Bir toplumun 100 yıllık mücadelesinin en acı, en yitik, en yalnız günü…
Sürgünün, sembolik bir hal alan tarihinin üzerinden geçen 151 yıl…
Öyle ki herkes tarafından bilinir veyahut bilinmelidir ki 1864 öncesinde de, sonrasında da devam etmiştir sürgün. Koca bir halk sürgüne, anavatanlarını terk etmeye zorlanmıştır. Koca bir toplum, kıyılardan denizlere kapkara bir yolculuğa bırakılarak, yitip gidenlerin uğrunda zafer naraları ile inletilmiştir o kıyılar. Ne çok insanımız can vermiştir o direnişlerde, ardındansa sürgün tutulduğu o yollarda. Ne çok iz bırakmıştır bir toplum anayurtlarından sürgün yurtlarına.
Yıllardır yitip gidenlerin anısına, Kafkasya’da verilmiş o 100 yıllık yaşama ve varolma mücadelesine karşı, toplum olarak 21 Mayıslarda bir araya gelerek o günleri anıyor ve de yaşanmışlıkları bir kez daha gözler önüne seriyoruz.
Dün, 16 Mayıs 2015… Kafkas Dernekleri Federasyonu aracılığı ile bir kez daha bir araya gelerek o günleri, geçmişte yaşayan insanların trajedilerini bir kez daha anarak saygıda bulunduk. Öyle ki ben şahsım adına böyle olmasını isterdim. Organizasyonun düzenlendiği mekana gelen tüm halkımızın gerçekten orada geçmişine saygı duyarak, o günleri yaşadığını varsayarak 151 yıl öncesini anmasını isterdim. Fakat görmüş olduğum manzara beni derinden etkiledi. Elbette ki zaman ilerliyor ve biz ilerleyen zamanın gelişmekte olan teknolojisini durduramıyoruz. Yahut bunu kendimize ve toplumumuza daha yararlı kullanamıyoruz evet… Lakin Türkiye’nin dört bir yanından oraya geçmişini anmaya gelen insanların, hala daha kanayan bir yara olan kıyılarda fotoğraf çekme ve çektirme çabaları beni hayal kırıklıklarına uğrattı.
Sembolik olarak Nart Ateşi etrafında tutulan mezar taşları. Öylesi anlamlar yüklenerek, öylesi geçmişe giderek tutulmalıydı ki o taşlar… Fakat burada da sınıfta kaldık. Burada da fotoğraf sevdamız, sürgün yaramızdan baskın çıktı. Elbette gördüğüm bu manzaraları tüm toplumumuza yıkamam, ama gezmek için, şekilcilik yapmak için, 21 Mayıs günü sosyal medya hesaplarında paylaşmak için bu programlara katılan insanlara şahsım adına tahammül etmekte güçlük çekiyor ve kınamadan geçemiyorum.
KAFFED’e böyle bir organizasyondan dolayı teşekkürlerimi sunmak isterim. Elbette organizasyon sırasında gözüme çarpan birkaç terslik oldu yahut programa alınmasına anlam veremediğim farklı olaylar. Fakat insanların göstermiş oldukları yetersiz özveriyi ve saygısızlığı görünce tüm bu küçük detaylar gözümde kayboldu. Ne olursa olsun biz orada toplumumuzla geçmişimize saygı duymak yitirdiğimiz bedenleri anmak için toplanıyoruz.
Özellikle genç arkadaşlarımdan geçmişteki bu büyük trajediye saygı duymalarını ve böylesi anlamlı alanlara fotoğraf çekme ve bunları sosyal medya hesaplarında paylaşma güdüleriyle gelmemelerini rica etmek istiyorum.
Bizler toplum olarak sürgün edilmiş bir kimliğin evlatlarıyız. Geçmişimizin uğradığı haksızlıkları, yaşadıkları trajedileri, bugün tek yumruk olarak gelecek nesillere taşımalı ve toplum olarak anavatanımızda bağımsızlığımızı elimize alabilmemiz için mücadele etmeliyiz. Bizler için savaş 1864 Mayıs 21’de bitmedi. Savaş hala devam etmekte. Farklı kültürlerin arasında, durmadan ilerleyen teknoloji kuşağında hala varolma ve kendimizi tanımanın savaşını veriyoruz. Toplum olarak bir kez daha kendi içimizde sürgünlerin olmamasını,verdiğimiz mücadelelerin yitip gitmemesini ve 21 Mayıs 1864’ün tüm tarihselliği ve tüm kanamışlığı ile toplumumuzun her kesiminde gerektiği önemi görmesini temenni ederim.
Kilıpha Kamer Kilbahri
Uludağ Üniversitesi
Ekonometri öğrencisi – 1. sınıf