Metin Kılıç (HDP Milletvekili Aday Adayı): “HDP Çerkeslere ‘Talepleriniz taleplerimizdir’ diyor”

0
607

-Neden HDP aday adayısınız?

-Neden HDP sorunuzun cevabını HDP parti programı yanıtlıyor aslında. “Etnik kimliği, kültürü dili ve diniyle tek tip Türk milleti dayatmalarına karşı çoğul farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal yaşamı, özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye hedefini savunduğu” için HDP. Emeğin ve ezilenlerin kurtuluşu için özgür, barış ve adalet için mücadele eden güçlerin birliğinden oluşan bir parti olduğu için HDP. Tüm bunların yanı sıra Çerkes halkının farklı yapıları tarafından ifade edilen taleplerini sahiplenen, “talepleriniz bizim de talebimizdir” diyen ve halkların arasına Çerkes halkını da davet eden tek parti olduğu için HDP.

Biliyorsunuz Jıneps’ten arkadaşların da içinde bulunduğu bir grup Çerkes aydınının imzalayarak ifade ettiği talepler bunlardan birisidir. HDP’nin bu taleplerin tamamının arkasında durduğu için HDP. Yine aynı paralelde Çerkes halkının en örgütlü yapısı Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) yayınlamış olduğu “Türkiye Çerkeslerinin Demokratik Talepleri” başlığı altında yayınladığı taleplerin tamamına sahip çıktığı için HDP. Bildiğiniz gibi KAFFED’in düzenlediği ve parti temsilcilerini davet ettiği konferansta bu taleplerin arkasında durulacağı ve tamamını kendi talepleri olarak kabul eden tek parti HDP oldu. Eş Başkan Yardımcısı Alp Altınörs tarafından açıklıkla ifade edildi.

HDP ile kuruluşundan itibaren yakın ilişkiler içerisindebirisi olarak bu yaklaşımların sergileneceğini, HDP’nin Türkiye halklarının ve Çerkeslerin taleplerini sahipleneceğini zaten biliyordum. HDP seçimler öncesinde de Çerkesler ile ilgili açıklamaları vardı. 21 Mayıs sürgün ve soykırımı anma günümüzde “Çerkes halkının acısı acımızdır” diye başlayan ve içi çok dolu açıklamalar yaptılar. Yazılı olarak basın ile paylaşıldığı gibi Selahattin Demirtaş, grup toplantısında yaptığı konuşmada Çerkes soykırım ve sürgününü andıklarını, Çerkeslerin acılarını paylaştıklarını, taleplerinin kendi talepleri de olduğunu ifade etti. Tabi bunların sıradan seçim politikası olduğunu, sözde kalacağını düşünmemek gerekir. Uzun bir tartışma sürecinin, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), HDP süreçlerinin parti programı olarak yazılı hale gelmiş düşüncelerin sözlü ifadeleridir. Bu ifadelerin, bu ilkelerin hepsi parti programında mevcuttur.

Kısacası halkların kendi renklerini, inanç gruplarının kattığı değerleri zenginlik olarak kabul edip bu zenginliğin artarak devamı için elinden geleni yapacağını, hem eylemlerinde hem de söylemlerinde gösterdiği için HDP’den aday adayıyım. Çerkes halkının kimliğine ve kültürüne dair taleplerini rahatlıkla ifade edebileceğim ve her zeminde savunma fırsatı bulabileceğime inandığım için HDP’den aday adayıyım. Bu halkın bir ferdi olarak, halkımın sorunlarını diğer halklar ve inanç gruplarından güç alarak aşmak, bana en doğru yöntem göründüğü için HDP’den aday adayıyım. Tabi ki güç katmak, diğer halkların, ezilenlerin, yok sayılanların yanında olmak için HDP’den aday adayıyım.

-Diğer partileri veya bağımsız adaylığı neden düşünmediniz? Diğer partilerden Çerkes aday adaylığını ve bağımsız adaylığı değerlendirir misiniz?

-Jıneps’in manşetinde de söylediği gibi bu seçimler Çerkesler için milat olmalı. 2015 seçimlerine Çerkeslerin bu ciddiyetle yaklaşıp, aynı ciddiyetle konumlanması gerekiyor. Bir grup arkadaşla bunu yaptığımıza inanıyorum. Bahsettiğim ciddiyet, parti programlarından, ilkelerden, ilişki içinde olunan parti ile karşılıklı bütün bunlarda hemfikir olmaktan geçer. Bunları yaptık. Çerkes halkının taleplerini karşılamayacak bir partiden aday adayı olmak sadece etnik kökeni Çerkes olan birisinin milletvekili olması demektir. Diğer partilerdeki Çerkes aday adaylarının durumu biraz bu şekildedir. Parlamento’ya gittiklerinde “halklar”, “Çerkes halkı”, “halkımın talebi” gibi cümleleri dahi kurmalarına, bağlı oldukları partinin en başta tüzüğü izin vermeyecek. Hiçbirinin parti programında bu yok. Çerkeslerin anadilde eğitim talebi var örneğin. Diğer partilerden milletvekili olsanız da seçildiğiniz parti anadilde eğitime karşı ise yapacağınız bir şey yok, orada olmanızın da anlamı yok. Eşit yurttaşlığı, anadilde eğitimi, kimlik ve kültürlerin bırakın anayasal güvence altına alınmasını, ifade edilmesini bölücülük olarak algılayan partilerden seçilmiş olmanız bir şey ifade etmez. Siz etnik kökeni Çerkes olan ancak anadilde eğitimi savunamayan, eşit yurttaşlık diyemeyen herhangi bir milletvekili olursunuz.

Ben herhangi bir partiden herhangi bir milletvekili olmak için uğraşmıyorum. Parti programında eşit yurttaşlığa, anadilde eğitime, halkların kültürel varlığını anayasal güvenceye almaya kararlı ve bunu programı ile deklere etmiş, kendimi ve halkımın sorunlarını rahatlıkla ifade edebileceğim ve partimin gücünü arkamda hissedeceğim HDP’den aday adayıyım. Diğerpartilerdeki Çerkesa day adaylarının Çerkesliği emin olun “birlik ve bütünlük” hamasetine, tekçi zihniyete, “aslında hepimiz Türküz, ayrımcılık yapmayalım” gibi anlamsız ilkesizliklere kurban gidecek. Diğer partilerden aday adayı olanlar bunu benim kadar iyi biliyorlar aslında, ancak neden kendilerini ifade edemeyecekleri partilerden aday adayı oluyorlar anlamış değilim. Bağımsız aday olan arkadaşlara gelince, onların ifade özgürlüğü diğerlerine göre daha geniş ancak bir boşluğa konuşuyorsanız onunda kıymeti yok. Çerkeslerin dağınık konumu nedeni ile herhangi bir yerden bağımsız aday çıkarma şansları olmadığı ortada. Kaldı ki bağımsız aday çıkarmada en şanslı olan Kürtler dahi artık halklarla bağ kurmak, bu anlamda bağımlı olmak iradesini gösteriyorlar. Bu noktada Çerkeslerin bağımsız aday olarak çıkmaları veya bağımsız adayı desteklemeleri hiç gerçekçi gelmiyor bana. Önemli olan parti içerisinde düşüncenizi özgürce ifade edebilmenizdir.

-Gazete yayınlandığında muhtemelen netleşecektir ama soralım yine de, aday adaylığından adaylığa geçebileceğinizi düşünüyor musunuz?

-HDP’nin Çerkes aday olarak görmek istediği insan, Çerkes halkının sorunlarının, örgütlerinin içinden gelen, halkını tanıyan ve birlikte çalışabilecekleri siyasi düzeyde olan birisidir. Bu anlamda şansımın yüksek olduğunu düşünüyorum. HDP kuruluşundan itibaren bileşenlerini, halkları, halkların aktivistlerini çok daha iyi tanır oldu. Bu süreçler içerisinde yer almış biri olarak HDP ile birlikteliğim uzun süreye dayanmaktadır. Bunun üzerine doğuştan Çerkesliğimi de eklediğinizde adaylık konusunda bir sıkıntı yaşamayacağımı düşünüyorum.

-HDP %10 barajı aşar mı? Aşamazsa HDP ne yapar, siz ne yaparsınız?

-HDP %10 barajını aşar. Neden aşabileceği burada uzun uzun anlatılabilir ancak kısaca söylersek, bu ülkede ekolojiyi, kadını, emekçiyi, eşitliği, gençliği, halkları, renkliliği, özgürlükçü bir yaşam biçimini destekleyecek bir %10 muhakkak çıkacaktır. Hatta %10’un üzerine çıkacaktır. Barajı aşamayacağı ise kasıtlı çıkarılan söylentilerden ibarettir. HDP’ye oy vermeyecek olanlar dahi bu gerçeği görmektedirler ve göreceksiniz HDP’yi uzaktan izleyenler cesur olup, cesaretle sandıkta son anda HDP’ye oy verecekler.

%10 barajının aşılmaması, halkın sizi temsilcisi olarak görmek istediği gerçeğini değiştirmez. %10 barajı aşılmasa da HDP’li adaylar, halkları ile inanç grupları ile birlikte çalışmaya devam edecektir. Hiçbir şeyin sonu değildir. Halklar, inanç grupları, yok sayılanlar var olmaya devam ettikçe temsilcileri olarak gördükleri adaylar çalışmaya devam edeceklerdir. Benim için de durum aynıdır. Çerkes halkının örgütleri içerisinde yer almaya, halkımın taleplerini her platformda dillendirmeye, benim gibi düşünen tüm halklarla birlikte mücadele etme iradesini göstermeye devam edeceğim.

-Mecliste Çerkes kimliğinizle yer alırsanız, HDP içinde nasıl bir siyaset izleyeceksiniz? HDP tüzük ve ilkeleri nettir, özelde Çerkes kimliği özelindedir sorumuz.

-Galiba ilk yapacağım, meclis kürsüsünden dünyanın dört bir yanına savrulmuş halkımı anadilimle selamlamak olacaktır.

Çerkes kimliğimle HDP’nin içerisinde bulunmam Çerkes halkının içe kapanık durumunu biraz olsun değiştirme fırsatı verecektir. HDP tüzüğünün 2. maddesi “Türkiye’de yaşayan tüm halkların eşit haklara dayalı demokratik temelli siyasal hak taleplerinin tanınması; başta anadilinde eğitim hakkının tanınması gelmek üzere kimlik ve kültürlerinin korunması ve geliştirilmesi yönünde gerekli mücadeleyi yürüteceği” ifadesi yer almaktadır. Bu çizgide bir partinin içerisinde Çerkes Halkının taleplerine yoğunlaşmak çok daha kolay olacaktır. Çerkes halkı kendisini Türkiye halklarına ve dünyaya anlatma şansı bulacaktır. TBMM’de Çerkes olarak bulunmak sadece Türkiye Çerkes diasporası için değil, tüm dünyaya savrulmuş Çerkesler için de önemlidir. Suriye’de savaş koşullarında mağdur kalmış Çerkeslerden, Rusya Federasyonu’nun anti-demokratik uygulamalarına maruz kalmış Çerkeslere kadar tüm sorunları dile getirme fırsatımız olacak. Anadilini öğrenmek isteyen Çerkes çocuklarının ders kitaplarından, yaşlılarımızın sözlü edebiyatına kadar geniş bir yelpazede yapılacak çalışmaların önünü açmak için çalışma şansımız olacak. Çerkeslerin anavatanı Çerkesya ile ilişkilerinin olması gereken koşullarda sürmesi, çifte vatandaşlık hakkının verilmesi, sürgün ve soykırımın tanınması başlıca çalışma alanlarım olacak. Birçok Çerkes örgütü tarafından dile getirilmiş olan Çerkes taleplerinin tamamını kabullenerek kendi talepleri saydığını ifade eden HDP içerisinde tüm bunları yerine getirme şansımız çok daha yüksektir.

-Okuyucularımıza mesajınız?

-Son olarak Jıneps gazetesinin tüm çalışanlarına ilgi ve desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Türkiye’de siyasetin kodları değişmektedir. Millet-i sadıka, millet-i hakime anlayışı bitmek üzeredir. Hakim olanlar ve sadık olanlar zihniyetinden eşit yurttaşlık ilkelerine doğru ilerlenmektedir. Eşit yurttaşlığı savunmak, Çerkes halkının önüne “sizde mi bölücüsünüz?” diye getirilecektir. Bu anti-propagandalara kanmasınlar. Eşitlikten, farklılıkların birlikteliğinden ve bütünlükten yana olduğumuzu unutmasınlar. “Size kucak açtık” diye başlayan söylemlere dair unutmasınlar ki Anadolu’da 150 yıldır kurtuluş mücadelesinde yer almış, vergisini ödemiş, dikilen ağacından, yaşanan ortak acılara kadar Türk, Kürt, Laz, Boşnak bütün halklarla aynı kaderi bu topraklarda paylaşmış Çerkeslerin eşit yurttaşlık temelli siyaset yapmaları, haklarını savunmaları, kendilerini ifade etmeleri en doğal haklarıdır.

Haziran seçimlerinin tüm Anadolu halklarına, bütün inanç gruplarına, Lazına, Çerkesine, Kürdüne, Türküne, emekçisine, yok sayılanına hayırlı olmasını diler, tekrar teşekkür ederim.


Metin Kılıç

Bilecik, Bozüyük, Çerkes Çetmi (Daha sonra adı Yeni Çepni olarak değiştirildi) köyü doğumluyum. Çocukluğumun ilk yılları Ankara’da geçti. 1968 yılında babamın işi dolayısıyla Bursa’ya yerleştik. İlk ve orta öğretimimi Bursa’da tamamladım. Endüstri Meslek Lisesi Elektrik Bölümü mezunuyum. Lise öğrenimimden sonra1,5 yıl kadar bir otomobil fabrikasında çalıştım. Daha sonra yüksek öğrenim için Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okuluna devam ettim. Ancak 12 Eylül sürecinde eğitimimi yarım bırakmak zorunda kaldım.

Lise yıllarımda Bursa Kuzey Kafkas Derneği’nde folklor çalışmalarına katılmak suretiyle ilk Çerkes yapılanmaları içerisinde yer almaya başladım. Sonrasında gençlik kolları ve yönetim kurullarında görev yaptım. Şu anda Kafkas Dernekleri Federasyonu’nda (Kaffed) GüneyMarmara Derneklerinin temsilcisi olarak yer almakta ve Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Ayrıca Kaffed’in Adıgey Çalışma Grubu koordinatörlüğünü de yürütmeye çalışıyorum.

Lise yıllarımın sonlarında devrimci hareketle tanışma imkânım oldu. 12 Eylül’e kadar Bursa ve Ankara’da geçen süreç sonrası (12 Eylül’den kısa bir süre sonra) zorunluluklardan dolayı İstanbul’da yaşamaya başladım. 1983 yılına kadar mücadelem İstanbul’da sürdü. 1983 yılının ilk ayında İstanbul’da tutuklandım. 3 yıl Metris cezaevinde tutuklu kaldım. O dönemdeki tüm mücadelenin ve direnişlerin içinde bulundum. Dönemin tüm sıkıntılarını yaşadım. (Açlık grevleri, ölüm oruçları, tek tip elbiseye karşı direnişler, yasaklar, işkenceler…). Tahliyemden sonra salıverilmeden askere alındım. Askerlik sonrası Bursa’ya döndüm. Tekrar Çerkes toplumu içerisindeki çalışmalarımı sürdürmeye devam ettim.

26 yıllık evliyim. Eşim Abhaz kökenlidir, bir oğlumuz ve bir kızımız var. Her ikisi de Kaffed’in sağlamış olduğu imkânlarla Anavatan Kafkasya’da, Kabardey- Balkar Cumhuriyeti başkenti Nalçik’te üniversite eğitimlerini sürdürmekteler. Eşim ve ben Halkların Demokratik Kongresi sürecinin başından itibaren çalışmaların içerisinde yer aldık. Eşim halen HDP Parti Meclisi üyesi, ben de HDP Bursa Nilüfer ilçesinde yönetici olarak çalışmalara devam ediyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz