Seyfo’nun 100. yılı için kampanya (SABRO Aylık Gazete Aralık 2014)

0
425

1915 Soykırımı (Seyfo)’nun 100. yılı için uluslararası alanda büyük bir çalışma başlatan Süryaniler, yapılacak bu çalışmaların organizasyonu, takibi ve geliştirilmesi için bir komite kurdular.

Süryanilerin yaşadığı hemen her ülkede bağlı bulunan alt komiteler aracılığıyla çalışma yürütecek olan bu komite ilk iş olarak, dünya ülkelerine Seyfo’nun tanınması için çağrıda bulunan bir mektup kampanyası başlatıyor.

Başlatılan bu kampanya çerçevesinde birçok Devlet Başkanı, Hükümet yetkilisi ve Sivil Toplum Kuruluşu’na mektuplar gönderilerek, Sevfo’nun tanınması için çağrı yapılıyor.

Süryani Ortodoks Kilisesi tarafından kurulan ve benzer çalışmalar yapacak olan Seyfo Komitesi ile de ortak çalışmalar yapacak olan bu komitede yer alan yöneticiler, özellikle uluslararası alanda geliştirilecek ilişki ve yapılacak çalışmalarla Seyfo’yu gündeme getireceklerini söylediler.

Kurulan komite ve bu komitenin yapacağı çalışmalar hakkında görüşlerine başvurduğumuz E. Beth Malke kurulan komitenin hem Diasporada hem de ülkede çalışma yürüteceğini söyledikten sonra; “Oluşturduğumuz 3 kişilik komite daha çok planlamayı yapacak ve koordinasyonu sağlayacak. Çalışmalar daha çok ülkelerde oluşturulan bu komitenin alt komiteleri yapacak. Tabi yapılacak bütün çalışmalar da ülkelerde bulunan kurumlarımızla koordineli bir şekilde yapılmaya çalışılacak” dedi.

Beth Malke,1915 Soykırımı’nın yaşandığı topraklarda da bir dizi çalışma yürütecek olan Seyfo Komitesi’nin başlattığı kampanya konusunda ise şunları söyledi; “Bildiğiniz gibi 1915 yılında Süryanilerin yaşadığı soykırım pek fazla bilinmiyor. Bu soykırım daha çok bir Ermeni Soykırımı olarak biliniyor ve dolayısıyla Süryanilerin neler yaşadığından pek fazla kimsenin haberi yok. Biz önce var olan bu eksikliği ortadan kaldırmaya çalışacağız. Gerçi geçtiğimiz son 20 yıl içerisinde yapılan çalışmalarla belli bir gelişme kaydedildi ama yetersizdir. Bu nedenle 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşananları Soykırım olarak tanımlayan devletlerin birçoğu 1915 Soykırımı’nı bir Ermeni Soykırımı olarak tanıdı. Bu yüzden biz de ilk olarak bu eksikliği gidermek için bir kampanya başlattık”.

Başlatılan kampanya için hazırlanan mektupta; Mezopotamya uygarlıklarının en kadim halkı olan Süryanilerin, 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve yerel işbirlikçileri eliyle soykırıma uğratıldığı, yapılan bu soykırımda 500 bin Süryani katledilmesinin yanında, başta kadın ve çocuklar olmak üzere binlerce insanın zorla Müslümanlaştırıldığı, Süryanilere ait kilise, manastır, eğitim merkezi ve daha birçok kurumun yakılıp yıkıldığı, birçok Süryani yerleşim biriminin etnik temizliğe uğratıldığı ve Süryanilere ait mal- mülk ile bütün zenginliklerin gasp edildiği belirtildikten sonra yaşanan travmaya dikkat çekiliyor ve taleplerde bulunuluyor.

Dünyanın değişik ülke devlet başkanlarına, hükümet ve sivil toplum kuruluşlarına gönderilecek olan mektuplarda; 1915 Süryani Soykırımı (Seyfo)’nun resmen tanınması ve günümüzde Süryaniler üzerinde devam eden katliam, gasp ve vatansızlaştırma zihniyetinin durdurulması için çaba sarf edilmesi talep edilmektedir.

Görüşlerine başvurduğumuz, kampanyayı başlatan Süryani Seyfo Komitesi yetkilisi Beth Malke, bu kampanyadaki amaçlarının dünya kamuoyunun dikkatini Süryanilerin günümüzde yaşadıklarına dikkat çekmek olduğunu belirttikten sonra; “Soykırım ne şekilde yapılırsa yapılsın kesinlikle insanlık dışı bir eylemdir ve kesinlikle müsamaha edilemez. Elbette soykırımı yaşayan her halk çok büyük dramlarla karşılaşır. Ama bizim yaşadıklarımız çok daha farklı. Çünkü biz 1915’te sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yaşayan halkımızın 2/3’ünü kaybetmekle kalmadık. Osmanlı İmparatorluğu’nun yerine kurulan devletlerde uygulanan baskı ve inkâr politikalarıyla bu soykırım bugüne kadar da devam ettirilmek istendi. Kurulan bu ülkeler halkımızın kimliğini yok sayarken insanlarımıza da her türlü baskıyı reva gördüler” dedi.

Beth Malke, bugüne kadar yaşananların gündeme getirilmemesi, suçluların ortaya çıkarılmaması ve işlenen suçların hesabı sorulmaması nedeniyle, bölgedeki kötü niyetli bütün güçlerin daha fazla suç işlediğini dile getirdikten sonra, “Bakın günümüzde büt ü n meden i dünyanın karşı çıktığını söylediği vahşi IŞİD çeteleri, Irak’ın Ninova bölgesinde, benzer yöntemlerle, hepimizin gözü önünde Süryani ve diğer halklara bir soykırım uyguluyor ve bu neredeyse yanına kar kalıyor. Ama eğer geçmişte işlenen suçlar ortaya konulup suçlular cezalandırılsaydı, hiç kimse bugün benzer şeyleri yapma cesaretine sahip olmazdı. Bu yüzden 1915 Soykırımı’nın kabul edilmesi ve yarattığı tahribatın bir şekilde giderilmesi gerekmektedir” dedi ve “eğer bugünün sorunlarını çözüm istiyorsak, geçmişte üstü örtülen ve yok sayılan sorunların çözülmesi gerektiğini” söyledi.

Daha önce İsveç Parlamentosu ile birkaç yerel parlamentonun Süryani Soykırımı’nı tanıdığını; Fransa, Avustralya, Belçika, Ermenistan ve Yunanistan’da Süryani Soykırım anıtı yapıldığını hatırlatan Beth Malke, 1915 Soykırımı sonrasında yaşanan göçler nedeniyle dünyanın değişik ülkelerine giden Süryanilerin bu ülkelerde oluşturdukları kurumlarla koordineli bir şekilde yürütülecek olan bu kampanyanın büyük bir ses getireceğine ve Seyfo’yu henüz resmi olarak tanımayan birçok devletin bu konuda tavır değiştireceğine inandığını söyledi.

Binlerce yıl önce üzerinde yaşamaya başladıkları topraklarda güvenli bir gelecek kurmak için bütün bu çalışmaları yaptıklarını dile getiren Beth Malke, “Bizim kimseden istediğimiz fazla bir şey yok. Kimseye herhangi bir haksızlıkta bulunmak istemiyoruz. Bizim istediğimiz tek şey, uzun bir tarih boyunca büyük bir emekle yarattığımız değerlerle zenginleşen topraklarımızda komşularımızla birlikte barış içinde yaşamak. Ama bunu yapabilmek için hepimizin geçmişimizle hesaplaşmamız gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Türkiye ve Avrupa’daki Süryani Kurum temsilcileri, başlatılan bu kampanyayı desteklediklerini ve üzerlerine düşen katkıyı sunacaklarını söylediler. Bugüne kadar Seyfo konusunda birçok çalışma yürüttüklerini söyleyen İsviçre Süryani Dernekler Federasyonu yöneticisi İ. Bandır, bu kampanyada da aktif bir şekilde yer alacaklarını dile getirdi. Bandır; “Bugün Seyfo hepimizin davası haline geldi. Dolayısıyla ayrı ayrı çalışma yürütmek yerine ortak bir çalışma daha fazla ses getirir ve sonuca ulaşır. Bu yüzden de bu kampanyada aktif olarak yer alacağız” dedi.

Geçmişte işlenen suçların hesabı sorulmadığı için günümüzde birçok acı yaşandığını hatırlatan Brüksel’deki Bethnahrin Halk Evi yöneticisi M. Yalçın ise, “Benim ailem, 1915 soykırımı sonrasında Turabdin’den Suriye’ye göç etti. Yaşanan baskılar nedeniyle daha sonra oradan da Belçika’ya geldi. Anlayacağınız ben bugün yüz yıl önce yaşananlar yüzünden ülkemden uzakta yaşamak zorunda kalıyorum ve bu durumun bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyorum” dedikten sonra, yaşananların 100 yıl sonra da olsa görülebilmesi ve mağduriyetlerin ortadan kaldırılması için böyle bir çalışmada yer alacaklarını söyledi.

Adını açıklamak istemeyen Türkiye’deki bir Süryani köy muhtarı da yapılan çalışmadan haberdar olduklarını söyledikten sonra, “Kurulan komiteden ve yapılacak çalışmalardan elbette haberimiz var ve destekliyoruz. Aslında bizim bugün kendi topraklarımızdaki durumumuz her şeyi açıklıyor ama maalesef hiç kimse görmek istemiyor. Bilinen nedenlerle bizim Türkiye’de fazla bir nüfusumuz kalmadı. Dolayısıyla hiç kimse bizi ciddiye almak ve sesimize kulak vermek istemiyor. Ama biz yapılan haksızlıkları ortaya koymaya çalışmaya devam edeceğiz. Seyfo konusunda da ilk kez geçen sene Turabdin’de kendi imkânlarımızla bir etkinlik yaptık. Ama bu sene yapılacak ortak çalışmalarla galiba durum biraz daha farklı olacak” dedi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz