3 Ekim’de Adıgey Cumhuriyeti Milli Müzesi’nde geleneksel Adıge altın nakış sanatını çağımıza aktarmayı hedefleyen ‘Zamanın Canlı Bağlantıları’ adlı sergi açıldı.
Altın nakış sanatı, insanlığın en zarif sanatlarından biridir. Ulusal dekoratif sanatlar yüzyıllar boyunca Çerkeslerin yaşamında önemli bir yer tuttu. Bu duruma kanıt niteliğindeki bilgilere, 10. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar uzanan dönemde Kafkasya’yı ziyaret eden Rus ve yabancı bilimadamlarının ve gezginlerin günlüklerinde ve anılarında rastlıyoruz.
Çerkeslerde özellikle dikkat çekici olan, kordonlar ve altın-gümüş ipliklerle şekillendirilmiş malzemeyle altın sırmanın ahenkli birleşimidir. Tüm bu unsurların kullanımı kıyafet dekorasyonunda detaylarıyla düşünülmüş, bu da diğer ulusların nakış sanatından farklı belirli bir tarz oluşturmuştur. Her ne kadar bu güzel kreasyonlar yapılmışsa da, eski sanatçıların isimleri korunamadı, buna rağmen kaybolmayan harika tasarımlar 19. yüzyılın sonları, 20. yüzyılın başlarında keşfedilmiştir. Bu eserler Adıgey Cumhuriyeti Milli Müzesi koleksiyonlarında muhafaza edilmektedir.
Modern sanatçılardan Safa Paneş, “Bu el sanatının sürekliliğini korumak ve modern altın nakış sanatının geliştirilmesini sağlamanın yolu, sanatın eski ustalarının sırlarına vakıf olabilmektir” diyor.
Safa Paneş kendi orijinal kompozisyonunu düzenledi, düzenlediği bu süslemeler nakış sanatına bireysel yorum ve ulusal kimlik kazandırdı. Safa’nın çalışmaları boyut ve şekil yönünden mükemmellikleriyle ayırt ediliyor. Safa’nın performansı hediyelik eşya ve özgün kadın kostümleri alanında hayranlık yaratacak türden.
Halk Kültürü Geliştirme Merkezi çalışanı olarak Safa Paneş, altın nakışının sırlarını ve inceliklerini kız öğrencilerine aktarıyor. Atajokhova Sayhat, Carimok Zuryet, Çurmış Ruzanna, Çiç Fatima, Khot Svetlana, Gumova Larisa… Altın nakış sanatının Adıgeler arasında sürekliliğinin ve geliştirilmesinin yolu, daha fazla yetenekli insanın keşfedilmesi prensibine dayanıyor.
(odnoklassniki.ru)
Çeviri: Tsıba Ceyhun