Bayram Namazı

0
444

İki namaz daima karıştırılır. Birincisi bayram namazı, ikincisi cenaze namazı. İkisini de kırk yılın bir başı kılarsınız ki cemaatin çoğu aynı durumdadır ama kimse kimseye çaktırmaz.
Elleri nereye sallayacağın, ne zaman rukuya eğileceğin, ne zaman selam vereceğin karışıktır. İmam da beynamaz cemaatin bu durumunu bilir, hafiften durumu anlatır ama anlayana aşk olsun.
Hele benim gibi camiye sık uğramayanlar için durum bazen içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
Bizim evde bayram namazının başta babam olmak üzere büyük önemi vardır. Babam cemaatin ön saflarına oturacak, hafiften kafasını arkaya doğru çevirince, komünist oğlu da dahil olmak üzere üç oğlunu yanyana görmez ise o bayram zehir olur.
Biz üç oğul bunu bildiğimiz için bayram sabahı annemin: “Kalkın babanız camiye gitti bile” sözleri ile apartopar yataktan fırlar, büyük ağabeyim abdestini alır, arkasından ben. Namaz vaktine  zaman kalmamışsa  küçük olana “yahu yürü nasıl olsa yer kalmayacak, dışarda kalacağız, boş ver abdesti” kıkırdanmaları, küçük kardeşiminde sinirli söylenmeleri ile koşarak camiye giderdik. Serde baba korkusu var yetişmek lazım.
Yine böyle bir bayram sabahı biz üç kardeş camiye geç kaldık. Koştur koştur gittik ki içerisi dolu, avlu dolu. Caminin dışında üç kişinin yan yana sığacağı kadar uzunca bir balkonun boş olduğunu gördük. Caminin dış duvarına paralel uzanıyordu. Hemen koştuk, üç kardeş oraya diz çöktük.
Ancak bir şeyi hesaplamamıştık.
Gelen arkamıza çöktü, gelen arkamıza çöktü derken arkamızda koca bir cemaat oluştu. Sol tarafımız duvar, sağ tarafımız bahçe, imamın sesini zinhar duyamıyoruz.
Yani, kopya çekecek kimse yok. Arkada cemaat, kaldık ortada.
Kalktık ayağa, uyduk imama dedik ama uyacak imam içerde, sesi de gelmiyor, bizde de zerre kadar bayram namazı bilgisi yok. Dönüp arkaya millet ne yapıyor ona da bakamıyoruz.
El hasıl-ı kelam; ağabeyim yatıyor, kardeşim kalkıyor, ben ne yana döneceğimi şaşırmışım, kafamı hafif çevirip cemaate baktım ki arkamızdaki cemaat bize uyacağız diye alt üst olmuş, onlar da yatıp kalkıp duruyor.
Namaz bize bir ömür gibi geldi.
Nihayet “esselamun aleyküm” sesini duyar duymaz sağa sola selam verdik, namazı bitirdik. Cemaat arkamızdan homurdanmaya başlamıştı ki içerden hocanın dua sesleri ile homurtular biraz azaldı.
Biz üç kardeş, kafamızı hiç yerden ayırmadan, huşu içinde tüm cemaatin camiyi terk etmesini uzun süre bekledikten sonra eve gelebilmiştik.
Bu üç kardeşin her bayram namazının vukuatla sonuçlandığını bilen annem yine bizi tebessümle kapıda karşılamıştı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz