Dünya Çerkes Birliği, 13 Mayıs olağan yönetim kurulu toplantısında, ortak Çerkesçe alfabesinin oluşturulması için Adıge dil bilimcilerinden müteşekkil bir komisyon kurulmasına karar verdi. Komisyona, 19 Eylül’de yapılacak kongreye kadar, ortak bir alfabenin taslağını hazırlama ve Çerkes dilinin ortak standartlarını belirleme görevi verildi.
Kabardey-Balkar Üniversitesi Filoloji Bölüm Başkanı Hamişa Timijev, Kavkazki Uzel’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kabardey-Çerkes ve Adıgeyce alfabelerinin aralarında çok az bir fark var. Bu farklar fonetik ve imlada. Bu sebeple, bu üç dili ortak bir paydada buluşturmak imkansız değil. Daha zor olan ortak bir edebi dil oluşturabilmek. Bugün dünyanın birçok yerine dağılmış Çerkesler mevcut. Bu dağılan Çerkeslerin konuştuğu Kabardey-Çerkes ve Adıgeyce arasında önemli farklar var. Ama bu mesele de çözülebilir. Mesela Gürcistan Svanlar, Megreller ve Acarlar gibi birçok etnisitenin bulunduğu bir ülke. Bu dillerin arasında da önemli farklar var. Fakat onlar ortak bir dil oluşturmayı başardılar.”
Hamişa Timijev’e göre, ortak bir alfabe ve ortak bir Çerkes dilinin oluşturulmasına hükümetler de karşı değil. 2002’de Kabardey-Balkar parlamentosu “tüm Adıgeler için ortak dil” kanunu kabul etmişti. Timijev konuşmasında, bu kanun gereğince Kabardey-Balkar’da bir komisyon oluşturulduğunu, komisyonun ortak bir alfabe oluşturduğunu, fakat kanunun Adıgey parlamentosu tarafından kabul edilmediğini hatırlattı.
Ortak Adıgece alfabenin tarih içinde halklar arasında oluşan farklılıkların tesviyesine sebep olup olmayacağı sorusunu Timijev “Biz zaten tek bir halkız. Aramızdaki farklar psikolojik ve kültüreldir. Bunlar da zenginliklerimizdir. Bu sebeple ortak bir alfabe bir problem teşkil etmez” şeklinde cevapladı.
Rusya Bilimler Akademisi Kabardey-Balkar Bilim Merkezi Müdürü Petr İvanov, ortak bir Çerkesçenin oluşturulması meselesinin 90’lı yıllardan beri görüşüldüğünü, ancak bazı sebeplerden ötürü Adıge temsilcilerinin kendi aralarında anlaşamadıklarını ifade etti.
Kabardey Kongresi’nden Aslan Beşto, dil farklılıklarının halkların birbirini anlama ve birleşmesine olumsuz etki ettiğini düşünüyor. Beşto’ya göre bölünen halk, birbirinden haberi olmadan yaşıyor ve asimile oluyor.
Beşto, açıklamasında, “Bu durum, Adıgelerin azınlıkta olduğu Adıgey Cumhuriyeti’nde meydana geliyor. Aynı şey Karaçay-Çerkes’teki Çerkeslerde de yaşanıyor. Okullarda anadil ders saatlerinin azaltılması da olumsuz bir etki oluşturuyor” dedi. Beşto lehçeler arasındaki farkların aşılabileceğini söyleyerek, Şapsığ ve Bjedug lehçelerini iki haftada öğrendiğini söyledi. (ajanskafkas)