Rusya’nın insan hakları örgütlerine açtığı “savaş”ta yeni bir aşamaya geçildi. Haziran 2013’ten itibaren “yabancı ajan” olarak adlandırılan yüzden fazla STK şimdi de “yasa dışı” ve “Rusya karşıtı” aktivite iddialarının hedefi oldu.
Adalet Bakanlığı, Ekim 2015’te gerçekleştirdiği denetlemenin ardından Memorial İnsan Hakları Merkezi’nin “Anayasayı çiğnediği”, “ülkenin siyasi rejiminin değiştirilmesi çağrısında bulunduğu” ve “kamuoyunu yanılttığı” sonucuna vardı. Adalet Bakanlığı’nın raporu başsavcılığa yollandı ve Memorial’a iki haftalık itiraz süresi tanındı. Mahkeme eğer Adalet Bakanlığı’nın tespitlerini onaylarsa Memorial kapatılabilecek.
6 Kasım’da ise Magomed Mutsolgov başkanlığında İnguşetya’da faaliyet gösteren Mashr (Barış) adlı insan hakları kuruluşu hakkında “Rusya karşıtı” ve “aşırılıkçı” suçlamasıyla inceleme başlatıldı. Bir kısmı maske takan güvenlik görevlileri, Mashr bürolarına baskın yaparak belge, bilgisayar ve cep telefonlarına el koydu. Operasyon, Mutsolgov’un Kuzey Kafkasya’da dinler arası çatışma yaratmak için sabotaj çalışmaları yaptığı iddiasıyla gerçekleştirildi. Oysa Mashr daha birkaç gün önce denetlenmiş ve çalışmalarının yasal olduğu mahkeme kararıyla tescillenmişti.
Kasım ayında parlamentoya sunulan yeni yasa tasarısı kabul edilirse, Rusya vatandaşları ve kurumları Rusya’nın insan hakkı ihlalleri konusunda uluslararası kuruluşlarla bilgi alışverişi yapmaları halinde haklarında dava açılabilecek.
Son zamanlarda parlamentoya baskıcı yasa tasarıları sunuluyor. İşkence ve kötü muamelenin yasaklanması gibi evrensel insan hakları, Rusya tarafından “siyasi faaliyet” olarak algılanıyor. (www.fidh.org)
“Yasa dışı” ve “Rusya karşıtı” gibi suçlamalar anlaşılır gibi değil ve hukuken saçmalık… Bu suçlamalar, Rusya yöneticilerinin insan hakları savunucularını susturmak ve insan haklarının korunması düşüncesini imha etmek yolunda attığı yeni adımın damgasıdır.
Karim Lahidji
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) Başkanı
Rusya Federasyonu Anayasası’nda düzenlenen hakların savunulması, devletin ve vatandaşların görevi olmalıdır. Ne yazık ki günümüz Rusyası’nda, anayasa ve Rusya devletinin yaptığı anlaşmalarla korunan hakların savunulması ve uygulanmasının yasa dışı, Rusya karşıtı ve yıkıcı olduğu ilan ediliyor. Durum daha da kötüye gidebilir. İnsan hakları ihlalleri konusunda uluslararası kuruluşlarla iletişimin denetim altına alınması halinde ise işkence ve diğer ihlallere uğrayan kurbanların sesinin duyulmaması boyutuna geçilmiş olacaktır.
Gerald Starebock
Dünya İşkence Karşıtı Örgütü (OMCT) Genel Sekreteri