Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), çocuklarının zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden zarar gördüklerini belirten 14 kişinin başvurusuyla, 16 Eylül’de kamuoyuna yansıyan kararında, “Türkiye, daha fazla geciktirmeden, ailelerin dini ve felsefi inançlarını açıklamak zorunda bırakılmadıkları bir muafiyet sistemi gibi, sorunun giderilmesine dönük imkanları ortaya koymak zorundadır” tespitiyle Türkiye’yi uyardı.
Karar, 2014-2015 eğitim yılında gittikçe artan Alevi öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirildiğine yönelik şikayetlerin arttığı bir dönemde geldi. Başvuruculardan Mansur Yalçın, Yüksel Polat ve Hasan Kılıç, uygulamayla inanç özgürlüğüne dair AİHS’nin 9. maddesiyle birlikte, “ayrımcılık yasağı” ilkesiyle ilgili 14. maddenin de çiğnendiğini savundular.
Türkiye’den yargıç Işıl Karakaş’ın de hazır bulunduğu oturumda AİHM, Türkiye eğitim sisteminin ailelerin inançlarına saygı bakımından hala uygun bir zemine oturtulmadığının altını çizdi. Başvurular herhangi bir tazminat tutarı bildirmediklerinden AİHM de, tazminat ödenmesine hükmetmedi. Ayrıca, başvurunun “inanç özgürlüğü” ve “ayrımcılık yasağı” kısmını ayrıca incelemeye gerek olmadığına karar verdi. Ancak AİHM, kararlarının uygulanmasının zorunluluğuna dair 46. maddesiyle ilgili Türkiye’yi uyardı: “Türkiye, daha fazla geciktirmeden, ailelerin dini ve felsefi inançlarını açıklamak zorunda bırakılmadıkları bir muafiyet sistemi gibi, sorunun giderilmesine dönük imkanları ortaya koymak zorundadır”.