Yamçı Dans Grubu’nun Qafe’siydi Beşgür, çok özleyeceğiz.
Hey Nart çocuğu
Meşelerin gölgesinde
Nart bahçesinde
Nart’ça yaşa!
***
Dayıma,
Bir gün sana senin için yazı yazacağımı söyleseydim; ne çok gülerdin eminim. Bir gün içim parçalanarak bu yazıyı yazacağımı bilseydim daha o günden başlardım ağlamaya, eminim.
Dayım… Koca yürekli kahramanım benim…
Gözlerine yerleşen o hüznü silebilmek için bir tek care bulabilseydik eğer, dünyanın öbür ucundan tutup getirirdim, getirirdik. Hüzünle savaşılamıyormuş, meğer… Yetemedik…
Hayat şimdi ne yavaş akıyor, oysa bir sene ne çabuk geçti. Zaman ne zalimmiş meğer… Bilemedik.
Herşey yarım, herşey eksik, herşey durgun şimdi. Benim kadar sen de küs müsündür acaba? Yoksa sen affettin mi alacaklı olduğumuz o güneşi? Beş meşe gölgesi teselli olur mu dersin?
Karma’dayız çoğu kez rüyamda. Vakit epeyce geç, elinde kadehin, birlikte boyadığımız sarı duvarın önünde… Arka fonda bir kafe çalıyor usul usul, hazin. Gözlerin hep çok uzaklarda, Gitme diyorum, ‘olmaz’ diyorsun. Sen kafana koyduğunu yaparsın. Biliyorum. İçimde tarifsiz bir hasret, daha uykumda başlıyor kalbim ağrımaya. Uyanıyorum gerçek daha da keskin. Her yere önce sen gidersin zaten hep, biz arkandan geliriz, adetindir. Biliyorum.
Canım Beşgür…
Kahramanım, çocuk bakışlı dayım…
Hoşçakal oralarda şimdilik iki gözüm…
Buluşacağız nasılsa… Biliyorum.
Nemis Çiçek Topal
***
Faruk Amca,
Babam hep ne kadar güzel dansettiğini anlatırdı, uzaklara gittiğini söyledi. Gittiğin yerde çok güzel meşe palamutları varmış, 2 tohumunu getirdi eve. Biri kendisi, diğeri benim için. Bahçeye ektik onları, uzaklara giden kedimiz Bim’in başucuna. Her gün gidip su veriyoruz onlara, büyürlerse belki bize dönersin diye, büyümezlerse biz sana geliriz diye…
Sirla Güler
***
‘Bağlarbaşı Ruhu’ denen zamanlarda tanışmıştık. Eski fotoğraflarımıza baktığımda gördüğüm ışıldayan yüzlerimiz sanırım hep eşlik etti hayatta hepimize. Bundan sonra da bizimlesin Faruk Beşgür. ‘Hocam’ diye başlayıp anlatırdın ya, ben de sana ‘Hocam, hayatı da ölümü de karşılayışın Çerkes’ceydi’ demek istiyorum. Çok üzgünüm. Işıklar içinde ol.
Birgül Hızal
***
Azimli ve yaşam dolu bir abimiz, büyüğümüzdün. Zamansız terkedişin, bizleri derinden yaraladı. Biz seni sevenler senin aziz hatıranı elimizden geldiğince yaşatacağız. Mekanın cennet olsun.
Nart Çetaw
***
Gençliğimizde tanıdığımız dostlar, aradan görüşemediğimiz yıllar geçse de dost olarak kalıyorlar bizim yaşımızdakiler için… Hele de sonraki yıllarımızda ortak amaçlar ve keyifler paylaşabilmişsek.
Gitmekte acele ettin Beşgür, oysa daha yapacağın çok şey vardı. Yüreğimizin, yitirdiklerimize ayırdığımız köşesinde yerini aldın. Toprağına yıldızlar yağsın.
Seda Berzeg
***
Dans etmek adeta soluk almak gibiydi senin için, son zamanlarda bundan uzak kalışın acıydı yeterince,
Bu yersiz, bu vakitsiz gidişine nasıl eyvallah diyeyim be abi? Söz ama söz, buluşacağımız an geldiğinde sen dans ederken yine en çok benim alkışlarımın sesini duyacaksın.
Hayrettin Güler
***
Daha yapacağımız, diyeceğimiz birçok şey vardı arkadaşım. Boğazımda kocaman bir yumru, yüreğimde devasa bir yangın bıraktı gidişin.
Yamçı’nın boynu bükük kaldı. Söz vermiştin oysa, dünyanın tüm meydanlarında Qafe oynayacaktık. Qafe ezgileri hep seni hatırlatacak bana. Yeni bir koreografi hazırla şimdi, buluşacağız çünkü.
Serap Canbek
***
Hayatta geç tanıdığım için üzüldüğüm nadir insanlardandır.
Her zaman güleryüzlü, sakin ve karşısındakini kırmayan lakin dediğini de yaptıran, adam gibi adam, Çerkes gibi bir Çerkesti Faruk.
İnşallah mekanı cennet olur bence şimdi orada Yamçı’nın ilk adımlarını da atmaya başlamıştır.
Güle güle sana iyi adam
Güle güle güle sana koca Çerkes
Cüneyt Özen
***
Çocukluğumuzda tanıştık, Şımga’nın ilk adımlarını sen göstermiştin bana, sonra araya uzun seneler girdi, Yamçı’ya başladığım ilk gün seni gördüm, o yıllar önce bıraktığım sıcak ve içten gülüşünle sarıp sarmaladın beni. Dostluğun ve fedakarlığın için binlerce teşekkürler, sonsuza kadar unutmayacağım seni sevgili Faruk, ışıklar içinde yat arkadaşım.
Fatma Özdemir
***
Sevmiştik seni be Faruk abi, hastalığını öğrendiğimizde üzüldük. Trabzon’dan yaban mersini reçeli getirtmiştim sana… “Gözlerimin bulanıklığına çok iyi geldi, yürümem değişti” diyerek sevindirmiştin. Sonra “hangi toprakta iyi yetişir, Latince isimleri neler diye araştırıp bu işe başlayalım” demiştin. Olmadı be abi, bundan sonra ne zaman yaban mersini söz konusu olsa seni hatırlayacağım.
Nazım Örki
***
Gençlik yıllarında tanıdığım dostluğuna inandığım ve güvendiğim arkadaşım Faruk.
Zeka dolu bakışların, sıcak gülüşün, yaptığın muzipliklerin gönlümüzde yer etti. Hayatı istediğin gibi yaşadın. Hırstan, ihtirastan uzak! Sakin, huzurlu, mutlu ve umutlu…
Eminim ki, bir gün bir yerlerde karşılaştığımızda arkadaşlığımız ve dostluğumuz kaldığı yerden aynen devam edecek.
Gönlümüzdesin, sevgiyle kal.
Fulya Sarıgül
***
Bağlarbaşı’ndaki Yamçı’nın altında, Heybeliada’daki yeldeğirmeninin gölgesinde, Taksim’deki yılbaşında, Mühendishane’deki milonganın müziklerinde, her yerde ayak izlerin, muzip gülüşün, sıcak bakışların vardı, var olacak. Sen bu dünyadan alacaklı olarak gidenlerdensin. Birkaç “qafe”, bir Buika daha, birkaç gülücük, birkaç saat borçlu ne kadar dostun var arkada. Senin peşini bırakmayacağız. Bir gün bir yerde koskoca bir “ŞIMGA”da buluşmak dileğiyle. Sevgiyle kal.
Mine Bağ
***
İçimi/içimizi acıttın Beşgür.
Bu acıyla yaşamaya da alışırız bir şekilde.
Yaşadıklarımız ve yaşamayı planladıklarımız bir hayli birikmiş.. Belli ki birlikteliğimiz sürecek. Sürmeli zaten.
“Başımda bir de meşe” demiş miydin bilmiyorum ama sevgili Okan’ın işaret ettiği gibi şimdi öyle bir yerdesin. Xase’yi kurar Çerkeslerin hali pür-melalini konuşmaya devam edersin. Meşe ağaçları bize fısıldayacaktır..
Yaşar Güven
***
En kısa zamanda bize katılmanı beklerken seni zamansız kaybetmek bana büyük
acı verdi. Hasta yatağında bile bir an önce başlayın, zaman kaybetmeyin demiştin.
Sözünü tutacağız ve sen hep bizimle olacaksın.Nur içinde yat FARUK…
Muammer Tekin
***
Şimdi yattığın o sonsuz karanlıkta, ardında bıraktığın dostlukların aydınlığı sarsın seni. Huzur içinde uyu sevgili arkadaşım.
A. Kadir Polat
***