Oubykh Mektupları Mart 2016

0
524

Bir valiz dolusu kitap…
Bir sırt çantası kitap daha…

Biri kolda, diğeri omuzda…

Emanet oldu kitaplar…
İçinde eski Türkçe harflerle yazılmış, anatomi kitabı bile var…

Kalp…
Beyin…

Baylan’da…
Daha kahve gelmeden söylemiştim…
Evet demişti…

Tahmin ettiğimi söyleyerek, onu büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştım…

Haftanın ilk günü…

Beni görünce seni arıyordum demişti…
Kalamadım yanında…

Tahmin ettiğimi diyemedim…
Onu, sıAkıntısından kurtaracağını düşündüğüm şeyi diyemeyecektim.
Diyemedim çünkü…

Kalamadım fazla yanında…
Soluğu, merdivenlerin başında aldım…

Akşam vakti, nefes almaya sokağa çıkan anne…
Akşam vakti, saklanacak sıcak kuytu bir yer arayan anne kedi…

Çok değil hepsi hafta başında oldu…

Bir acı kahvenin hatrı olmaz mı…

Bir valiz dolusu kitap…
Bir sırt çantası daha…

Tıp okusaydım, öğrenirdim eski Türkçe yazan kitaptan, kalbin nerede, beynin nerede olduğunu…

Ne diyecektim, ne diyecektim…
Diyemedi…
O diyemedi…
Ben de diyemedim…

Demem lazımdı…
Merdiven başında aldım soluğu…

Yine yeniden bir Midas hikayesi…
Midas’in kulakları eşek kulaklı…

Yerin üç kat altına gidiyor ses…
Göğün üç kat üstüne gidiyor ses…

Terledim, iyice terledim…

Ciğerleri yerinden oynatan öksürük sesi gelince, bir lokma ciğer, sırf yanında halka soğan olduğu için…

Yazı uzadı, harfler küçüldü…
Yazı kısaldı, harfler büyüdü…

Harfler ne kadar küçülür…
Sözcüklerin dilinden anlayan olduğu gibi, anlamayanlar da vardır…

Anlayanların dilinden söz, kelime, cümle…

Yorgan, yastık konmadan hazırlanan valiz…
Havlu, terlik olmayan valiz…

Yola çıkanın valizinde yer bulan kitap…

Yolu bulan kitap…
Bir omuzda, diğeri kolda…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz