Türkiye İlerleme Raporu’nda baskı ve özgürlük vurgusu

0
347

Türkiye’nin 18. İlerleme Raporu, Avrupa Birliği’nin (AB) Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn tarafından açıklandı. Avrupa Parlamentosu’nda konuşan Hahn, “Komisyon, Türkiye’de tırmanan şiddetin son bulmasını ve Kürt meselesinde çözüm için görüşmelere geri dönülmesini umuyor” dedi. Hahn, gazetecilere yönelik artan baskı ve sindirme ortamına da vurgu yaptı.

AB ile Türkiye’nin Suriyeli mülteci krizi görüşmeleri nedeniyle açıklaması ertelenen raporda, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü konularında endişe duyulduğu ifade edildi.

İlerleme Raporu, başta kadın hakları olmak üzere günlük yaşamda tartışma yaratan bazı konularda Türkiye’deki tablonun, kaydedilen bazı ilerlemelere rağmen, pembe olmaktan uzak olduğunu ortaya koyuyor.

 

Yargıya siyasal baskı

Türk yargı sisteminde 2014 başından bu yana bu alanda hiçbir ilerleme görülmedi. Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığına saygı yargıçlar ve savcılar eliyle zarar gördü. Hakimler ve savcılar büyük bir siyasi baskı altında kaldı. Türkiye 2015’te yargının bağımsız ve tarafsız biçimde görevini yapabilmesi için gereken siyasi, yasal ortamı sağlamalı. 7 Haziran seçimleri sonrasında hükümet kurulamadı. Giden hükümetin devlet içindeki ‘sözde paralel yapıya’ karşı başlattığı kampanya aktif olarak sürdürüldü. Bu bazı durumlarda yargının bağımsızlığını baltaladı. Cumhurbaşkanı iç ve dış meselelerde etkin kalarak, ülke içinde anayasal haklarını aştığı eleştirisine yol açtı.

 

Basına yönelik ihlaller

Cumhurbaşkanı’nın seçim kampanyalarındaki aktif rolü, iktidar partisini destekliyor görünüşü, medya üzerinde artan baskılar endişe konusu. Öncelikle yüzde 10’luk seçim barajı olmak üzere seçimlere yönelik düzenlemelerdeki eksiklikler giderilmeli. Seçim sürecinde medya özgürlüğü ciddi endişe konusu olmayı sürdürüyor. İfade özgürlüğü noktasında son iki yılda ciddi gerileme görüldü. Son yıllarda gazeteci, yazar ve sosyal medya kullanıcılarına karşı açılan davalar ciddi endişe konusu. İnternet yasasında yapılan değişiklikler Avrupa standartlarının çok gerisinde. Hükümetin mahkeme kararı olmaksızın internet içeriğini engelleme yetkisini artırdı. Türkiye gelecek yıl gazetecilere özellikle de fiziksel saldırı, tehditler başta olmak üzere her türlü gözdağına karşı durmalı.

 

Yolsuzlukla mücadele

Türkiye, yolsuzlukla mücadelede geçen yıl hiçbir ilerleme sağlamadı. Yolsuzluk algısı ülke geneline yayıldı. Önemli yolsuzluk davalarında soruşturma, kovuşturmada hükümetin etkisine olanak sağlayan yasal ve kurumsal çerçeve ciddi endişe kaynağı. Türkiye’de bağımsız yolsuzlukla mücadele kurumu yok. Büyük yolsuzluk davalarında polis ile savcılığın bağımsızlığı güçlendirilmeli. Yolsuzluğa karşı caydırıcı yaptırımlar, etkin gözetim getirilmeli.

 

Çözüm süreci

Kürt sorununu çözmeye yönelik olumlu adımların ardından barış süreci karşılıklı çatışmalar neticesinde durdu. Çatışma sürecinde güvenlik güçlerinin ciddi insan hakları ihlalleri yaptığına yönelik bilgiler var. Cizre’de 9 günlük sokağa çıkma yasağında 20’den fazla sivilin öldüğü haberlere yansıdı. Kürt barış sürecinin yeniden başlaması zorunlu. Bu çok insanların hayatına mal olan çatışmanın çözülmesi için en iyi fırsat. Yeni hükümet demokratikleşme, uzlaşma konularında ilerlemeye öncelik vermeli.

 

Kadına şiddet

Kadının geleneksel rolünün teşvik edilmesi ve yasaların yetersiz uygulanması nedeniyle kadınların ayrımcılığa ve cinsiyet temelli şiddete maruz kalması büyük endişe alanı… Siyasetçiler ve hükümet yetkilileri yasalarda benimsenen cinsiyet eşitliği ilkelerini desteklemeli ve kadınları küçültücü açıklamalardan kaçınmalı.

Kadına karşı şiddetin önlenmesi ve ailenin korunmasıyla ilgili yasa ve eylem planının uygulanmasına yönelik çabalar hızlandırılmalı ve kadına karşı şiddet ile aile içi şiddete ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’yle uyumlu hale getirilmeli.

‘Rıza’, ‘aşırı tahrik’ ve ‘yaşından büyük gösterme’ cinsel suçlarla ilgili cezalarda uygulanan indirimlere gerekçe olmayı sürdürüyor.

Zoraki evlilikler ve çocuk işçiliği eğitimin erken terk edilmesine neden oluyor. Kızlar ve erkeklerin eğitime erişim ve sürekliliğinde büyük fark var.

Mağdurların yargı yoluna gitmeleri durumunda şiddetten koruma ve yasal tazminat yetersiz.

Kamu ve özel sektörde kadınlar yeterli temsile sahip değil. Kadın istihdamının artırılmasında ilerleme sağlanamadı.

Haziran’daki seçimlerde TBMM’nin kadın üyelerinin sayısı 79’dan 98’e yükseldi. 1 Kasım seçimleri sonrasında ise bu sayı 82’ye düştü. Bu oran 550 sandalyenin yüzde 15’ine denk düşüyor.

 

Çocuk işçiliği uyarısı

En kötü şekilleri de dahil olmak üzere çocuk işçiliği sürüyor. Bu konunun üzerine öncelikle gidilmeli. Sosyal koruma önlemlerine rağmen çocukların yüzde 30’u (7.4 milyon çocuk) yoksulluk içinde yaşıyor.

Çocuklara yönelik şiddetin engellenmesine yönelik ulusal strateji yok.

 

LGBTİ’LERE ayrımcılık sürüyor

LGBTİ bireylerinin temel haklarına saygıya ilişkin durum endişe verici olmayı sürdürüyor. Transseksüel bireylere karşı saldırılar, cinayetler ve nefret suçları derin endişe kaynağı. Bu tür saldırılara karşı koruma sağlayan spesifik yasalar yok. Eşcinselliği psikoseksüel bozukluk olarak tanımlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin disiplin sisteminin önemli revizyona ihtiyacı var. Akademik bir çalışmaya göre LGBTİ üyelerinin üçte biri istihdama erişimde, çalışma koşullarında ve ücretlendirmede ayrımcılığa maruz kalıyor.

 

10 yıllık hazırlık düzeyi: Orta

AVRUPA Birliği Komisyonu’nun her yıl yayımladığı İlerleme Raporu’nda farklı bir format benimseyerek yöntem değişikliğine gitmesi Türkiye’nin müktesebata uyum ve müzakere başlıkları bağlamında sağladığı ilerlemeyi de net şekilde ortaya koydu. Tablo, AB’yle 10 yıldır üyelik müzakeresi yürüten Türkiye’nin, “AB açmasa da başlıkları biz açıyoruz” ya da “Müktesebata uyumda iyi durumdayız” türünden söylemlerini doğrular nitelikte değil. AB Komisyonu’na göre Türkiye’nin Birlik müktesebatına uyumu “orta” seviyede.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz