Ferdane ve Nartan anıldı

0
818

Suruç katliamında yaşamını yitiren Ferdane Kılıç ve oğlu Nartan Kılıç, Bursa’da yapılan etkinlikte anıldı.
Nilüfer ilçesinde bulunan Konak Kültür Evi’nde yapılan etkinlik, Nartan Kılıç’ın çektiği fotoğraflardan oluşan sergiyle başladı.
Burada konuşan aile dostlarından Filiz Çelik, Nartan’ın Kobane’deki çocuklara oyuncak götürme fikrini tereddütsüz kabul ettiğini söyledi. Nartan’ın Kafkasya’da kaldığı yurttaki odasında ölmeden yapmak istediklerine dair bir not bulunduğunu dile getiren Çelik, bu listede fotoğraf sergisi açmak istediği notunun da yer aldığını belirtti. Kılıç, fotoğraf sergisinin Nartan’ın hayalini gerçekleştirme amacı taşıdığını kaydetti.
Fotoğraf sergisinin ardından anma etkinliği gerçekleştirildi. Çurmit Sebahattin’in Adigece ve Türkçe sunumuyla yapılan etkinlikte, Suruç şehidi Hatice Ezgi Sadet’in kardeşi ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Özgen Sadet konuşma yaptı. Rojava devriminin yıldönümünde umutlarını sırtlayarak Kobanê’ye doğru yola çıktıklarını söyleyen Sadet, “Yolculuğumuz Amara’da kesildi. O ufak bahçede 33 yoldaşımızı kaybettik. Sonraki süreçte Cizre’de yakılan insanlar, çocuklar gördük, Taybet Ana’nın sokakta bekletilen cenazesini, buzdolabına konulan çocukları gördük. 10 Ekim, İstanbul katliamlarını yaşadık. Bize bu acıyı yaşatanlar bilsinler ki yüzlerce Nartan, Ferdane, Polen var” dedi.
Son dönemde yaşananlara da değinen Sadet, “Ne darbe, ne OHAL koşullarında vazgeçmeyeceğiz. Onların gülüşleri bizim yüreklerimizdedir, düşleri bizim içimizdedir” diye konuştu.

Jıneps Gazetesi Yayın Kurulu üyesi ve Demokratik Çerkes Kongresi Girişimi’nden Yaşar Güven de duygu dolu bir konuşma yaptı. Türkiye ve Kürt coğrafyasında 1915’ten başlayarak bugüne kadar çok sayıda katliam yaşandığını hatırlatan Güven, “Suruç ilk değildi, son da olmadı, devam ediyor. Belli ve net ki kendi kaderimizi belirleyeceğimiz, o iradeyi göstereceğimiz günlere kadar mola verse de devam edecek. Suruç bir düş yolculuğunun kana bulanmasıydı ki o düş bitmedi, sürüyor, sürmeli” dedi.
Rojava Toplumsal Sözleşmesi’nin halkların ortak iradesini temsil ettiğini kaydeden Güven, “O 33 yolcunun içindeki Ferdane ve Nartan siyasi kimlikleri ile birlikte onurla taşıdıkları Çerkes kimlikleri ile bu düşün de peşindeydiler. Eşitlik, özgürlük, adalet, barış, demokrasi, doğrudan demokrasi mücadelesinde halkların kardeşliğini teoriden pratiğe taşımak adına Kobane’nin çocuklarına nefes olmak istediler. Mücadeleleri boyunca Çerkes kimliklerine sıkı sıkıya bağlıydılar ama Çerkes kimliğine sıkışıp kalmadılar, Türkiye, Kafkasya, Ortadoğu, dünya gerçeklerine kayıtsız kalmadan kimliklerinin de özgürleşeceği mücadelenin içindeydiler” diye konuştu.
Güven, “Mesajımız net, ‘Suruç için adalet herkes için adalet’tir” dedi ve ezilen tüm halkların uğradıkları katliamlara, baskılara karşı mücadele edeceklerini söyleyerek, Türkçe ve Adigece “Yaşasın halkların kardeşliği” sözüyle konuşmasını sonlandırdı.

***

Bıçakla kesilecek kadar koyuydu karanlık
Şehri çakallar basmış pus tutmuş hâfızalar
Çıplak elleriyle eşeliyor toprağı bir kadın
Bir çocuk çığlık çığlığa haykırıyor ıssızlığı

Nartan atları mı sulayacaktı Suruç’ta,
Nart ülkesinin uzun yeleli rüzgârlarını
Gel otur iki çift laf edelim seninle Ferdane
Metin kadehleri hazırlayadursun sessizce

Ankara Gar önü (mahşer)
Kardeşler kardeşler kardeşler
Ne Tanrı duyuyor çığlığı ne Devlet
Ölüm de kaybediyor haysiyetini

Ahmet Telli

***

33’ler artık tüm insanlık ailesinin fertleridir

Etkinliğe katılan HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da yaptığı konuşmada, üç gün önce Muş’ta Suruç katliamında yaşamını yitiren Medali Barutçu, Evrim Deniz Erol, Serhat Devrim’i andıklarını söyledi. Yıldırım, Muş’taki anmada dile getirilen halkların kardeşliği ruhunu bugün Bursa’da da hissettiğini söyledi.
33 Düş Yolcusu’nun savaşın trajedisini yaşamış çocukların acısını paylaşmak için Kobane’ye gittiğini vurgulayan Yıldırım, 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta yaşanan katliamın ardından Türkiye’de savaşın tırmandırıldığını söyledi. Yıldırım, “33’ler 20 Temmuz’a kadar ailelerinin fertleriydi, artık tüm insanlık ailesinin fertleridir” diye konuştu.
Son olarak konuşma yapan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği kurucularından ve katliamda kardeşini kaybeden Resul Baykara, “33’ler hangi düşü taşıyorsa, Ankara katliamında yaşamını yitirenler de aynı düşü taşıyorlar” dedi. 33’ler ve Ankara katliamında yaşamını yitirenlerin düşlerini gerçek kılmak için mücadele edeceklerini kaydeden Baykara, “Karanlıklar üzerimize çökmek için gelse de aydınlık için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Bilim Eğitim Estetik Kültür Araştırmaları Vakfı’nın (BEKSAV), 33 düş yolcusunun arkadaşları ve aileleriyle yaptıkları röportajlardan oluşan sinevizyon gösterimi yapıldı. Ahmet Telli, Suruç katliamının ardından yazdığı şiirleriyle etkinliğe katılırken, Çerkes sanatçı Surhay, Nartan için yazdığı rap şarkıyı seslendirdi.
Gülin Erimhan’ın Kafkasya’da yapılacak Nartan Kılıç Ulusal Kültür Gençlik Merkezi ile ilgili kısa bir bilgilendirme yaptığı etkinlik, Bursa’da kurulan 10 Ekim Halk Korosu’nun seslendirdiği şarkılarla sona erdi.
(Etkin Haber Ajansı)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz