Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

İnsan Hakları Haftası’nda KAFFED Konferansı

14-15 Aralık günleri Ankara’da KAFFED’in (Kafkas dernekleri Federasyonu) düzenlediği ‘’ Sürgünün 150. Yılında Çerkeslerin Durumu Ve Geleceği’’ diye özetlenecek konuşmaların yapıldığı toplantıdaydım. Yoğun, ilgili, sabırlı ve bir kısmı da inatla sonuna kadar kalan dinleyiciler, konuşmacılar kadar takdire değerdi doğrusu. Hemen hemen her kesimden insanlar vardı. Kadın dinleyici sayısı biraz düşük olsa da, gençlerin yoğun ilgisi toplantıyı orta yaş üstü kuşak ( dinazorlar) toplantısı görüntüsünden kurtardı diyebiliriz. Hayli sayıda konuşmacı davet edilmiş olmalı ki, konuşmacı sayısı da çoktu. İki gün dört oturum şeklinde planlanmış. Konuşmacıların çokluğu nedeniyle zaman sarkmaları gibi aksaklıklar nedeniyle son oturumlarda sorunlar yaşandıysa da, başarılı oldu denilebilir. Başarısı bir etkinlik olarak düzenlenmişse doğru da, konuşmalarda yapılan belirleme ve önerileri KAFFED not almışsa değerlendirip hayata taşırsa, faydalı da oldu denilebilir. Aksi halde yorgunluk üretmiş ‘’bir etkinlik’’ olarak kalır.

Hatta ya Nart dergisinin kitap eki şeklinde ya da tek başına kitaplaştırılarak yayınlanırsa daha çok insana da ulaşmış olur sanırım sanırım.

İki günlük etkinlikte diaspora Çerkesleri ve Anavatan ile ilgili sorunlar konuşuldu. Daha geniş zamanlı ve daha az konuşmacı olsa idi daha iyi olacaktı. Ancak, yine de farklı ve önemli konular bir çok yönüyle konuşuldu. Yavaş yavaş kendi sorunlarımızı konuşmaya başladık dersek haksızlık etmiş olmam sanırım.

İlk gün, üç siyasi partiden milletvekillerinin (biraz verilen görev gereğiymiş gibi) çekingen konuşmalarından sonra, ismi bilinen akademisyenlerin akademik konuşmaları ilgiyle izlendi.Yine ilk gün farklı sivil toplum örgütlerinin azınlık hakları ve kimlik temel eksenli konuşmaları sık sık alkışlarla kesildi. İkinci gün birçok Çerkes platformları ve çağrılan bireylere ayrılmış. Daha içeriden, daha biz bize ve daha samimi konuşmalar da ciddi ilgi gördü. Eğer tekrarı ya da benzeri toplantılar yapılacaksa, çağrılı kişi azaltılırsa ve yeterli zaman da verilirse daha iyi ve daha üretken olur gibi. Öte yandan, Anavatandan çağrılanların diasporadan dönenlerle sınırlı olması; Anavatanda doğmuş ve orada yaşayan farklı akademisyen ya da bireylerin çağrılmamış olması, hâla sorunlarımızı ve çözümlerini bir bütün halinde görmediğimiz ve düşünmediğimiz duygusunu yarattı. Keşke birkaç konuşmacı davet edilseymiş diye eksikliğini ben şahsen hissettim…

En çok Çerkeslerin kimlik sorununu, politik kimlik, var oluş biçimi olarak kimlik; hatta üst ve alt kimler olarak toplumun genel yapısına kadar ayrıntılı konuşuldu. Anavatana göç ve nüfus sorunu en çok dikkat çekilen konulardan olurken; kent yaşamında kimliklerin korunma sorunu, anadil sorunu da önemle konuşuldu diyebiliriz. Politikada Çerkesler olarak fark edilir olmak, dikkate alınma algısını yaratmak, ulusal ya da uluslar arasında ‘’lobi’’ oluşturmanın önemi, sürgün ve soykırımın uluslararası platformlara güçlü şekilde taşımak gibi dikkatte değer konular konuşulup öneriler yapıldı.

Bu tür toplanmaların doğası gereği uzun zamandır karşılaşmayan eski dostlar karşılaştı. Çay ve yemek molalarında küçük ya da yarım daireler oluşturarak yoğun sohbet ve kulisler yapıldı. Herkes memnun gibiydi. Ben de uzun zamandır görmediğim eski dostlarımı gördüm, sosyal medyadan tanıdıklarımın bir kısmıyla dostluk reel dünyaya taşınmış oldu. Maraş Çerkes Derneği’nin bir otobüs dolusu gelmiş olmaları beni duygulandırdı. Maraş Çerkes Derneği’ni kuruluşundan itibaren bildiğim için, oradaki hareketliliğe bakarsak, yeniden seçilen başkanın da isabetli karar olduğunun göstergesi gibi…Bu arada Feridun Yıldız ve kibar eşinin bizi Mülkiyeliler’e davet edip ağırlamasındaki nezaketinden de söz etmeden geçmemeliyim.

Sonuç olarak, biraz karmaşık da olsa kendi sorunlarımıza çözüm arayışları, fikir alışverişleri, ortak toplumsal kaygı ve endişelerimizi konuştuğumuz, paylaştığımız bir hafta sonu geçirdik diyebilirim.Yılbaşı öncesi pazartesi sabah Nalçik’teyim… Kürkçü dükkanında…

Yazarın Diğer Yazıları

ХЬащlэщ Уаршэр Mayıs 2017

Kış gitmeden yaz geldi dağın hareminde doğan çocuklar dağın eteğine gömüldüler acıyı soğutur diye sığınmıştık dağlara yaşadıkça yalınlaştı acılarımız nemini bulunca yumuşar sanarak çok uzun bekledik toprağın devrilmesini aklımızı tütsüleyip ceylan...

ХЬащlэщ Уаршэр Nisan 2017

Derin Narkoz Koyu narkoz altındayım Göğsüme bıçak değdi açık yaralarım var Onca uğraşan usta parmaklar Kaldıramadı kalbimdeki yaramın kabuğunu Gözlerim kapatıldı. Göz kapaklarım dikilip Uzun bir rüyaya yatırlıdım. (yatırıldım) Beklemedeyiz Bana...

Bir Balkaristan’ımız eksikti! Bela, geliyorum diyor

Biz diaspora Adigeleri, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti dendiği zaman, Balkarlar açısından yönetimdeki statükoyu ve içeriğini çok anlayabiliyor değiliz. Kafkasya… Burası Adige yurdudur. Bilinen en eski tarihten...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img