Tsitsekun

0
593

Tışıgupşetep • Xaştraakum • Dic a diyra dac • Ne feroğ kenzıştem

Çarlık Rusyası’nın “ya itaat ya ölüm” hedefiyle sürdürdüğü seksen yıllık savaş, 21 Mayıs 1864’te, Çerkeslerin anavatanlarından sökülüp atılmasıyla son bulmuş, Çerkesya’nın yerli halkının neredeyse tamamı Kafkasya dışına atılmıştı.
Bu vahşi sürgünden geriye kalanlar, kolonizasyon politikalarıyla kendi yurtlarında azınlık hale getirilirken, sürgün edilenler Balkanlar’dan Arabistan’a kadar dağınık şekilde yerleştirilerek, fiziksel ve kültürel yok oluşa terk edildiler.
Her türlü vahşetin yaşandığı bu insanlık suçunun üzerinden 152 yıl geçti. Anavatan ve diasporadaki asimilasyon politikaları gibi çeşitli yöntemlerle süren ‘yok etme’ ve ‘kimliksizleştirme’ savaşı halen sürüyor. 21 Mayıs tarihinin; tüm Çerkeslerin ‘itaat ve yok olma’ yerine ‘özgürlük’ ve ‘diriliş’ mücadelesine bir eşik olmasını diliyoruz.

TALEPLERİMİZ

• Çerkes olarak, varlığımızın ve kültürümüzün resmi düzeyde tanınması,
• Dilimizin ve kültürümüzün asimilasyona karşı korunması için başta anadilde eğitim hakkı olmak üzere kültürel ve demokratik haklarımızın verilmesi,
• Mevcut kültürel değerlerimizin kayıt altına alınabilmesi, korunabilmesi ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için gerekli bilimsel çalışmaların yapılması, bunun için ilgili bakanlıklarca bütçelerin ayrılması,
• Anavatan Kafkasya ile sürgün dolayısıyla kopartılan tarihsel bağlarımızın daha güçlü kurulabilmesi için çifte vatandaşlığımızın önündeki engellerin kaldırılması,
• Çerkesler’in 19. yüzyılda yaşadıkları soykırım ve sürgünün tescili,
• Abhazya’ya doğrudan ulaşımın sağlanması,
• Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması,
• Güney Osetya’nın bağımsızlığının tanınması,
• 1994 ve 1999 savaşları sonrası Türkiye’ye gelen Çeçenlere mülteci statüsü verilmesi, insanca yaşam koşullarının sağlanması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz