Belarus Cumhuriyeti’nin Brest tren istasyonunda her gün 300-350 kişi AB ülkelerine gitmeye çalışıyor. 29 yaşındaki Çeçenyalı Ruslan iki haftadır Brest istasyonunda bekliyor. Yanında karısı, kızı ve iki oğlu var. En küçük çocuğu henüz üç yaşında olan Ruslan, “Açıkçası köyümde akrabalarımla yaşamak en güzeli olurdu ama mümkün değil. Mutlu olsam neden gitmek isteyeyim ki? Herkes iyi yaşayabileceği bir yerde olmak istiyor. Dünyanın öbür ucuna bile gidebilirim” diyor. Ruslan evdeki tüm eşyalarını satıp bir valiz ve 200 euro ile yola çıkmış. Pansiyon tipi yerlerde kalırken paraları iyice azalmış ve istasyonda kalmaya başlamışlar, patates püresi yiyerek yemek vakitlerini geçiştiriyorlar. Çocuklar öksürüyor, genç çift çok bitkin görünüyor.
Ruslan AB ülkelerine geçebilmek için bugüne kadar on kez girişimde bulunmuş ama başaramamış. Polonyalı sınır muhafızları da “Sizi besleyecek paramız yok, başka yere gidin” diyormuş. Ruslan, “Gudermes bölgesindeki bir köyde yaşıyorum. Köyde 6-7 bin insan var ama hepsi işsiz. İşe girebilmek için rüşvet gerekiyor.
Ödeyemediğim için evdeki elektrik ve gaz kesildi. Çalıştığım inşaat şirketinden iki ayda 27 bin ruble (418 dolar) kazandım ama bir kilo etin fiyatı 380-400 ruble. Bakmam gereken bir ailem var ama nasıl?” diyor.
Brest istasyonunda bekleyen yüzlerce ailenin anlattıkları çok benzer. Parası olanlar otelde kalıyor, diğerleri ise istasyona sığınmış.
Belarus halkı sığınmacılara alışmış görünüyor. Son on yıldır neredeyse herkes Brest üzerinden geçiş yapıyormuş. Ama sayıları giderek artmış.
İstasyondaki sınır kontrol bölümü müdürü Gennady Prohotsuk “Eskiden bu kadar çok giden yoktu. Geçen yıl günde 300-350 kişi Polonya’ya giderdi, şimdi bu sayı 500’e yaklaştı” diyor.
Brest istasyonunu dolduranların çoğu Çeçenyalı… 2016’nın ilk yarısında Polonya’ya gitmek için 33.071 başvuru yapılmış, sadece 5 bini Polonya’ya geçebilmiş. (kp.by)
Çeviri: Serap Canbek