkın eskiden beri yaşadığı pek çok kesitten oluşmuş ve yazar onları edebiyat diliyle gözler önüne sermiştir.
Hatokşıkuey Hikâyeleri’ni, Kıp Mahmut Aydemir, dostlarından aldığı yardım ve katkılarla Türkçe’ye çevirmiş. Tarihsel kökleri derinlere dayanan Adıge halkının uzak geçmişinden aldığı yaşam izleklerinin ve edindikleri binlerce güzel geleneklerin, halkın kahramanlıklarının, fedakârlıklarının, toplumsal değer yargılarının öykülerini enince ayrıntılarına dek bu öykülerde seçmek mümkün. Okuyucu halkın yaşadığı kesitlere ve geleneklere dair pek çok olaylarla karşılaşıyor. Adıge halkının kültürünü, geleneklerini, yaşam biçimlerini, yemeklerini, adetlerini, kadın erkek ilişkilerini, yaşlılarının deneyimlerinin aktarılmasını, savaşlarını, yiğitliklerini, kahramanlık öykülerini, çıkarsız, yalın, sade, karşılıksız yardımlaşma ve dayanışmaları ile onlara ait daha pek çok konuyu, bir halkın -Adıgelerin- yaşamının öykülere yansıtılmış, edebiyatlaştırılmış halidir Hatokşıkuey Hikâyeleri. Adıgey coğrafyasındaki köylerin, akarsuların, dağların güzellikleri ve Adıge halkının yaşamı içerisindeki güzelliklerdir anlatılan. Hem bir halka ait insani olan değerlerinin kaybolup gitmemesi, hem de bir coğrafyaya ait doğal güzelliklerin yaşamla buluşmasıdır Hatokşıkuey Hikâyeleri. Buluşma ikisinin birleşmesinden kaynaklı geleneksel yaşam ve kültürel değerlerinyeniyle kaynaşması, insanı etkilemesi ve eğitmesidir.
Adıge halkının komşuları olan Ruslarla, Kırımlılarla, Nogay Tatarlarıyla, Kazaklarla ilişkileri ve topraklarını korumak için verdikleri kavgaları ve Adıge delikanlılarının, genç kızlarının Kırım’a sürülmeleri karşısında, önderlerinin toplanıp çareler araması, sorunlarının çözümüne, çözüm yöntemlerine yönelik öykülerdir anlatılanlar. Kafkas-Rus savaşlarına karşı mücadele eden halkın bir yandan da Osmanlılar tarafından himaye gören, korunan, desteklenen Kırım Hanlarının Adıgelere uyguladıkları haraç, saldırı ve baskınlara karşı duruşlarının, direnişlerinin yaşam içerisindeki yerleridir anlatılan hikâyeler. Kırım Hanları ile Osmanlı Sultanlarının ellerindeki üstün silahlarla kendi topraklarına yönelik saldırılardan kurtulmanın mücadelelerinin öyküleridir. Adıge halkının önderleri olan Thamadelerin zeki, bilge davranışlarıyla; iyi, güzel, hoş ahlaklarıyla halk içerisinde sevilmelerinin yerleri konumları ve halkın arasında karşılaştıkları, gördükleri ilgi ve tutumlarıdır anlatılan öyküler.
Doğup büyüdükleri köylerinden, yerlerinden uzaklarda olsalar da Adıgelerin halkına ve toprağına, köyüne karşı besledikleri niyetleri şu şekilde anlatmaktadır Karmoka öykülerinde: “Niyetin önemli. Artık burada oturmuyor olsan da köyünü unutmadığın ve kalbinde ona hizmet ettiğin için teşekkür ederim. Senin onur verdiğin güzelleştirdiğin eski köyünde bunu karşılıksız bırakmaz. Sana söyleyeceğim şu: Hatokşıkuey’in hikâyeleri pek çoktur. (…) Yiğitlik her zaman yiğitliktir. Yiğitliğe sahip olmayana onu veremezsin. Sahip olandan da zorla alamazsın.” Adıge Thamadelerinin, Adıge halkının büyüklerinin bu tecrübe dolu sözleri onların yaşamlarında vardı zaten. Ve tam imrenilecek mertlikti, karşılıksız, çıkarsız bir yaşamdı. Onlarınki o zamanlarda da öykülerine konu ettikleri bu zamanlarda da yaşamlarıydı.
Adıge halkının yaşamında at önemli bir yer tutar. Doğada ata sevdalıdırlar sanki Adıgeler. Onun bakımını Adıgelerden daha iyi yapan bir millet yoktur. İncitmezler onlar atlarını hiçbir zaman. At Adıgenin yoldaşıdır. İyi bir at doğada gelebilecek kötülükleri ve tehlikeleri sahibinden önce sezer. Adıgeler arasında eskiden at hırsızının ve çalıntı at ahırlarının bulunmadığı yer bulmak olanaksızdı. Hatta köyün ünü, at hırsızının becerisiyle orantılıydı. At hırsızına din de, töre de karşı çıkıyor ve taşıyabileceği kadar da günah yüklüyorlardı. Buna rağmen çoğu ona inanıyor ve güveniyordu. Ufak tefek şeylerle uğraşmadan sadece işini yürüten at hırsızı, hiçbir zaman ve hiçbir halde insanı ortada bırakmaz. Doğruyu söylemek gerekirse, yiğitliği, cesareti olamayan, hiçbir zaman yeterince iyi at hırsızı olamaz. Yiğit ve mert olan da hiçbir zaman sadece at hırsızı olarak yaşamaz. Daha anlaşılır biçimde söylersek; yiğitliği göstermenin işaretlerinden birisiydi at hırsızlığı.
Adıgeler her zaman kadın ve yaşlılarına önem verirler. Saygılı, sevecen ve naziktiler kadınlara karşı. Karmoka Muhamed’in Hatokşıkuey Hikâyeleri’nde Adıge yaşlılarıyla ilgili anlattıkları ilginçtir: “Şu anda üç yaşlıyı görüyor gibiyim. ‘Yaşlılıkta güzellik yoktur’ deseler de bu üç yaşlı ne kadar da güzeldi. Giydikleri birbirine benzer. Adıge giysileri, taktıkları kama, güzel kemer ve yumuşak kalpakları ile seçkindiler. Üçünün de Adıge erkeğini gösterişli kılan çok güzel bıyıkları vardı. Sağda oturan, (…) uzun ince kavalıyla melodinin en güzelini ustalıkla çalıyordu. Ortada oturan (…) şimdi adını bile bilemediğimiz çatal mızıkasının gergin tellerinde parmaklarıyla dans ediyordu. Solda oturan (…) elindeki şıkepşınesiyle Baksan’ın serin rüzgârıyla tempo tutuyordu.”
Adıgeler arasında ozan, şarkıcı ve oyuncuların yerlerinin her zaman ne kadar önemli olduğunu bilmeyen Adıge yoktur. Adıge ülkesinde her hangi bir diyarda herhangi bir kutlama, bir düğün varsa mutlaka orada ülkenin en saygın sanatçıları, ozanları yetenekleriyle topluluğu yönlendirir coştururlardı. Adıgeler arasında voredler, çeşitli konularda halkı eğlendiren bilmeceler, oyunlar, değerlendirmeler, söyleşiler bu usta ozan ve şairler tarafından gerçekleştirilirdi.
(*) Hatokşıkuey Hikâyeleri, Karmoka Muhamed
Çeviren, Kıp Mahmut Aydemir. Eko Matbaası, İstanbul.

Yazarın Diğer Yazıları

Bilir misiniz siz sürgünün acısını? Çerkeslerde sürgün edebiyatı

Sürgün aileleri bölmüştü. Kardeş kardeşi kaybetmişti. Nice ölümleri, acıları yaşayan halk; yurt, toprak, sıla, gurbet özlemlerini, sevdalarını, kavgalarını ağıtlarını, ezgilerini (wored’lerini-ğıbze’lerini) dile getiren öyküleri;...

Sürgün; başka topraklarda yaşam

Halk topraklarından kopartılmış, çaresiz bırakılmıştı. Çerkesler için bundan sonra acılı günler başlayacak, halkın çok büyük kısmı hayatlarını başka topraklarda geçireceklerdi. 1864 Mayıs’ında, Çarlık, toplu...

Dün Çarlğın, bugün RF’nin son kalesi; Stavropol Kray

  Kuzey Kafkasya’da yedi cumhuriyetin beşiyle sınır komşusu olan ve tarihi Kafkasya topraklarını da kapsayan Rusya Federasyonu (RF) içerisinde Stavropol Krayı, daha 1777’lerde Rus Çarlık...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img