Kamu görevlileri iddianamesiyle birleştirilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin davanın duruşması, 19-21 Nisan tarihleri arasında görüldü.
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın karşısındaki meydanda toplanan “Hrant’ın Arkadaşları” adlı grup, “Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz” şeklinde pankart açarak, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Biz bitti demeden bu dava bitmez” ve “Öldür diyenler yargınlansın” şeklinde slogan attı.
Grup adına yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Bugün 19 Nisan 2016. 9 yıl 3 ay geçti arkadaşımız katledildi. Bugün birleştirilen davanın ilk celsesini izlemek için adliye önündeyiz. Hrant Dink’in gerçek katillerinin yargılanması adına ilk günden bu yana sürdürdüğümüz hukuk mücadelemizde işaret ettiğimiz yerlere daha yeni yeni dönülüp bakılıyor. Bakmakla mı kalacaklar yoksa çırılçıplak ortada duran gerçekleri de görecekler mi bilmiyoruz.
Biz adalet talep ediyoruz. Kimin ak, kimin kara, kimin ordan, kimin burdan olduğuna bakılmaksızın yapılacak yargılama ile bu kalleş cinayete ortak olmuş her kim varsa hesap versin istiyoruz. Kanın kana, kinin kine karıştığı bu günlerde Hrant Dink gibi bir sesin eksikliğini daha çok hisseden bizler adalet talebimizi ilk günkü inatla bir kez daha haykırmak için buradayız. 3 gün sürecek yargılamayı takip etmek için Çağlayan Adliyesi’nde olacağız. Hrant için adalet için. Gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana bu alçak cinayetin hesabı tüm ortaklarından sorulana kadar biz bitti demeden bu dava bitmez.”
Duruşmada 8’i tutuklu 34 sanık ilk kez bir arada hakim karşısına çıktı. Sanıklar, yargılamanın siyasi bir davaya dönüştüğünü ileri sürerek reddi hakim talebinde bulundu. Tutuklu sanıklardan eski İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ali Fuat Yılmazer’in avukatı Hüseyin Ataol da müvekkiliyle geçmiş dönemde tartışma yaşayan heyetin tarafsız davranamayacağını ileri sürerek reddi hakim talebinde bulundu.
Duruşmada ifade veren Trabzon emniyetinden isimler, Hrant Dink’in öldürüleceğinin önceden bilinmesine rağmen, bir şey yapılmadığını söyledi. Zaman zaman sanık avukatlarının arasında çıkan tartışmalara, mahkeme heyetinden, “Heyecanlanmayın daha herkes eteğindeki taşları dökecek, henüz tahliye taleplerini dinliyoruz” cevabı geldi.
Trabzon emniyetinde çalışan ve 15 Şubat 2006 tarihi istihbarat raporunda “Hayal, ne pahasına olursa olsun Dink’i öldürecek” evrakı altında imzası olan Muhittin Zenit, “Hrant Dink’in öldürüleceğini 11 ay önce ilk ben bildirdim, ben görevimi yaptım” diye konuştu. Zenit, Dink’in öldürülmesinde devletin ihmali olduğunu söyledi.
Hrant’ın Arkadaşları’ndan, davayı takip eden Bülent Aydın, ifade veren tüm emniyet görevlilerinin “Dink’in öldürüleceğini biliyordum” diye söze başladığını kaydetti.
Sanıklar reddi hakim talebinde bulunurken tutuklu polis memuru Muhittin Zenit ile o dönem komiser yardımcısı olan Özkan Mumcu’nun tahliyesine karar verildi. Mahkeme heyeti; Mumcu ve Zenit’in yurtdışına çıkışlarını ise yasaklarken Ali Fuat Yılmazer, Ercan Demir ve Ramazan Akyürek’in ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Duruşma 24 Mayıs’a ertelendi.