“Bu Denize Taş Atma Çocuk!” Dokümanter Drama

0
631

Hakan Metin Mercan’ın senaryosunu yazdığı, yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği sözlü tarih çalışması “Bu Denize Taş Atma Çocuk!” belgeselinin 15 Mayıs’ta başlayan çekimleri sürüyor. Canlandırma sahnelerinin hazırlanmasının ardından 20 Temmuz-10 Ağustos tarihleri arasında çekimleri tamamlanacak olan filmin, Ekim ayı itibariyle festivallerde gösterime girmesi planlanıyor. 12 şehirde galası yapılacak olan film daha sonra TRT’de gösterilecek.

Sinopsis
Çocukluğum, özlemin vatanıdır benim için… O güzelim yıllar, bugün bile hala özlemini duyduğum anılarla dolu olarak dedemin yanında geçti. Dedem bölgede tanınan, sözü geçen bir aksakallı, bilge ve aynı zamanda otoriter biriydi. Yalnızca ailede değil, köyde hatta tüm bölgede ona danışılır, verdiği kararları anayasa hükmünde kabul görürdü. Ancak benimle olan ilişkisi çok ilginçti. Sanırım sıra dağlar misali bende kendini görüyor olsa gerek, en küçük benzerlik arz eden davranış veya konuşmamda mutlu olur, etrafındakilere “tıpkı benim gibi” derken keyfi yüzünde okunurdu. Bilgilerini, görgülerini bana aktarmak en önemli vazifesiymiş gibi davranırdı. Beni her zaman, her ortamda yanında dolaştırır, her konuşmayı dikkatlice izlememi isterdi.
Bir gün beni Kefken’e, deniz kenarına götürdü. Birkaç balıkçı teknesinden başka hiç kimsenin yolunun düşmediği, Sakarya’nın Karadeniz kıyılarındaki sahil kasabasıydı o zamanlar Kefken. Sahil boyunca kıyıda kırılan hırçın dalgalar göz alabildiğine uzun kumsalda büyük bir uğultuyla kumların üzerine ardı ardına düşerken, denizin getirip sahile attığı, kumlara yarı gömülü, çürümüş iri bir ağacın üstüne kaykılarak oturmuş, ufka doğru derin düşüncelerle bakan dedem, iki eliyle sımsıkı tuttuğu bastonunu kuma saplamış, beni izliyordu. Ben ise hayatımda ilk kez bu kadar büyük bir su kitlesini görmekten kaynaklanan şaşkınlığımı attıktan sonra kumların arasında bulduğum taşları denize fırlatmakla meşguldüm. Dalgaların uğultuları arasında dedemin, o beni duydukça coşturan “Dedovvv!” (dedesi) diye bana seslenişini duydum. Kumlara bata çıka hemen yanına koştum. Bana “bu denize taş atma çocuk, incitme onu” dedi.
Deniz incinir miydi? Dedem benimle dalga mı geçiyordu?
Dedemin o gün bana anlattıklarından ve yaşamım boyunca öğrendiğim, gördüğüm şeylerden sonra anladım ki adının “kara” olması bir yana, eğer dedenin dedesi bu sularda yitip gitmişse, bu deniz incinir!
Geçtiğimiz yıl 21 Mayıs’ta, Sürgün’ün 150. yılı Anma Törenleri için yine aynı yerdeydim. Binlerce Kafkasyalı hemşerim aynı benim gibi duygularla gelmiş, atalarının toplu mezarları başında dualar okuyor, denize taş değil, karanfiller atıyordu.
Kefken’de dededen toruna sözlü aktarılan, bir tarih gizlidir. Mağaralarda duvarlara kazınmış, artık yok olmaya yüz tutmuş toplu mezarlardaki taşlarda varlığını hissettiren bu tarih bugün Doğu Marmara bölgemizde yaşayan Kafkasyalıların büyük çoğunluğunun Anadolu’daki gizli tarihidir.
Neden, niçin, nasıl vatanlarından kopmuşlar? Bu bölgeye nasıl gelmişler? Temmuz aylarında Kefken açıklarındaki batık gemi iskeleti gerçekten o gün batan geminin kalıntıları mıdır? Toplu mezarlarda ya da köy mezarlıklarında defnedilenlerin kayıtları var mıdır? Bölgenin gerçek sakinleri Türkmen-Manav köylüler hangi kutsal maneviyatla onlara sahip çıkıp aşını, toprağını o ne konuştuklarını anlamadıkları insanlarla paylaşmışlar? O Türkmen köylülerin torunları bugün ne düşünüyorlar? Kefken’de dedeleri gömülü olan günümüz kuşağı için Kefken’in anlamı ne? Kaç köy kurulmuş, Kefken’de kökleri olan? O köylerde bu gün Kefken ile ilgili neler anlatılıyor, hangi ağıtlar söyleniyor? Osmanlı arşivlerinde yer alan yazışmalardan bugüne neler kalmış? Yerel yöneticiler, yetkililer bugün farklı kültürlerin iç içe, kardeşçe yaşamasına yönelik ne düşünüyorlar?
İşte, Sürgün Hafızası Kefken-“Bu Denize Taş Atma Çocuk”, dedemin bana anlattıkları ışığında tüm bu sorulara cevap arayan ve bulduklarını röportajlarla, akademisyenlerin bilgileriyle, canlandırmalarla harmanlayıp belgeleyen bir Sözlü Tarih çalışmasıdır.
Hakan Metin Mercan

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz